Translate.vc / Portuguese → Turkish / Underground
Underground translate Turkish
125 parallel translation
- Underground.
- Yeraltı.
Underground, sabe, experimental, de 16 mm.
Yeraltı, yeni sanatsal, 16 mm.
O "London Underground" não é um movimento político!
Londra Yeraltı politik bir hareket değildir.
Moon jar Flackmans e o Club Ming Underground... orgulhosamente apresenta The Bleek Quintet!
Moe ve Joe Flatbush ve Beneath the Underdog dinleme zevkiniz için gururla sunar. Bleek Quintet!
Esta miúda canta na banda do Andy, "Velvet Underground",
Bu kız, Andy'nin grubunda şarkı söylüyor. The Velvet Underground.
- Bom, a canção do Underground.
-'Yeraltı Şarkısı'ydı.
A porcaria da canção do Underground!
Lanet Yeraltı Şarkısı!
Não, a cançao do Underground não!
Yeraltı Şarkısını değil!
Nunca vim a um clube do submundo.
Ooh, Hiç underground klube gelmemiştim.
Onde se vai exibir um costureiro underground senão no Metro?
Bir "Underground" tasarımcısı defilesini metrodan başka nerede sergiler?
Se gostaste de "Notes from Underground", vais adorar "The Idiot".
"Yeraltından Notlar" ı sevdiysen "Budala" ya bayılırsın.
Pegou nos movimentos underground dos anos 60 e rentabilizou-os. Produziu-os e vendeu-os.
Bütün yaptığı... 60'ların Güney California ruhunu toplayıp paketleyip, satmaktı.
E mais tarde, Naomi e Kai levaram-nos a um bar subterrâneo que era tão fixe que ainda nem sequer tinha nome.
Sonra Naomi ve Kai bizi underground bir kulübe götürdü. Öyle havalıydı ki ismi bile yoktu.
Cala-te. "White LightlWhite Heat", dos Velvet Underground.
Kes sesini. "White Light / White Heat" Velvet Underground.
As minhas fontes underground informaram-me que o Lando vai levar a Connie Demico.
Gerçekten mi? Neden dersen gizli kaynaklarım bana Lando'nun Connie Demico ile gideceğini söylediler.
- Full Moon Underground.
- Dolunay Yeraltı Partisi.
Não, é algo tipo'underground'.
Hayır, pis bir iş.
"Soube através de fontes bem informadas que a Miramax começa a filmar na sexta a sua adaptação da banda desenhada underground'Bluntman and Chronic'."
Gizli kaynaklardan aldığım bilgiye göre Miramax, "Patavatsız ve Kronik" adlı çizgi romandan uyarlanan filmin çekimine bu Cuma günü başlıyor. "
Nos Velvet Underground. E na Nico.
Velvet Underground'u.
É mais fácil de se trabalhar no sub-solo imaginando que exista uma vista.
Makes it easier to work underground, thinking there's a view.
"Underground dance par-tay."
"Underground dans partisi"
Estou girando no Underground hoje a noite.
Bu gece Underground'da spinning. Gelmek ister misin?
Eu começava a perceber os realizadores de filmes underground Os quais já trabalhavam em filmes à muito tempo.
Yeraltı film yapımcılarıyla nasıl bağlantı kuracağımı öğrenerek başladım işe uzun zamandır film işinde olan yapımcılar.
Sou um personagem duma famosa BD underground.
AYKIRI VE ÜNLÜ BİR KARİKATÜR KİTABININ KARAKTERİYİM.
Passado algum tempo, fartou-se dos cartões e foi para São Francisco, onde foi o propulsor da grande cena da banda desenhada underground.
Bir süre sonra tebrik kartlarından sıkıldı ve San Francisco'ya tanıştı. Orada sıfırdan aykırı bir çizgi roman akımı başlattı.
E as cenas underground como a tua têm sido muito subversivas e provocam uma certa abertura política, mas têm um potencial muito mais vasto!
Ve seninki gibi aykırı şeyler, şimdiye kadar hep yıkıcı oldular. Politik olarak bir şeyleri açtılar, ama hala yapılması gereken çok şey var, anladın mı?
As pessoas que iniciaram o movimento Underground Railroad eram amadores.
Yer altı raylarını başlatan insanlar da amatördü.
A Leila apresentou-me ao Atron que geria os Digital Underground.
Leila beni Digital Underground'un müdürü Atrorla tanıştırdı.
Ele disse-me : " Mando-te para os Digital Underground.
Bana şöyle dedi : " Digital Underground'a git.
Chamo-me John Burris, e estou aqui hoje com o meu cliente, Tupac Amaru Shakur, e restantes membros do grupo de rap Digital Underground e alguns membros do grupo de rap Digital Underground, uma combinação dos vários grupos.
Ben John Burris. Bugün burada müvekkilim Tupac Amaru Shakur, Digital Underground rap grubunun diğer üyeleri ve çeşitli grupların birleşimi olan Digital Underground rap grubunun bazı üyeleriyle birlikteyim.
iniciaram Jonathan no cinema underground.
Jonathan'ı yeraltı sinemasına yöneltir.
Isto foi onde... a música underground, o rock progressivo e tudo o resto... se tornaram conhecidos.
Underground müzik ve Progresif Rock'ı zirveye tırmandırmıştı. Birçok geleneksel pop değeri taşıyan bir kayıttı.
O Governo dos EUA teria então perdido a sua mais viável fonte de informações underground.
O ölürse ABD hükümeti yeraltı dünyasındaki istihbaratla ilgili en değerli kaynağını kaybeder.
Mesmo que seja um pouco "underground"...
Bağımsız olsa da...
É um filme underground.
Tamamen yeraltından.
Quero dizer, aposto que ninguém nunca atirou uma tarte na... Harriet Tubman, a fundadora da Underground Railroad.
Demek istediğim, bahse girerim ki hiç kimse Yeraltı Demiryolları'nın kurucusu Harriet Tubman'ın üzerine bir şey atmamıştır.
Falou-me num projecto com bandas independentes...
Underground gruplarla bir proje önerdim...
O underground é apenas uma rede de amigos. Sabes, todos os que participam.
İşin arka planında birbirini tanıyan bir grup var.
O grupo mais controverso do Metal underground...
Metal dünyasının en olaylı grubu bu.
Consegui chegar a Moscovo, no "Tony Hawk Underground".
"Tony Hawk Underground" da Moskova'ya değin geldim.
- The Velvet Underground. - Ah, pois.
- The Velvet Underground.
Se Loomis estava de facto a testar este jogo, isso significa que o jogo provavelmente era'underground'.
Loomis ölmeden önce bu oyunu gerçekten test ediyorsa, bu oyun yasal değildir.
Talvez seja um jogo'underground'.
Yasal olmayabilir.
É provável que seja um tipo de jogo'underground'ou coisa parecida.
Yasal olmayan bir oyun büyük ihtimalle.
Uma nova cena underground.
Sokaklardaki en son parça.
- É a cena underground.
- Sokakların son haltı bu.
porque eles estavam mais na onda tipo'Jad Fair.' Eram influenciados pelos'The Shaggs'e'Velvet Underground'
çünkü onlar'Jack Bear'tipi seven insanlardı ve'The Shaggs'den etkilenmişlerdi,
Todos pareciam querer alcançar a utopia na cena Underground, mas existiam tantas facções diferentes.
Underground rezaletinde herkes Ütopya'ya çok meraklıylı ; ama burada çok farklı parçalar vardı.
Quer dizer, se não consegues ter um movimento underground, que se una e que páre de discutir sobre coisas desnecessárias sobre as quais não estão de acordo, então como raio se pode esperar que tenham um efeito em massa?
Eğer sen underground hareketinin grup kurarak ve onların katıImadığı küçük, gereksiz şeyler hakkında pazarlık etmeyerek kitlesel seviyede etkin olmasını nasıI beklersin?
Em 1966, começava a surgir em Londres uma nova corrente "underground"
Dokunma bana, çocuk! 1966 Londrasında, yeni bir yeraltı kültürü doğmaktaydı.
e uma forma mais primitiva de'Garage Rock.'
'Velvet Underground'dan ve daha ilkel'Garage Rock'dan etkilenmişti.