Translate.vc / Portuguese → Turkish / Util
Util translate Turkish
6,255 parallel translation
Bem, pelo menos deixa-me ser útil. Vou dar-te um lugar para começar.
En azından izin ver kendimi işe yarar hâle getirip başlaman için sana bir yer vereyim.
A polícia é sempre útil.
Polisler her zaman işe yarar.
Os ocidentais irão ser uma ferramenta útil de negociação.
Batılılar iyi bir pazarlık aracı olduklarını gösterecekler.
Pode vos ser útil.
İşinize yarayabilir.
Isto foi muito útil.
Bu çok yardımcı oldu.
Seria útil se pudéssemos ver a máquina de descodificação.
Deşifre makinesini görebilsek yardımı olabilirdi.
Quero ser útil, Constance.
Faydam olsun istiyorum Constance.
Talvez pudesse ser útil no seu santo esforço.
Kutsal davanıza yararı olabilir.
Não sou útil para ninguém aqui, até saber que o meu filho está seguro.
Oğlumun güvende olduğunu öğrenene kadar buradaki kimseye yararım olmaz.
Quão útil me for durante os próximos dois minutos, irá decidir se irá ou não conseguir sair de lá.
Önümüzdeki iki dakikada ne kadar yardımsever... oluşun oraya gitmeni ya da gitmemeni sağlayacak.
Tal como eu disse, o seu talento para a discrição será útil.
Dediğim gibi, sır tutmaktaki becerin bu konuda çok faydalı olacak.
Será útil.
İşe yarar.
Ou tu podes parar de falar e tornar-te útil, para que eu me consiga manter, aqui.
Ya da belki çeneni kapatabilirsin. Bir işe yara ben de kendi işime devam edebileyim burada.
- Útil como?
Nasıl işe yaramak?
Posso ser muito útil a assegurar-lhe um longo futuro, aqui no Knick.
Burada, Knick'te uzun vadede kalman için yardımcı olabilirim
Se uma pessoa consegue sugestionar alguém que está hipnotizado, a fazer todos os tipos de façanhas humorísticas, então porque não usar isto para algo mais útil?
Hipnotize olmuş birisine her türlü kahramanca şeyi yaptırabiliyorsak neden daha pratik bir şey için kullanmayalım?
Pensei que pudesse ser útil.
- İşe yarar diye düşündüm.
Apenas nunca pensei que seria útil para isto.
Sadece bunun için kullanabileceğimi düşünmemiştim.
Pega numa faca, sê útil.
Bıçağı eline al, işe yara.
- Algo de útil da Científica?
Özel Araştırma Bürosu'ndan bir şey çıktı mı?
Mank... Sei que os teus recrutas gritam de alegria quando lhes dás algo de útil para fazer mas estas folhas são inúteis.
Mank, senin çaylaklara umursamalarını söyleyince ağızları kulaklarına varıyor, biliyorum ama bu ihbar tutanakları işe yaramaz.
Será que vocês, os Mosqueteiros, não conseguem fazer nada de útil?
- Siz Silahşorlar bir işe yarar mısınız?
Então, torne-se útil e dê-me uma pistola.
O zaman bir işe yara da bana tabancanı ver.
É uma bela ideia, se achas que pode ser útil.
Evet, eğer o işine yarayacaksa bu çok güzel bir fikir.
Se estiver tudo bem, gostaria de ficar por perto e... Tentar ver se posso ser útil de alguma forma.
Bu yüzden bir sorun olmazsa burada kalmak ve yararlı olup olamayacağımı uğraşıp görmek istiyorum.
Cada aro útil que a nossa mente pode saltar através inicia-se com um certo grau de atenção.
Zihnimizin aştığı her faydalı engel, belirli bir dikkat seviyesiyle başlar.
- Nada útil.
- İşe yarar bir şey yok.
Ele ainda pode ser útil.
Hala yararı dokunabilir.
A Chen Na Wei escolheu o único sítio onde és útil para mim e para o meu superior.
Chen Na Wei hayatta olmanızın benim ve amirlerimin işine yarayacağı tek yeri seçti.
- Alguma coisa útil?
- Faydalı bir şey var mı?
Essa arma não te vai ser útil.
O silah seni o kadar iyi yapmaz
Ela teria-nos sido muito útil.
Bize çok büyük değer katardı.
Mas provavelmente, a informação mais útil é a conversa que a nossa testemunha ouviu.
Ama muhtemelen bu bilgilerin en işe yarar olanı tanığın konuştuğunuzu duyduğu şeyler.
Qualquer coisa útil?
İşe yarar birşey var mı?
Para provar que ainda era útil.
Hala yararlı olabileceğimi kanıtlamak için.
Não imaginam como ele era útil com essas coisas.
Nasıl becerikli olduğuna inanamazsınız.
Bem, talvez algo se venha a mostrar útil na Flórida.
Belki de Florida'da işimize yarayacak bir şeyler çıkar.
Acho que não posso ser útil para si, Jack.
İşine yarayacağımı sanmıyorum, Jack.
Faz qualquer coisa de útil.
Hey. Işe yara.
Ouvimos dizer que tens alguma coisa útil.
Evet. elinde faydali bir seyler oldugunu duyduk.
Pede alguma coisa útil, menino.
Daha yararlı bir şeyler iste, çocuğum.
Julgo que já não sou útil para si, Jack.
İşine yarayacağımı sanmıyorum, Jack.
Fostes muito útil e, por isso, estou-vos grato.
Görevini çok iyi yaptın ve bu yüzden sana minnettarım.
Eu não, me sinto muito útil aqui.
Burada kendimi çok işe yaramaz hissediyorum.
Queres ser útil?
Yardımcı olmak ister misin?
Cera de mel purificada, água benta, um espelho de corpo inteiro seria muito útil.
Arıtılmış balmumu, kutsal su ve boy aynası faydalı olabilirdi.
Tens alguma coisa útil, Ed?
İşe yarar bir şeyler buldun mu Ed?
Tenho algo útil.
- İşe yarar bir şeyler buldum. - Ne gibi?
Só uma informação que pode vir a ser útil um dia.
Bir gün işimize yarayabilecek bir bilgi veriyorum sadece.
- Quem me falha ainda é útil.
- Başaramayanlar da bir işe yarıyor.
Admito que não é tão precisa como a minha nanomáscara original, mas, ainda assim, acho que a acharão bastante útil quando a SHIELD...
Kabul edersin ki orijinal nanomaskem kadar kusursuz değil. Ama yine de faaliyette olan S.H.I.E.L.D operasyonları için fazlasıyla yararlı olacaktır.