English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Travis

Travis translate Turkish

3,161 parallel translation
Alguém ficou de algazarra, O Travis foi ter com ele e expulsou-o de lá.
Adamlardan biri saçmalamış Travis de adamın üstüne yürüyüp, karga tulumba kapı dışarı etmiş.
Imaginei que saíram do restaurante e seguiram o Travis no regresso a casa.
Tahminimce lokantadan çıkmışlar onlar da. Travis'i işten eve yürürken takip etmişler.
O irmão mais novo disse que levaram o boné do Travis.
Küçük kardeşi vardı ya, onun dediğine göre adamlardan biri onun iş şapkasını almış.
Também já contei à polícia tudo o que sei sobre o Travis e os tipos.
Ayrıca, polise Travis ve o diğerleri hakkında bildiğim her şeyi söyledim.
Procuro pelo Darren McGrady, o irmão mais novo do Travis.
Ben Darren McGrady'i arıyorum, Travis'in küçük kardeşi hani.
Do mesma maneira que o Travis também estava quando ele a defendeu daqueles bandidos.
Aynı Travis'in senin için o serserilere karşı koyduğunda korktuğu gibi.
Os tipos que mataram o Travis talvez andem atrás do Darren.
Travis'i öldüren o adamlar, şu anda Darren'in peşine düşmüş olabilirler.
Ele está quase a esclarecer-nos sobre o assassínio do Travis McGrady.
Birazdan bizi Travis McGrady'in cinayeti hakkında bilgilendirecek.
A arma que usaste para matar o Travis McGrady.
- Travis McGrady'i öldürürken kullandığın silahı diyorum.
Então, quem matou o Travis McGrady?
Travis McGrady'i kim öldürdü?
Estou a ser acusado de fraude pelo Travis Tanner.
Travis Tanner tarafından sahtekârlıkla suçlanıyorum.
- Travis Tanner deu-me uma cópia primeiro.
Travis Tanner bana bir kopyasını verdi.
- Travis, a mamã está de saída.
Hey, Travis, anne gidiyor.
Katie, Travis, as bolachas estão prontas!
Katie, Travis! Yemekler hazır!
Do que se trata? Uma lâmina de sangue queimada... tem o sangue do Travis Marshall.
Travis Marshall'ın kanının bulunduğu kömürleşmiş bir kan lamıymış.
Tinha sangue do Travis Marshall.
Üzerinde Travis Marshall'ın kanı vardı.
E se foi ele que matou o Travis Marshall?
Travis Marshall'ı öldüren oysa peki?
Mas o Travis Marshall não foi cortado aos bocados e enfiado em sacos.
İyi de, Travis Marshall parçalara ayrılıp poşetlere konmamıştı.
A LaGuerta encontrou uma lâmina de sangue com sangue do Travis Marshall, na merda da igreja.
LaGuerta kilisede, üzerinde Travis Marshall'ın kanı bulunan bir kan lamı bulmuş.
A LaGuerta encontrou uma amostra com sangue do Travis Marshall na porra da igreja.
LaGuerta kilisede, üzerinde Travis Marshall'ın kanı bulunan lamı bulmuş.
Olha, Travis.
Hey, Travis.
O mundo da Katie e do Travis vai ficar de pernas para o ar.
Katie ve Travis'in tüm dünyaları alt üst olmak üzere.
O Travis voltou a perguntar porque é que o papá não ligou e a Katie quis falar com ele pelo Skype.
Travis, babasının arayıp aramadığını sordu yine Katie de Skype'de görüşmek istedi. Çok zor bir gündü.
- Ela vai estragar tudo.
- Her şeyi mahvedecek. - Bu kadar yeter Travis.
- Travis, já chega. Que tal mostrares à vovó as botas que te comprámos para o espetáculo?
Neden büyük annenize yeni aldığımız botları göstermiyorsunuz?
Travis, disse para usares só um pouco.
Travis, sana az sür demiştim.
Se te amar? Eu fui à igreja na noite em que mataste o Travis Marshall para te dizer que estava apaixonada por ti!
Travis Marshall'ı öldürdüğün gece o kiliseye sana âşık olduğumu söylemek için gelmiştim!
Esforcei-me tanto por provar que o carniceiro de Bay Harbor ainda estava ativo que ignorei algumas pontas soltas da morte de Travis Marshall.
Liman Koyu Kasabı'nın cinayetlerine hâlâ devam ettiğini canla başla kanıtlamaya çalışırken Travis Marshall'ın ölümündeki yarım kalmış işleri gözden kaçırmışım.
De acordo com o testemunho do Dexter, anterior ao dia em que encontrámos o corpo do Travis Marshall, ele estava a fazer a sua última análise forense na igreja.
Dexter'ın ifadesine göre Travis Marshall'ın cesedini bulduğumuz günden önce kilisede son kontrolünü yapıyormuş.
Mas comprar gasolina para incendiar uma igreja para encobrir o facto de teres matado o Travis Marshall já é.
Evet ama Travis Marshall'ı öldürdüğünü örtbas etmek amacıyla kiliseyi yakmak için benzin almak suç.
Assim que o mandado for usado, a LaGuerta terá uma cronologia da noite em que matei o Travis Marshall.
Bu araştırıldığı an LaGuerta, Travis Marshall'ı öldürdüğüm gecenin zaman çizelgesine ulaşacak.
Travis Burka.
Travis Burka.
Travis.
Dinle Travis.
Agora tenho de passar duas semanas a preparar-vos, da Jessica à sua secretária porque o Travis Tanner vai pôr-vos todos a depor.
Şimdi önümüzdeki iki haftada Jessica'dan sekreterine kadar herkesi hazırlamak zorundayım. Çünkü Travis Tanner herkesin yeminli ifadesini alacaktır.
Oh, mamã, a Katie e o Travis estão bem... melhor do que bem atendendo às circunstancias.
Anne, Katie ve Travis iyiler hatta sartlara göre, çok iyiler.
Sim, o Travis foi uma surpresa, está bem.
Öyle, Travis biraz süpriz olmuştu.
Tu, o Travis, a Katie, todos os três juntos... essa é a tua família.
Sen, Travis, Katie kendi başınıza, beraber, kendi kendinize - - Senin ailen bu.
Estou feliz por te ver, Travis.
Seni gördüğüme sevindim, Travis.
O Travis Tanner está-se a cagar para a Donna Paulsen. - Não és o Tanner.
Donna Paulsen, Travis Tanner'ın umurunda bile değil.
Mas o júri não viu o Louis Litt a acreditar na inocência do Harvey. Viram o Travis Tanner.
Ama bu jüri Louis Litt'in Harvey'in masumiyetine inandığını değil Travis Tanner'ı gördü.
O Travis reuniu-os.
- Travis onları bir araya getirdi.
A tua lealdade ao Travis é inspiradora para mim.
Travis'e olan sadakatin bana ilham veriyor.
A minha lealdade ao Travis não é maior do que a minha a ti e à nossa causa.
Travis'e olan sadakatim size ve amacımıza olan sadakatimden sonra gelir.
Este tipo de força bruta encaixa com o perfil do Travis.
Bu tür bir kuvvet Travis'in tanımına uyuyor.
Travis, há alguém à porta.
Travis, kapıda biri var.
O que fazes aqui, Kellogg? Passei para dizer que não guardo rancor por me terem deixado lá para morrer, com uma bomba amarrada em mim, Travis.
Mücevherlerim için sandalyemin altına bomba bağlayıp beni ölüme terk ettiğiniz için size "darılmadığımı" söylemek için geldim Travis.
Travis, continua com o que tínhamos começado.
Travis, başladığımız işe devam et.
Travis o quê?
- Hangi Travis?
O Travis quis mais uma história.
Herkesin gittiğini düşünmüştüm. Travis bir hikaye daha istiyor.
Mãe, que tal levares o Travis àquela coisa na igreja?
Anne, neden sen Travis'i şu kilise olayına götürmüyorsun?
- Eu não...
- Sen Travis Tanner değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]