Translate.vc / Portuguese → Turkish / Trend
Trend translate Turkish
73 parallel translation
- O pai dela é John Trend...
Bakın, eşimin babasının adı Yon Trend. - Bu nedenle hapiste.
- Trend?
- Trend mi?
Olá, Meurice. Sou a Héléne Trend.
Selam, Meurice, ben Helene Trend.
O que estás para aí a dizer?
Ne? Yeni bir trend.
Ouve, Trent, és um tipo porreiro. Eu...
Bak Trend sen iyi birisin ben...
A Madeline sabe tudo sobre as modas. - A Judy Garland está na moda?
Bana bir trend göster, sana Madeline'i göstereyim.
Sabes que o fazia muito antes do grupo se tornar tão moderno.
Şey, biliyorsun bunu bir trend olmadan çok önce yapıyordum.
É o seguinte. "O Chili's é o novo campo de golfe, é onde se fazem os negócios."
Yaptım çünkü yeni trend Chili's.
Não estou a seguir uma moda.
Trend peşinden gitmiyorum.
- Sim, e é uma coisa muito séria.
- Evet, ciddi bir trend.
Descoberta de tendências?
Trend yer?
O muito na moda Rico Cerda.
Hem de çok trend birisini, Rico Cerda.
Newt Glick. UDX. A derradeira experiência em encontros.
Yeni trend, M.F.T. Yani "Muhteşem Flört Tecrübesi".
Página 7 Dividendos não recuperáveis de toda e / ou quaisquer somas 0,8 % de todas as vendas rateadas devido ao ditas vendas a custas... a fontes recuperáveis 7 % do controle sobre a sua alma, e que, por sua vez... obterá este cartão de presente de $ 5,00 para "Hot Topic".
Sayfa 7 imzalayanların hiç bir şekilde para telafisi yoktur tüm satışların yüzde 0.08'ine el konulur çünkü davranış sistemi 16.9 iş bu domuzcuk kumbarası gibi telafi edilenlere eklenebilir ruhunuzun % 70'i ve siz sırayla... Trend Topic olursanız 5 dolarlık hediye kartı.
"Uma nova tendência está a infiltrar-se no conhecido impenetrável cenário de Hollywood."
"Çoktan girilmemiş popüler Hollywood masasında yeni bir trend yükseliyor"
Bem, na verdade agora é chique.
Aslında şu anda trend bu.
Precisamos sempre de analistas de tendências.
- Hiç fena değil. Aslında, herzaman bir trend izleyiciye ihtiyacımız olmuştur.
Vamos filmar cada luta, fazer destaques para criar zumbido na Internet, sabe... suporte do público é uma parte importante neste jogo.
Her dövüşü kaydedeceğiz, her özeti internete yükleyeceğiz ve bir trend yaratacağız. Kalabalık desteği bu oyunda büyük bir faktör.
O Teddy fez virar moda.
Teddy bir trend başlattı.
E David Wales é o presidente do Ministério da Cultura e ganha a vida a prever as próximas tendências em publicidade.
Ve Kültür Bakanı David Wales, reklamcılıkta trend olacak şeyleri tahmin ederek para kazanıyor.
Aqui está o que é quente em New York agora.
Bu şu anda New York'ta çok trend.
Desculpa, mas depois da Park ter mandado para todo o hospital desculpas sem se desculpar esta manhã, assumi que o plágio é o novo preto.
Pardon ama Park özür olmayan özrünü tüm hastaneye gönderince aşırmacılığın yeni trend olduğunu sanmıştım.
- Não é uma tendência.
- Eh, trend değil tabii.
Faço prognósticos de tendências.
Trend tahmincisiyim.
Prognósticos de tendências...
Trend tahmincisi. Ya, tabii!
As malhas são uma "tendência".
Yeni trend bu. Moda böyle.
As tendências da Moda de Outubro passado tem perdido o brilho.
Geçen Ekim'in Moda Trend'i pırıltısını kaybetmiş.
Erupção no Twitter.
- Twitter'da sorun var. Başkan Yardımcısı trend oluyor.
PRETTY LITTLE LIARS S03E02 "Blood is the New Black"
Sezon 3 x 02 Siyahta Yeni Trend Kan.
Estamos no Trending Topics!
Trend olduk!
Está nos Trending Topics.
Çünkü trend konusu.
Estar no auge até ao fim.
Sonuna kadar trend.
É a isto que chamam trending, certo?
Demek trend olmak diye buna diyorsunuz?
Sabemos que a tendência islâmica é construir grandes mesquitas nos locais importantes das terras conquistadas.
- Şunu biliyoruz ki "İslami trend" "işgal edilmiş kutsal alanlarımızda" daha büyük camiler peşinde.
Acha que podemos chamar tendência a algo que aconteceu no século VIII?
8. yüzyılda gerçekleşmiş bir şey için "İslami trend" demek doğru olur mu?
A menos que haja um comício nos próximos 90 minutos, o Dow vai fechar com uma descida de 2,5 %, o SP e o NASDAQ fecharão com uma descida de 2,3 %.
- Sloan. Önümüzdeki 90 dakika yukarı bir trend olmazsa, Dow Jones endeksi % 2.5...
- Sim, Jess. É isso que a geração do milénio, porreira e na moda, quer comer.
Evet, Jess, bu tam da yeni, hipster, trend gençlerin yemek isteyebileceği bir şey : güveç.
A tendência de adiar o casamento e a actual situação económica, faz com que nos adaptemos.
Evliliği ertelemede yeni trend, ekonomiyle birlikte insanların adapte olması gerektiğidir.
É um trabalho sobre tendências, sobre algo chamado "aguentar".
Bir trend yazısı. Sınırlama adı verilen bir şey hakkında.
Aparentemente, a BAU é uma tendência no Twitter.
Belli ki DAB Twitter'da trend oluyor.
Sabes o que mais está lá?
Başka ne Trend biliyor musun?
É uma nova tendência.
Yeni bir trend.
É proibido tirar-se fotos aos cadáveres.
Bu gece cesetlerin fotoğraflarını Twitter'da trend topik yapamazsınız.
Já é viral no twitter.
Twitter'da trend oldu bile.
Não há dúvida foi um mês violento, mas tudo indica que é apenas momentâneo e não vai durar muito tempo.
Bu ayın çok kötü geçtiğine şüphe yok. Bütün göstergeler bunun dönemlik bir şey olduğunu uzun süre devam edecek bir trend olmadığını gösteriyor.
Fiz pequenos investimentos, encontrei uma tendência, arrisquei, investi 50 mil e transformei em 7 milhões.
İlk dosyalara ulaşıp bir trend yakalayınca iddiaya yatırdım ve 50 dolar kazandım. Sonra o parayı 7 milyon yaptım.
Han, essa tosta é comida gourmet. E morre aqui, como a minha alma morreu.
Canısı, o tost trend bir yemek burada ölür o.
O acordo com o Rei já rebentou, Senhora Secretária.
Kralla görüşmeniz şimdiden trend oldu sayın bakan.
O meu estômago foi-se!
Trend bir hastalığa yakalandın.
Já está na net.
Trend konususun.
É uma tendência moderna irritante.
Üzücü bir modern, trend.