Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tweet
Tweet translate Turkish
415 parallel translation
Foi um tweet do @ prostatewhispers.
- Tweet atilmisti. @ prostatewhispers tarafindan.
Esta noite, riram-se. Amanhã, mandam tweets.
- Bu aksam gülerler yarin tweet atarlar.
Piu, piu, piu, piu, piu
Tweet, tweet, tweet, tweet, tweet
é preciso aproximarmo-nos em bicos de pés... e em seguida fazemos com que o nosso amigo saia do ninho.
Parmak ucunda gizlice yaklaşırız... ve tüylü dostumuzu sallayarak yuvasından düşürürüz. Tweet-tweet!
Aqueles adoráveis pássaros com os seus chirp, chirp e os seus tweet, tweet, splat.
Şu ciyk ciyk öten, tivt tivt kanat çırpan kuşlar.
Então acho que vou ter de procurar outra pessoa qualquer... para trabalhar no vídeo da Tweet.
Anlaşıldı. Demek... Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.
Tweet? A "Tweet"?
Tweet mi?
- Tweet, muito bem.
- Çok iyi görünüyorsun.
É o Tweet!
Tweet!
Então acho que só tenho que encontrar outro para me ajudar com o vídeo da Tweet.
Anlaşıldı. Demek... Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.
Tweet? A Tweet?
Tweet mi?
Tweet, estás com bom aspecto.
- Çok iyi görünüyorsun. - Sağol.
- "Twita".
- Tweet.
É "twitas".
Tweet.
Espera até eu tweetar a toda a gente sobre isto.
Bunu Tweet'de yayınlayana kadar bekle.
As nossas bocas estão completamente seladas.
Tweet tamamen kapalı.
Estou no twitter a escrever sobre ti.
Senin hakkında tweet yazıyorum.
Ele pagou a todo o hemisfério ocidental para mandar SMS e usar o Twitter.
Batı yarım küredeki her cep telefonu kullanıcısına mesaj ve tweet atıyor.
- Com um "tweet", por exemplo.
Mesela bir Tweet.
Achas que o Piu-Piu tweetou antes de ser atingido?
Sence Tweety ölmeden önce tweet göndermiş midir?
Não há nenhum cirurgião plástico nos contactos da Natalie Baldwin, mas encontrei um tweet deste tipo.
Natalie Baldwin'in bağlantıları arasında, estetik merkeziyle ilgili bir şey yoktu. Ama şu adamla ilgili, bir ipucu yakaladım.
Mandei uma mensagem para o Twitter a dizer que estás de perfeita saúde.
Sağlığının gayet iyi olduğuna dair bir tweet gönderdim.
Tweet.
Twitt.
E tu passaste as tuas a apanhar sol e a fazer compras.
- Sen de güneşlenip, alışveriş yapıyorsun. - Tweet-Tweet.
Recebi um tweet para ir a um blog com um link para este evento.
Gitmek istiyorum. Bayram sitesine bağlantı veren bir bloga girdim.
E essa treta vem de alguém que segue de tweets, para blogs e para websites.
Diyor, tweet'leri, blogları ve siteleri takip eden adam.
As pessoas não vão só reparar, como vão falar nisso ou, mais especificamente, publicar no Twitter e Bingo.
İnsanlar bunun farkına varmakla kalmaz. Ondan bahsederler. Daha özele girersek "tweet" lerler.
Significa : "A minha publicação arrasou com a tua".
"Benim tweet'im senin tweet'ini ezer" demek.
Devias enviar tweets sobre como te sentes.
Belki de hislerini tweet atarak ifade etmelisin.
- Bem, se mandares um tweet, vai para o universo, para todas essas pessoas sem rosto, e podes fingir que estão interessadas em tudo o que dizes.
Evet, şimdi bir tweet attığında evrene, yüzlerini bile görmediğin bütün o insanlara ulaşıyor ve sen de her söylediğinin heyecanla beklediklerini varsayabilirsin.
Agora vamos descarregar o "tweet" sagrado do Senhor.
Hadi Tanrı'nın kutsal Tweet'ini yükleyelim.
Alex, Facebook, Chat, Twitter, Buzz, Bling. Não sei, façam tudo o que puderem.
Alex, Facebook, Chat Tweet, Buzz, Bling...
Tenho de publicar isto no Twitter.
Hemen tweet'lemem lazım bunu.
Não, mas mandei mensagens o tempo todo no Twitter.
Hayır ama... tüm süre boyunca Tweet attım.
"18h10min, garota usando blusa com franjas, tão ultrapassado. 18h12min..."
"Saat 6 : 10, başı püsküllü bir kız gördüm, geçen sene..." - "Saat 6 : 12..." Bu kız her beş saniyede tweet atmış.
Sim, o último texto foi nas ruas Prince e Broadway... e foi na mesma hora em que Alyson Duvitz... foi atropelada por um carro, a quilômetros dali.
Pekala, son tweet'i Prince ve Broadway'de atmış. Ve o zaman tam olarak, Alyson Duvitz'e kilometrelerce uzakta, arabanın çarptığı zaman.
Irmã, amiga do Facebook, participante do Twitter?
Kız kardeş mi, Facebook arkadaşı mı, Twitter tweet'i mi?
O tweet do Misha diz que é um mercado negro de órgãos.
Misha Tweet'de karaborsa organ işine girdiklerini yazmış.
Posso enviar um "tweet"?
Hemen bir tweet atabilir miyim?
Tenho de twittar isto.
Hemen tweet atmalıyım.
Encontrei outro tweet dum aluno que está na palestra do Sheldon.
Sheldon'ın ders verdiği sınıftaki çocuklardan bir tweet daha buldum.
Lê os tweet desta mulher.
Şu kızın tweet'ine bakın.
Foi-me sugerido que técnicas de representação poderão melhorar o meu ensino, no qual, se certos tweets e blogs forem credíveis, eu "não presto".
Belirli tweet ve blogların inandığı üzere büyük batırdığım öğretme işinde, oyunculuk tekniklerinin gelişimime yardımcı olabileceği tavsiye edildi.
É a Tweet!
Tweet!
Isto é tecido.
Bu Tweet, evet.
- Eu sei. Vi o tweet.
Twitter'da gördüm.
Faz um tweet disso.
Tweet olarak atmalısın.
Põe isso no Twitter, Piu-Piu.
Bunu Tweet'le, Tweety!
É muito tecnológico estares a gravar com um vídeo.
Maçları kaydetmen iyi güzel de 80'lerde yaşamayanlar benim gibi maçın skoruyla ilgili tweet alacaklar.
Outro tweet da Naomi.
Naomi'den başka bir tweet daha.
Vou twittar esta.
Bunu kesinlikle tweet yapacağım.