Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vassar
Vassar translate Turkish
88 parallel translation
Para começar, estudei quatro anos em Vassar.
Ilk olarak, Vassar'da 4 yil okudum.
- Vassar?
- Vassar mi?
Parece a lista de um colégio feminino.
Sanki Vassar'da çamaşır günü.
Quando lhe disse que o tio John me propôs ir para a Universidade, fez um ar lúgubre.
John amcanın beni Vassar'a göndermek istediğini söylediğimde ise kasvetli.
Fingirei que sou tua irmâ que veio da faculdade em férias.
Vassar'dan tatil için gelmiş kız kardeşin gibi davranırım, olur biter.
Amanhã vamos jogar com Vassar.
Yarın, Vassar'la maçımız var.
Colégios Bryn Mawr, Vassar...
Hepimiz kolejdeniz.
Andou na Vassar.
Bir Vassar öğrencisidir.
- Em Foxcroft, em Vassar, na Sorbonne.
- Foxcroft, Vassar, Sorbonne.
Uma moça educada.
Eğitimli bir Vassar kızı.
Vassar.
Karşınızda Vassar.
Na NASA? Não, no Vassar.
Hayır, Vassar'da.
Disseste-lhes que frequentei Vassar?
Vassar'a gittiğimi söyledin mi?
Nossas secretárias são provenientes diretamente de Vassar.
Bizim hukuk sekreterlerimiz genelde Vassar'dan gelirler.
Trabalhar com alguém que tenha sujado as mãos... isso seria muito desagradável para você e as garotas de Vassar.
Ama bazen elinizi kirletmeniz gereken işler yapmanız gerekebilir. Bunun siz ve Vassar'lı kızlarınız için çok rahatsızlık verici olacağından eminim.
A propósito, eu já estive em Vassar.
Vassar'a gittim bu arada.
Antes de conhecer Kiki Avondale, uma aluna de Vassar com a qual se comprometeu, até mudar de idéia.
Kiki Avondale'le tanışmadan önce elbette. Bir Vassar mezunu. Onunla altı ay nişanlı kaldınız ve sonra ayrıldınız.
Com um esgotamento... não se conseguem bolsas para a faculdade de Vassar.
Depresyon geçiren biri Vassar Üniversitesi'nden burs alamazdı ki.
Universidade de Vassar.
Vassar'da ha.
Vais sentar-te imediatamente e acabar com essas tretas intelectuais.
Hemen otur bakayım, şu Vassar'lı öğrenci numaralarından da vazgeç.
A este ritmo, nem para Vassar entro.
Bu noktadan sonra, muhtemelen Vassar'a bile giremeyebilirim.
Estou farto de te ouvir falar mal de Vassar, minha menina!
Artık Vassar'ı yerden yere vurman canım yetti, küçük hanım.
Só tive que fazer um anúncio e apare - cer em um ou dois espectáculos e farmácias. E de dar uma palestra a uns miudos numa universidade
Tek yapmam gereken bir reklam filminde oynamak... bir iki programda ve eczanede görünmek... ve Vassar Koleji'nde ufak bir oryantasyon konuşması yapmak.
- Então, força Vassar!
- Öyleyse, haydi Vassar!
Andei em Vassar.
Vassar da okudum.
Apresento-te a Diane.
Vassar'a birlikte gittik.
Beth é uma estudante que ainda não se formou, em Vassar, e está a fazer um trabalho sobre o trabalho policial.
Beth, Vassar üniversitesinde okuyor. Araştırma konusu yasa uygulama.
Lá porque se ter formado em Vassar, e eu numa escola de condução.
Çünkü o Vassar'dan mezun oldu, ben sürücü okuluna gittim.
Eu tirei História da Arte em Vassar.
Ben Vassar Üniversitesinde sanat tarihi okuyorum.
Se não melhorar a Francês, posso dizer adeus a Vassar.
Fransızca notlarımı düzeltmezsem, Vassar'a veda ederim.
Jackie, vamos à Vassar.
Jackie, haydi, Vassar'a.
Não, devia ter-te levado à Vassar, como pediste.
- Seni Vassar'a götürmeliydim.
Ela vai para Vassar no Outono.
Vassar'a devam edecek.
A minha mãe ensina poesia metafísica na Vassar.
Annem Vassar'da metafizik şiir öğretiyor.
Porque quantas vezes é que professoras da Vassar e teólogos dão à luz judias ricas pseudo-boémias e ninfomaníacas?
Çünkü kaç tane Vassar profesörü ve dinbilimcisi nemfomanyak, bohem taklitleri yetiştirir?
Se o teu objectivo é Harvard, seria Princeton, Yale... talvez Vassar, Wesleyan.
Eğer Harvard'ı hedefliyorsan, Princeton, Yale hatta Vassar, Wesleyan'a başvurabilirsin.
Rory, era suposto acabar o liceu, ir para Vassar, casar com um homem de Yale, ter uma alcunha, como Babe ou Bunny.
- Tabi ki isterler. Liseden mezun olup Vassar'a gitmem gerekiyordu. Yale'li biriyle evlenecektim.
A estranha mais bonita que já vi. Espera até te verem em Vassar.
Gördüğüm en güzel soytarı. Vassar " da herkesin gözü sende kalacak.
Na realidade... estava a pensar em desistir de Vassar, para vir a ser líder de claque.
Aslında... Vassar Üniversitesi " ni reddedip ponpon kız olmayı düşünüyordum.
assar, Yale, Harvard?
Vassar, Yale, Harvard?
Veterana na Vassar.
Vassar Üniversitesi, son sınıf öğrencisi.
Agora é que nunca entrarei em Vassar.
Asla Vassar'a gidemeyeceğim.
- Fala-me de Vassar.
Vassar'ı anlat.
Aprendi num dormitório em Vassar.
Vassar'da yurtta öğrendim.
- Quer sim, para Vassar.
- Evet istedi. Vassar için.
- Para Vassar?
- Vassar için.
Consegues entrar em Vassar como eu consigo entrar nas minhas calças antigas, sim?
Ben nasıl eski pantolonlarıma giremiyorsam o da bu saatten sonra Vassar'a giremez.
Era suposto ela estar agora a ir para a faculdade, no Outono, mas quem sabe agora, porque mentiu quanto a enviar a sua candidatura para Vassar, por isso não tem onde ficar no raio da faculdade.
Sonbaharda üniversiteye gitmesi gerekiyor ama kim bilir çünkü "başvuru formlarını Vassar'a gönderdim" diye yalan söyledi o yüzden kahrolası üniversitede kalacak yeri yok.
Rachel Wilcox. Ela vai para Vassar, no Outono, em Nova Iorque.
Rachel Wilcox sonbaharda New York'taki Vassar'a gidecek.
Eu lixei a minha ida para Vassar.
Vassar olayında çuvalladım.
Andámos juntos em Vassar.
Merhaba, Joey.