Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tré
Tré translate Turkish
102 parallel translation
Os meus... os meus ossos tre...
Benim... Benim kemiklerim...
Como os corpos que encontrámos na vala perto de Dong Tree.
Bunlar Dong Tre'nin yakınlarında bulduklarımıza benziyor.
- Tre, fizeste os deveres?
- Ödevini yaptın mı, Tre?
Bom, será um prazer voltar a ver o Tre na aula na terça-feira.
Tre'yi salı günü tekrar sınıfta görmekten memnun oluruz.
- Acho que não voltam a ver o Tre.
- Onu bir daha görmeyeceksiniz.
- O Tre vai viver com o pai dele.
- Tre, babasıyla yaşayacak.
" Eu, Tre Styles, sendo são de mente e de corpo, prometo não me envolver em disputas, físicas ou verbais, durante o resto do ano escolar.
" Ben Tre Styles, akıl sağlığım yerinde olarak bu yıl okulun geri kalanında hiçbir fiziksel ya da sözlü tartışmaya girmeyeceğimi kabul ediyorum.
"Tre Styles."
"Tre Styles."
- Olá, Tre.
- Merhaba, Tre?
Chris, conheces o Tre, não conheces?
Chris, Tre'yi tanıyorsun.
- Tre, chega aqui.
- Tre, buraya gel.
Olá, Tre.
Selam, Tre.
- Até logo, Tre.
- Görüşürüz, Tre.
Tre, tenho que ditar as regras da casa.
Evin kurallarını koyayım.
Ainda bem que cá estás, Tre.
Burada olmandan çok mutluyum.
Vai para casa, Tre.
Eve gir, Tre.
O pai do Tre disparou contra um tipo ontem à noite.
Tre'nin babası dün gece birine ateş açmış.
Nunca vás para o Exército, Tre.
Asla orduya yazılma, Tre.
Anda, Tre.
Gel, Tre.
Tre?
Tre.
Tre?
Tre'ciğim.
Tre, amor e afecto.
Tre, sevginin etkisi.
Como vai isso, Tre?
N'aber, Tre.
- Tre, estás a vender essa merda?
- O pislikten mi satıyorsun?
O Tre, o melhor amigo do Ricky.
Tre. Ricky'nin en iyi dostu.
Tre, fecha o frigorífico.
Buzdolabını kapat.
Não sei por que insistes em aprender tudo da pior forma, Tre mas vais aprender Vais aprender, vais!
Neden her şeyi zor yoldan öğrenmekte ısrar edersin? Ama öğreneceksin. Öğreneceksin!
Tre, estás a falar com a tua mãe.
Tre, ben annenim.
Tenho um amigo, o Tre, que sempre pensou em tirar gestão.
Tre diye bir arkadaşım var. Hep iş kurmaktan söz eder.
Olá, Tre.
N'aber, Tre?
Julgava que íamos falar do Tre.
Tre hakkında konuşacaktık.
Acho que o Tre já tem idade para tomar as suas decisões.
Bence Tre kendi kararlarını verecek yaşta, Reva.
Sei que queres armar-te em mamã mas o Tre é um homem.
Anneyi oynamak istiyorsun.
Já não é um rapazinho.
Ama Tre bir yetişkin. Artık küçük bir çocuk değil.
Tre, que aconteceu?
Tre, ne oldu?
Tre, que estás a fazer?
Tre, ne yapıyorsun?
Dá-me a porra da arma, Tre!
Ver şu kahrolası silahı, Tre!
Tre.
Tre.
Tre!
Tre!
NO OUTONO, TRE FOI PARA A UNIVERSIDADE MOREHOUSE EM ATLANTA, GEÓRGIA.
O SONBAHAR, TRE, ATLANTA'DAKİ MOREHOUSE KOLEJİNE GİRDİ.
Tre valigie.
Üç.
Seu pai se viraria no túmulo... se o ouvisse falando assim.
Tre, baban böyle konuştuğunu duysa mezarında ters dönerdi.
Dois milhões e tre...
2 milyon üçyüzbin.
Em italiano ancora tre metro e mezzo.
İtalyanca. ... diğer bir 3,5 metre.
Tre... ta, Mamã.
Palav... ra, anne.
Tre... ta!
Palav... ra!
Uno, due, tre
Uno, due, tre,
- Tre
- Tre,
Tenho as mãos a tre...
Ellerim titri...
Uno pelo dinheiro, due pelo espectáculo, tre para se prepararem e quattro para...
Uno para için, duo gösteri için... tre hazırlanın, vequattro -... inanamıyorum.
Tre... A quem pago as turbinas?
Selam, harç paramı kime vereceğim?