English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tupac

Tupac translate Turkish

202 parallel translation
Só curto o Tupac, o G-Rap e os Wu-Tang.
Bir de şu zencileri düşünün : Tupac, G-Rap and Wu-Tang.
A seguir não percam o vídeo Postal de Natal de Tupac Shakur.
Şimdiyse, Tupac Shakur'un Noel kartı videosu için yayında kalın.
Um Biggy Smalls, um Tupac, um morto no meu elevador.
Asansörümde, Biggy Smalls, Tupac gibi cesetler görmek istemem.
Topaste bem, tição?
Anladın mı, Tupac?
- Isso era Tupac.
- Bunu Tupac diyordu.
- Definitivamente Tupac.
- Kesinlikle Tupac.
Tupac.
Tupac.
Já cá temos o Tupac e o Biggie.
Tupac ve Biggie'miz var zaten. ( rap yıldızları )
John Wayne, Tupac Shakur, Sherlock Holmes.
John Wayne, Tupac Shakur, Sherlock Holmes.
Vá lá, pára de tratar-me como se eu fosse o Tupac!
Bana Tupac'mışım gibi davranma!
Digam "Tupac"!
"Tupac" de!
Tupac.
"Tupac!"
Estás a ver? ele disse "Tupac" :
Şunu gördün mü, dostum? "Tupac" dedi.
- Os Tupac fizeram uma festa.
- Biggie'yle Tupac parti veriyordu da.
Ouve lá esta... Tupac, DMX, Dr. Dre. Na maioria das canções eles utilizam expressões extremas de conteúdo racial e calão.
Bak mesele şu, Tupac, DMX, Dr. Dre, şarkılarının çoğunda ırkçı, düşmanca bir dil kullanıyorlar...
Atão, no caso de me juntar ao Tupac e ao Biggie no grande gueto do céu,'tou aqui para te dar a derradeira trancada.
Bakarsın gökyüzündeki gettoda Tupac ve Biggie'ye katılırım diye sana son bir kez atlamak üzere buraya geldim.
'Bora lá fazer o que o Tupac e o Biggie nunca conseguiram.
Tupac ve Biggie'nin hiç yapamadığı şeyi yapalım.
Não percebo como falam em letras complexas e deixam de fora o Tupac.
Karmaşadan söz edip Tupac'ı es geçmene inanamıyorum.
Que se foda o Tupac!
Siktir et Tupac'ı!
Tu és o Pac, ele é o Pac, São Tupacs nenhum
Sen öldün, o öldü, sen Tupac... değilsin
Vamos fazer uma APOSTA, memoriza Tupac
Dilek tuttum, ve Tupac'ı biraz ezberledim
Tupac?
- Tupac mı?
Tu nem gostas do Tupac, Greg.
Tupac'ı sevmezsin bile Greg.
- Uma música antiga do Tupac.
Eski bir Tupac şarkısı, efendim.
O Tupac podia ter usado um gajo como tu.
Tupac'in senin gibi bir adama ihtiyacı olabilirdi.
- Pensa no Tupac.
- Tupacı düşün.
Recebi o nome de um chefe Inca da América do Sul cujo nome era Tupac Amaru.
Bana, Tupac Amaru adındaki Güney Amerikalı bir Inka kabile şefinin adını koymuşlar.
Chamo-me Tupac Shakur e ando no Liceu Tamalpais.
Adım Tupac Shakur, Tamalpais Lisesi'ne gidiyorum.
Chamo-me John Burris, e estou aqui hoje com o meu cliente, Tupac Amaru Shakur, e restantes membros do grupo de rap Digital Underground e alguns membros do grupo de rap Digital Underground, uma combinação dos vários grupos.
Ben John Burris. Bugün burada müvekkilim Tupac Amaru Shakur, Digital Underground rap grubunun diğer üyeleri ve çeşitli grupların birleşimi olan Digital Underground rap grubunun bazı üyeleriyle birlikteyim.
Vemos fotografias do Tupac a sair da prisão algemado.
Elleri kelepçeli Tupac'ın hapisten çıkışını görüyorsunuz.
Mas deixe mostrar-lhe o que fizeram ao Tupac Shakur.
Tupac Shakur'a yaptıkları şeyi sana anlatayım canım.
O Tupac vai para a frente e arrasa tudo.
Tupac devam edecek ve olay yaratacak.
O vosso aplauso para Tupac Shakur.
Tupac Shakur'u alkışlayalım lütfen.
O desempenho excitante do filme é o de Tupac Shakur.
Filmdeki en heyecan verici oyunculuğu Tupac Shakur sergiliyor.
É um jovem actor de 22 anos, Tupac Shakur.
22 yaşındaki genç oyuncu Tupac Shakur.
Tenho a sensação de que há dois Tupacs.
Bazen iki Tupac varmış gibi hissediyorum.
Falo do Tupac Shakur que teve um incidente com um motorista de uma limusina, na gravação de In Living Color.
In Living Color'ın çekimi sırasında bir limuzin şoförüyle kavga eden Tupac Shakur'dan bahsediyorum.
Tupac Shakur saiu sob caução esta noite, após a prisão no fim-de-semana em Atlanta.
Haftasonu Atlanta'da tutuklanan Tupac Shakur, bu gece kefaletle serbest bırakıldı.
Os vizinhos dizem que Tupac não devia ter deixado ninguém trazer armas para aqui.
Semt halkına göre Tupac, buraya silah sokulmasına izin vermemeliydi.
O Tupac não tinha casa.
Tupac evsizdi. Burada yaşardı.
Mais sarilhos poderão estar à espera de Tupac, com base no que diz à nova edição da The Source sobre contracenar com Janet Jackson na sua estreia em cinema, Poetic Justice.
The Source dergisinin yeni sayısına, Janet Jacksorın ilk filmi Poetic Justice'ta onunla başrolü paylaşması hakkında söyledikleri yüzünden Tupac'ı yeni sorunlar bekliyor.
Entre outras queixas, Tupac afirma que o pessoal da Janet pediu-lhe um teste de SIDA
Tupac'ın şikayetlerinden biri, bir aşk sahnesinin çekiminden önce Janet'ın adamlarının
Não sejas tão sensível, Tupac.
Bu kadar hassas olma Tupac.
Adorei que alguém me tivesse dito : "Tupac, és um grande actor."
"Tupac, sen harika bir oyuncusun" denmesine bayılıyordum.
Só te digo, o Tupac é um verdadeiro mano.
- İnanın bana, Tupac gerçek bir zenco.
- O Tupac é um sacana sexy?
- Tupac seksi bir herif mi?
- Força Tupac, força Tupac, força.
- Yaşa Tupac, yaşa! - Bir daha söyleyin.
Estar na festa e alguém dizer : "Meu Deus, é o Tupac."
Partide beni görünce "Aman tanrım, bu Tupac" derlerdi.
Juntar o insulto à injúria, diz ela, é o rapper Tupac Shakur ser nomeado para um Prémio de Imagem do NAACP.
Verdiği zarara bir de hakaret ekleyerek, rapçi Tupac Shakur NAACP'nin İmgesi Ödülü'ne aday gösterildi diyor.
O cantor de rap Tupac Shakur saiu hoje sob fiança de $ 50.000, acusado de violação num hotel de Nova Iorque.
New York'taki bir otelde cinsel saldırıda bulunmakla suçlanan rap şarkıcısı Tupac Shakur bugün 50.000 dolar kefaletle serbest bırakıldı.
Aquilo do "Topac"
Tupac olayı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]