Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vatan
Vatan translate Turkish
1,630 parallel translation
Pela nação...
Vatan için.
És anti-patriota!
Sen vatan hainisin!
Os russos entenderão finalmente as consequências da ocupação de nossa terra natal, quando transformarmos Moscovo num cemitério.
Güzel. Ruslar, Moskova'yı mezarlığa çevirdiğimiz zaman, vatanımızı işgal etmenin neticesini, sonunda anlayacaklar.
Os russos vão aprender no que dá ocuparem a nossa pátria, quando fizermos de Moscovo um cemitério.
Ruslar, Moskova'yı mezarlığa çevirdiğimiz zaman, vatanımızı işgal etmenin neticesini, sonunda anlayacaklar.
- Você é um traidor.
Sen bir vatan hainisin.
Não, Sr. Presidente, sou um patriota.
Ben bir vatan severim!
Somos patriotas, Sr. Presidente.
Bizler vatan severiz, Sayın Başkan.
Quer dizer, não como um traidor.
Bir vatan haini olarak değil.
O Walt Cummings era um traidor.
Walt Cummings bir vatan hainiydi.
Walt Cummings de herói, e não de traidor.
Walt Cummings'e kahraman diyorlar, vatan haini değil.
Eu vi-o antes do ataque a Caprica com uma cópia daquela mulher Cylon alta e loura, o mesmo modelo que o acusou de traição antes de desaparecer da Galactica.
Saldırıdan hemen önce onu Caprica'da, uzun boylu sarışın Cylon kadının kopyasıyla birlikte gördüm. Galactica'dan yok olmadan önce Baltar'ı vatan hainliğiyle suçlayan modelle.
Ela vai executá-los por homicídio e traição.
Cinayet ve vatan hainliği yüzünden ikisini de idam edecek.
Loroco é uma planta comestível e que dá flor, de El Salvador.
Loroco yemeklik bir çiçek bitkisidir. Ana vatanı El Salvador'dur.
- Ele está a cometer traição.
- O, vatan haini.
Se alguém der abrigo a estes traidores vai enfrentar a ira do Senhor do Fogo.
Bu vatan hainlerine yardım eden herkes Ateş Kralının gazabına uğrayacak.
Por ter dormido com uma pessoa que se revelou ser um traidor, Jack.
Vatan haini olduğu ortaya çıkan biriyle yattığım için, Jack.
E antes de tudo confiem uns nos outros e no vosso país.
En önemlisi birbirinize ve vatanınıza inanın.
Devemos tomar todas as medidas para assegurar a segurança da Pátria.
Vatanımızın güvenliğini sağlamak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Maldito traidor!
Vatan Haini
construindo a nossa Nação guardando a nossa segurança assegurando o futuro da América...
Vatanımızı geliştirir, güvenliğini sağlar, Amerika'nın geleceğini garanti ederler.
Eu não sou... uma traidora do meu país.
Vatan haini değilim.
Estamos investigar traição, capitão.
Vatan hainliğini araştırıyoruz albay.
Mas agora, a maioria dos humanos pensam nele como um traidor e iam aclamar a sua morte.
Ama şuan çoğu insan onun vatan haini olduğunu düşünüyor ve ölümünden memnun olurlar.
- Para o rotularem como traidor.
- Böylece onu vatan haini olarak suçlayabilsinler.
Isto é traição do mais alto nível, tu sabes disso não?
Bu vatan hainliginde son nokta, farkindasin degil mi?
DE SAÚDE E SERVIÇOS HUMANOS. A gripe aviária está aqui.
Kuş gribi vatanımızda.
A RAÇA HUMANA LONGE DE CASA A LUTAR PELA SOBREVIVÊNCIA
İnsan Irkı Vatanından Çok Uzakta Hayatta Kalma Savaşı Veriyor
Proteger e servir.
Her şey vatan için.
Não se enganem, ele perverteu o sentido da justiça e ao fazê-lo, atacou a matéria de que o estado é feito.
Sakın yanlış bir fikre kapılmayın. Adaletin işleyişini saptırmış ve böyle yaparak da vatanımızın temeline saldırmıştır.
O estado pelo qual trabalhámos, para o qual pagamos os impostos.
Uğrunda çalıştığımız vatanımız vergi ödediğimiz vatanımız.
Este homem é um traidor!
Bu adam bir vatan haini!
Traidora!
Vatan haini.
Primeiro, seu filho foi um traidor e agora a sua filha.
Önce oğlu vatan haini çıktı, şimdi de kızı.
Acho que eles chamam a isso traição, Danny, o que, da última vez que vi é punido por morte.
Sanırım bunu vatan hainliği sayacaklar, Danny, ki son baktığımda bu idamla cezalandırılıyordu.
"Semper fidelis", então, meu irmão.
Pekala. "Her Şey Vatan İçin", kardeşim.
Semper fidelis, meu irmão.
"Her Şey Vatan İçin", kardeşim.
Semper fidelis.
"Her Şey Vatan İçin"
Mas é, sobretudo, porque após 37 anos... eu posso novamente ver com os meus olhos a nossa ocupada pátria
ve bu 37 yıldan sonra... işgal altındaki vatanımı yeniden görebiliyor,
Suponho que senti saudades.
Galiba biraz vatan hasreti çekiyordum.
Traidor!
Vatan haini.
Filho, não és o último a salvar este país?
Oğlum, bu vatanı kurtarmak sana mı kaldı lan?
Uma pequena voz, que diz sim. Quando o rei estiver em casa, em segurança.
İçimdeki ses'Kralın, vatanında güvendeyken, evet de'diyor
Ela é uma estratega republicana brilhante e patriótica e tu, sejamos francos, és um caso perdido.
O bir dahi, vatan sefer, cumhuriyetçi stratejisti ve sen, biraz gerçekçi olalım, liberal bir delisin.
Sabe qual é a pena por traição?
Vatan hainliği cezasının ne olduğunu biliyor musun?
Uma cama quente para actividades suspeitas.
Vatan hainliği yapmak için bataklık.
Blackwell, você é um traidor, filho da mãe!
Blackwell, sen şerefsiz bir vatan hainisin!
Homens que traíram o país, que cometeram deslealdades.
Ülkesine ihanet eden kim olursa olsun, vatan haini kabul edilir.
Desapareceu. - Ele está é a criar traidores.
- Ne yaptığını söyleyeyim, vatan hainlerini besliyor.
Não passam de um bando de traidores.
Bana sorarsan alayı vatan haini.
És um traidor!
Sen bir vatan hainisin.
O coronel disse :
Albay geldi dedi " Bak oğlum, bu bir vatan hizmetidir.