English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ulan

Ulan translate Turkish

1,993 parallel translation
- Estão aos gritos, pessoal.
Medeuce, ulan! - Bağırıyorsunuz. - Yani, bütün cevapları bildin.
Porque eles perdem. Se os liberais são tão espertos, por que perdem sempre?
Ulan liberaller o kadar zekiyse,... ne bok yemeye her seferinde kaybediyorlar?
Volta à antena!
Yayına dön ulan ya!
Sim, dispara, dispara!
Evet, yapsana. Vur ulan!
A sério? Vem cá.
Gel ulan buraya!
Eu disse para saíres.
İn dedim ulan! İnsene!
Já chega!
Yeter ulan!
- Entra!
- Gir ulan!
Estás morto!
Öldünüz ulan siz!
Não há ninguém aqui, idiota!
Burada kimse yok ulan!
Eu rebento-te os miolos.
Kafanı patlatacağım ulan senin.
Quem és tu, meu?
Sen de kimsin ulan?
Onde está o Dante, seu monte de merda?
Dante nerede ulan?
- Então, o que queres?
- O zaman ne istiyorsun ulan?
Bolas.
Ulan...
Meu!
Of ulan!
- O que foi isto?
N'oluyor ulan?
- És um tipo muito esquisito.
Acayip garipsin ulan.
Cala-te!
Kes sesini! Kes ulan!
Muito bem. Okay.
Tamam ulan!
Estou a dominar-vos!
Size hükmediyorum ulan!
Uma bebida forte, depressa.
Biraz sert olsun ulan, ve hızlıca yap.
- Quem é o Jon Snow?
Jon Snow kim ulan?
Onde raio estou?
- Nerdeyim ulan?
Isto é a Escócia, por amor de Deus!
Burası İskoçya ulan!
Que diabos esta fazendo?
Ne yapıyorsun ulan sen?
Quero lá saber!
Bana ne ulan, ne tür bir...
- Mas adivinha. Hoje faço 21 anos.
Bugün benim 21. doğum günüm ulan.
Quero disparar sobre qualquer coisa, já que tenho a arma na mão.
Ya da gidip bir şeyler vurabiliriz. Elimde silah var ulan.
- Odeio-te.
- Senden nefret ediyorum ulan.
Odeio-te. Odeio-te.
Senden nefret ediyorum ulan.
" E é uma de nós, caramba!
Ve bizden biri ulan.
Consegues ouvir-me?
Duyuyor musun beni ulan?
Que importa?
Bana ne ulan?
Vamos beber algo, o que achas?
Hadi içelim ulan ha?
Pensei que nunca fosses oferecer, parceiro.
- Hiç sormayacaksın sandım ulan ya.
"Pensei que nunca fosses oferecer."
- "Hiç sormayacaksın sandım ulan."
Foda-se! Sabes que estava certo!
Doğruydu ulan!
O Muhammad Ali do críquete!
Kriketin Muhammed Ali'si ulan!
Sai dai.
Çık ulan dışarı!
- Não, é comigo. São 4 : 00 da manhã.
Saat sabahın dördü ulan.
E que tal "policia bom, e fazes a porra que eu disser"? Tu não és polícia.
Peki. "İyi polis, ne diyorsam yap ulan" olsun mu?
Céus!
- Ulan! - Kendine hâkim ol kardeşim.
O que interessa o maldito som?
Çıkardıkları ses kimin sikinde ulan?
A Hannah falou em Greenpoint e eu não sabia o que era.
Anladım. Hannah Greenpoint dedi. "Orası neresi ulan?" dedim.
Seu pirralho!
Ulan senin! ..
Mexe-te!
Hadi ulan!
Ninguém lhe perguntou!
Sana soran olmadı ulan!
Saio por dois segundo para ir buscar
Ulan, çikolatalı martini almak için iki saniyecik ayrılmıştım.
- Fica aí, merda!
- Burda kal ulan.
- Consegui.
Yetiştim ulan!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]