Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tràs
Tràs translate Turkish
30 parallel translation
Olha para tràs e diz-me, aquela é a Julia?
Arkandaki Julia mı?
Deixàmos para tràs um rasto de dias até que, de repente, no Veräo passado...
Günlerin izini bıraktık ardımızda bir heykel galerisi gibi ta ki geçen yaz aniden...
Quer que eu conte de 1 00 para tràs?
100'den geriye saymaya başlamamı ister misin?
- Gosta de contar para tràs?
- Geriye saymak hoşuna gider mi? - Bayılırım.
Eu fui embora e nunca olhei pra tràs.
Oradan uzaklaştım ve hiç arkama bakmadım.
Ficar para tràs em tudo?
Her şeyde geri mi kalalım?
Olha para tràs!
Yakala. Arkana bak!
Eu nunca olho para tràs.
Ben geriye bakmam.
Olho para tràs, para a minha vida e vejo que estive paralisada nos ùltimos Deus sabe quantos anos.
Hayatıma dönüp bakınca, Tanrı bilir kaç yıldır felçli yaşadığımı görüyorum.
Veio por tràs e deu-me com o spray.
Geldi ve arkamdan sprey sıkmaya başladı.
Acho que deviamos voltar para tràs.
Dönsek iyi olacak.
lnclinem-se para tràs.
Ve arkaya uzanın.
Estou à frente em Manhattan e Brooklyn mas estou para tràs no Bronx.
Manhattan ve Brooklyn'de öndeyim ama nedense Bronx'ta oy alamıyorum.
- Vou lá para tràs.
- Ben arkaya gidiyorum.
Muitos clientes dizem ser desconfortável para as vértebras inferiores, quando se inclinam para tràs a saborear um charuto.
Beyefendilerin dediğine göre, yemekten sonra puroyla keyif çatmak için... arkalarına yaslandıklarında belkemiklerini çok acıtıyormuş.
Podemos deixar o mundo da plebe para tràs e ir às festas das revistas cor-de-rosa.
Sıradan dünyayı geride bırakıp o renkIi partiIere gidebiIiriz.
Se é do Município, mudámos o can'taz là para tràs.
Eğer Belediye'den geldiysen, tabelamızı kaldırdık.
Fazes o ataque frontal, eu vou para tràs das linas.
Siz cepheden taarruz yaparsınız, çizginin arkasına ben giderim.
Apanou a primeira coisa com fumo e nem olhou para tràs.
Kızım ilk treni yakalayarak arkasına bile bakmadan gitti.
- Partiste e nem olhaste para tràs.
- Çıktın gittin ve arkana bakmadın.
Vamos voltar para tràs.
Geri dönelim.
queres voltar para tràs agora?
Şimdi geri çekilmek mi istiyorsun?
O Jay e eu costumávamos espreitar pela janela quando tu ias lá para tràs dos arbustos e... Tu sabes, miúdos.
Sen duş alırken Jay ve ben seni pencereden gözetlerdik.
Tràs cá a luz.
Işığı şuraya tut.
Tràs o bombom para mim!
Bu çocuğu getir bana!
Tràs um copo.
Bir bardak getir.
Puxaste o martelo todo para tràs?
Eğer çekiç çekmek mi Tüm geri dönüş yolu?
Tràs o Bug, està bem?
Bug'ı getir, tamam mı?
Para trás, para tràs.
Arkaya geçin.
Já disse para tràs!
Geri çekilin dedim!