Translate.vc / Portuguese → Turkish / Uniforme
Uniforme translate Turkish
2,974 parallel translation
Não podia... é que... não posso ir para casa e encarar as minhas filhas sabendo que a mãe trabalha o dia todo a receber gorjetas, a usar um uniforme e a varrer migalhas.
Yapamadım... Evime gidip tüm gün çalıştığımı, bahşiş topladığımı, üniforma giyip yerleri sildiğimi bilen çocuklarımın yüzlerine bakamam.
Ele fica bem de uniforme.
Üniformayla iyi görünüyor.
Não posso ligar a sentimentos quando estou de uniforme.
Üniformayı giydikten sonra, duygulara yer yok.
Um casal viu um homem de uniforme da Marinha a discutir com um garçon do barco.
- Var. Bir çift, Denizci Üniformalı bir adamın garsonlardan biriyle tartıştığını gördüklerini hatırlıyor.
Foi assim que conseguiu o "C" de capitão na seu uniforme.
Formanda kaptanlık bandı olmasının sebebi bu işte.
Onde está o teu uniforme?
Üniforman nerede?
- Ficas linda de uniforme, Pepita.
- Üniforman yakışmış, Pepita.
Eram soldados com um uniforme branco.
- Beyaz üniformalı askerlerdi.
Que trocam a terra nativa por um uniforme estrangeiro.
Yabancı bir üniforma için ülkelerini satanlar...
Porque me disseram para vestir o meu uniforme, e agora pediram-me o juramento...
Çünkü hem bu beyaz takımı kuşandım, şimdi de yemin falan ediyoruz?
É... o uniforme.
- Bu bir... üniforma.
Mas que uniforme!
- Üniforma?
Ser tão magra... faz parte do uniforme?
- Bu kadar ince olmak... üniformanın bir şartımı?
Extensões, bulimia, o uniforme...
- Postiş, blumia, üniforma...
Ou uma menina de uniforme que conseguisse rejeitar. Ou um artista em luta a quem conseguisse dizer que não.
Yardım toplayan birini geri çeviremezdi... veya sokak sanatçılarına asla hayır diyemezdi.
Sou o único com uma estrela dourada no uniforme?
Üniformasında altın yıIdız olan bir tek ben mi varım?
Rompem-se-me as bolas que um coiso de uniforme me falte ao respeito.
Bende üniforma içindeki bir pislik, bana saygısızlık yaptığında feci nefret ediyorum.
- Adoro uma rapariga de uniforme.
Üniformalı kızlara bayılırım.
Eles estão aqui? Que uniforme é esse?
O nasıl bir üniforma öyle?
Casaram-se com uniforme do Exército.
Askeri üniformalarla evlenmişler.
Quando tinha a tua idade, comprei um uniforme Sergio Tacchini e um anel do poder para cada dedo.
Ben senin yaşındayken, kendime Sergio Tacchini eşofmanı ve her parmağıma da kral yüzüğü almıştım.
Vês aquele uniforme nojento?
Pis üniformayı gördün mü?
O teu uniforme salvou-te.
Kıyafetin seni korumuş.
- Como ela. Porque não estás de uniforme?
O neden yeni yeni kıyafetler giyebiliyor?
O teu uniforme parece diferente.
Üniforman değişmiş.
Onde está o teu uniforme? Estás aqui em serviço? Que diabo fazes aqui?
Üniforman nerde.. resmi bi iş bu
É isso que eu pareço neste uniforme?
Bu üniformanın içinde serbest meslek sahibi gibi mi duruyorum?
Estes são homens de uniforme, como vocês, que colocam a vida em risco todos os dias.
Bu adamlar da tıpkı sizin gibi üniformalı her gün sınırda yaşıyorlar.
Está com um bonito uniforme.
Seni bu giysilerle görmek güzel.
Na cerimónia de boas-vindas, tens de usar o uniforme do exército revolucionário.
karşılama töreninde, devrimci askeri üniformanı çıkarmalısın.
Olha no canto inferior esquerdo do uniforme.
Formasının sol alt köşesine bak.
Você quer este uniforme desde que Porter lhe deu esse cargo.
Porter seni atadığından beri bu üniformayı istiyorsun.
- Que uniforme é esse?
- Ne üniforması bunlar?
- Ei. - Ei. - Sempre que aparece de uniforme, as mulheres do escritório ficam rindo como colegiais pelo resto da semana.
Ne zaman bu üniformayla buraya gelsen ofisteki kadınlar bir hafta boyunca kıkırdıyor.
Nem sempre uma tarefa fácil para um uniforme.
... emrindekilere de kök söktürmedi değil.
Pois, tive que ir comprar o uniforme para o Jimmy levar para a escola, acabei por não cortar.
Jimmy'nin yeni okul formasını almam lazım. Biraz paraya sıkışık durumdayım.
Ainda nos fazem usar aquele uniforme? - Sim.
- O kostümleri giydiriyorlar mı hâlâ?
Se já não vais mais usar o uniforme, tens de descobrir que tipo de pessoa és.
Artık üniforma giymeyeceksen, nasıl bir adam olduğunu bulman gerekiyor.
Oscar, eu sei que não era este uniforme que querias vestir.
Oscar, bunun giymeyi istediğin üniforma olmadığını biliyorum.
O que é isso? Quando uma miúda diz que gosta de homens de uniforme não acho que seja isso o que têm em mente.
- Üniformalı erkeklerden hoşlanan kızlar, sanırım bundan bahsetmiyorlar.
Isso é um uniforme ou uma máscara?
Bu bir üniforma mı yoksa kostüm mü?
Carro de polícia dinamarquês, uniforme dinamarquês.
- Danimarka polis arabası ve üniforması.
Adorei o uniforme.
Üniformayı sevdim.
Com uniforme militar.
Askeri üniformalı.
Uniforme militar?
Asker kıyafetli mi?
Bem, o vovô achou o menor uniforme azul que poderia encontrar e me deixou usar o cassetete por um dia.
Dedem bana ufacık bir mavi üniforma buldu. Ve avuçluğunu bir günlüğüne kullanmama izin verdi.
Ganhei tanto doce por bater nas crianças da vizinhança que decidi nunca mais tirar o uniforme. - E nunca tirou.
Mahalledeki çocuklardan o kadar fazla şeker kaptım ki bir daha o üniformayı çıkartmayı istemedim.
Nunca te vi com o uniforme.
Seni üniformayla görmemiştim hiç.
- O meu uniforme bom foi vomitado.
- Evet, güzel olan üniformama kustular.
Fica bem de uniforme.
Üniforma ona yakışıyormuş.
É a mesma merda, uniforme diferente.
Bu aynı şey değil