English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Uhm

Uhm translate Turkish

293 parallel translation
Hilts, uhm... como respiram?
- Hilts, nasıI nefes alıyorsunuz?
- Nunca te vi com melhor aspecto. - Uhm.
- Hiç bu kadar iyi görmemiştim seni.
- Em casa? Uhm... sim, Estou à espera do Etienne.
Evet, Etianne'i bekliyorum.
Versailles, espera. Espera. Uhm...
Demek Versailles'da, dur bekle, buluyorum.
Uhm... Não faz mal.
Hiç, hiç önemli değil.
Está incomodado, e furioso, Uhm?
Üzgün ve istekli, ha?
- Uhm, Lee J. Cobb.
Lee J. Cobb.
Uhm, esses vão para o saco.
Bunlar torbaya.
Não que alguém possa fazer isso, mas, uhm, de qualquer jeito...
Aslında, onun yerini hiç birimiz dolduramayız ama... Neyse.
Uhm, Srta. Ungermeyer,
Bayan Ungermeyer.
Oh, uhm, eu sou Lizzie McGuire, e este é o meu amigo Gordo.
Lizzie McGuire. Bu da yakın arkadaşım Gordo.
- Quem fez isso? - Uhm...
Nerede yaptırdınız?
Uhm, só se tu nos apresentares ao Desenvolve.
Evet, ama bizi Doğrudurla tanıştırırsan.
Uhm, Kate, Tu não comes spaghetti.
Kate, sen karbonhidrat yemezsin ki.
Uhm, é deliciosa.
Çok lezzetli.
Uhm, que horror... para ambos.
"İkiniz için de çok korkunç olmalı."
- Uhm... Barry Manilow.
- Barry Manilow.
Tu não estás a pensar em, uhm...
Anlayamıyor musunuz?
Não sei como hei-de dizer isto, mas... uhm... Eu...
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Uhm, vi a Nichole há dias.
Geçen gün Nichole'u gördüm.
Bem, então, uhm...
O zaman, ben...
Estou a falar devagar porque, uhm...
Sessiz konuşuyorum. 'Çünkü...
Uhm, encontrámos milhares num poço perto do Stargate.
Uhm, geçidin yanındaki çukurda binlerce bulduk.
então uhm... fala-me mais acerca do Coronel...
Öyleyse... Bana Albaydan bahset...
Uhm, hum...
Mm - hmm.
Se por acaso... tens que dizer-me.
BEN, EGER UHM... YALNIZCA BiLMEM LAZIM? UH...
Uhm, a experiência será guardada 24 horas por dia pelo vídeo.
Deney 24 saat videodan izlenecektir.
De facto, sim uhm... Continuo a sonhar contigo.
Yeah, aslında, uhm... seninle ilgili rüya gördüm.
Agora, sobre eu, uhm... cheque a minha agenda no final de semana.
Ne dersin ben bir randevu defterimi kontrol etsem ve bir hafta sonra tekrar sana dönsem.
Uhm, licença?
Erm, pardon? Siz de kimsiniz?
Oh, ok. Uhm...
Oh, tamam. mm..
Uhm... Oh, meu Deus.
Um- - Aman tanrim.
Sim.
Evet. Uhm... Ne zamandır burada yaşıyorsunuz?
Christiane, que tu... foste... uma... boa colega... e... uma cara camarada...
Christiane,... sen... iyi... bir meslektaş... ve... sevgili bir yoldaş... uhm...
Não que alguém possa fazer isso, mas, uhm, de qualquer jeito...
Bunu hiçbirimiz tam olarak yapamaz, ama, um, herneyse...
Uhm, Srta. Ungermeyer,
Um, Bayan Ungermeyer,
Uhm, não, madame.
Um, hayır, efendim.
Oh, uhm, eu sou Lizzie McGuire, e este é o meu amigo Gordo.
Oh, um, ben de Lizzie McGuire, ve bu da arkadaşım Gordo.
Uhm...
Uh...
Uhm, não.
Um, hayır.
Uh, uhm, di -
Uh, um, di- -
Uhm, só se tu nos apresentares a Desenvolva.
Um, şayet Word'ü bize tanıştırırsan.
Uhm, Kate, Tu não comes spaghetti.
Um, Kate, sen spagetti yemezsin.
Certo, então, deixa seja, uh - Vamos
Tamam, o zaman hadi, uhm - Gel.
Uhm... sim.
Evet.
- Uhm, parece que, uh...
- Ne?
Uhm, não, madame.
- Hayır.
Uhm, não.
Hayır.
Que complicação, uhm?
Ne boktan bir durum!
Uhm, como disseste.
Sana katılıyorum.
- Uhm...
- Um...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]