Translate.vc / Portuguese → Turkish / Uzak
Uzak translate Turkish
30,040 parallel translation
Fica longe de mim!
Benden uzak dur! Benden uzak dur!
Isto afeta-nos a todos, Ric. E eu estou demasiado longe.
Bu herkesi, ric etkiler ve üç devletleri uzak edişinin.
Não esperamos que vá muito longe.
Biz ona çok uzak olsun beklemeyin.
Habitantes perto de Ouachita são aconselhados a relatar qualquer atividade suspeita na área.
Bölgede herhangi bir şüpheli aktiviteyi rapor. - benden uzak dur!
- Oh, não muito longe.
- Ah, çok uzak olmayan.
Eu estava levando-a para uma festa da fraternidade, e um cara com um sotaque tiro o carro e arrastou-a para longe.
I, frat partiye onu alıyordu Ve bir aksanla bir adam. Araba ateş ve onu uzak sürükledi.
O futuro distante.
Uzak gelecekte.
Só com a medicação e o trabalho é que a consigo suportar.
İlaçlar ve işim kafamı bundan uzak tutmak için tek şey.
Esta nova lei para proibir miúdos em exposições de armas? É uma treta.
Şu yeni kanun, çocukları silahlardan uzak tutma kalpleri kanatıyor.
E o seu parceiro que fique longe disto.
Ortağınıza da söyleyin bundan uzak dursun.
Vou deixá-lo em paz se deixar a Laurel ver as fotografias dos detidos.
Uzak duracağım eğer o sabıka fotoğraflarını Laurel'e bakması için gösterirsen.
Vai escondê-lo nalgum sítio longe.
Onu gözlerden uzak bir yerde tutuyordur.
Lá, é tudo o dobro do preço.
Orada her şey iki kat pahalı. İşinden biraz uzak.
- Podes deixar-me em paz?
- Eşyalarımdan uzak duramıyor musun?
Já para trás.
Uzak durun amına koyayım!
Eu disse para manteres a Chu fora do nosso território... ponto final.
Chu'yu bizim bölgemizden uzak tut dedim, nokta.
Prometi-lhe que ficávamos longe do Birdman.
Kuş Adam'dan uzak duracağıma söz verdim.
Afasta-te de mim e dos meus homens.
Benden uzak dur. Ve adamlarımdan uzak dur.
Acho que não devemos entrar na guerra.
Uzak duralım diyorum.
Fica longe de mim.
Benden uzak dur.
Observa os monitores dele, não lhe toques, e fica fora do meu caminho.
Monitörleri izle, hastaya dokunma ve benden uzak dur.
O Dr.Warren está apenas um pouco atrasado na medicina fetal.
Dr. Warren fetal cerrahiden uzak kalmış.
Fica longe dele.
Hastamdan uzak dur.
Mas vê se não metes as mãos na boca do teu irmão.
Ellerini kardeşlerinin ağzından uzak tut.
- Harvey, tens de lhe tirar o telefone.
- Harvey, telefonu ondan uzak tutman gerek.
Será mais fácil não me meter em problemas numa multidão.
- Kalabalıkta olunca beladan uzak durmak daha kolay oluyor.
Afasta-te dela!
Ondan uzak dur!
Este tipo, todos os teus homens, eles devem manter-se afastados.
Bu herif ve bütün adamların uzak durmak zorundalar.
- É longe?
- Uzak mı?
Afastem-se de mim!
Uzak dur benden.
Eu disse que não era longe.
O kadar uzak olmadığını söylemiştim.
Capitão América, vejo que descobriste o meu lar longe de casa.
Kaptan Amerika. Görüyorum ki evimden çok uzak olan evimi keşfetmişsiniz.
Afasta-te dos meus amigos.
Arkadaşlarımdan uzak dur.
Afastem-se da rapariga asiática.
Asyalı kızdan uzak durun.
Afasta-te de mim.
Benden uzak dur.
E a melhor maneira de despistar-nos é serem discretos.
Bizim radarımızdan uzak kalmanın en iyi yolu alçaktan uçmak
- Estou a tirar-lhe a arma.
- Silahını bizden uzak tutmaya çalışıyorum.
Afasta-te do meu filho.
Oğlumdan uzak dur.
Fica longe dele.
Uzak durmanı tavsiye ederim.
O seu filho acha que devemos ficar longe de si.
Oğlunuz sizden uzak durmamız gerektiğini düşünüyor.
Talvez te fizesse bem afastares-te um pouco disto.
Belki bundan biraz uzak durmak sana iyi gelebilir.
Devias ficar longe dele.
Ondan uzak durmalısın.
Ninguém me impediria de vir.
Vahşi atlar beni uzak tutamaz.
Eu não... a postura cínica é algo a que estou habituado.
Alaycı tavırlara pekte uzak sayılmam. Eminim.
Não demasiado longe da cidade?
Şehirden fazla uzak değil mi?
Fingiste que ela apenas se tinha ido embora?
Uzak bir yere gitmiş gibi mi davrandın?
Afasta-te do Cullen.
Cullen'dan uzak dur.
Afasta-te dele.
Ondan uzak duracaksın.
Afaste-se de mim!
- Benden uzak dur!
Tinha de me afastar.
Uzak durmalıyım.
Estão em áreas tão remotas.
Baya uzak yerlerdeler.