English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vcr

Vcr translate Turkish

58 parallel translation
- Quantos vídeos temos?
Baksana, kaç tane VCR var burada, Jackson?
Leitores, grandes televisões.
VCR'ler, büyük ekranlı televizyonlar.
Por isso, preparem o vídeo gravador porque aqui e pela primeira vez estão excertos de cortes dos clássicos.
VCR'ınızı hazırlayın, çünkü ilk kez yayınlanacak kesilen sahneleri izleyeceksiniz.
Por isso, se o senhorio perguntar, sou uma mulher de 87 anos que tem medo do videogravador.
Ev sahibi sorarsa kendi VCR'ından korkan 87 yaşında bir kadınım. Susadın mı?
Tem de haver um vídeo algures por aqui...
Burada bir yerde bir VCR olmalı.
Estás a ler o meu manual do vídeo?
VCR kılavuzumu mu okuyorsun?
Começo por ligar este leitor de vídeo normal desta forma ao sistema de vigilância. Depois introduzo esta cassete de nós a trabalharmos continuamente.
Önce, bu VCR kablosunu güvenlik kamerası sistemine takıyorum, işte böyle..... sonra, taktığım ve biz çalışırken çekilmiş bu video..
No leitor de vídeo de um rapaz de 16 anos, Tony Oliver.
Tony Oliver adında 16 yaşında bir gencin VCR'ında.
Por exemplo, os VCR.
Videoları ele alın.
Meu Deus!
VCR'ın boş kalmasını sağladın.
Em primeiro lugar, colocar a TV no canal 3, depois, pôr uma fita virgem no VCR e configurá-lo para o canal 82, entendeu?
Önce televizyonu üçüncü kanala ayarla. Sonra videoya boş bir kaset koy ve onu da 82. kanala ayarla. Anladın mı?
Agora, verifique novamente, está o VCR no canal 82?
Şimdi kontrol et. Video 82. kanalda mı?
Isto é o vídeo.
İşte VCR budur.
O VCR.
VCR.
Asseguraste-te que as cabeças dos vídeos estão recalibradas?
VCR başlıklarını tekrar ayarladın mı?
Bom, mas uma noite, eles ficaram bêbedos e deixaram algumas coisas fora do lugar. A Consuela estava a limpar no outro dia e carregou play no leitor de vídeo.
Herneyse, bir gece sarhoş oldular, ve bazı şeyleri ortada bıraktılar, ve Consuela sonraki gün temizlik yapıyordu ve yanlışlıkla VCR'daki oynat tuşuna basıldı, ve üstte annem patlatıyor... tamamen çıplak, tamam mı, babamın üzerinde... onu bir çubukla kırbaçlıyor.
- Quantos vídeos têm?
- Kaç VCR'ınız var?
O meu sistema substitui 300 vídeos por uma série de discos rígidos... que estão acessíveis instantaneamente.
Benim sistemim 300 VCR'ı, anında ulaşabilir bir seri sabit diske bağlıyor.
- Se calhar, deixaste-a no vídeo?
- Belki VCR'ın içinde unutmuşsundur.
Darnell. Vai à Video Hut e aluga-me um leitor de vídeo.
Darnell, Hut Videoya koş ve bana bir VCR kirala!
Um gravador VCR.
Bu bir video kayıt cihaz.
Houve processos imediatamente feitos por estúdios de cinema que achavam na verdade, e diziam publicamente que o VCR era para indústria de cinema americana o que o "estrangulador de Boston" era para uma mulher sozinha.
Video kayıt cihazı-VCR karşısında Amerikan film endüstrinin “ Boston sapığı ” karşısındaki yalnız bir kadın gibi kaldığını açıkça dile getiren film stüdyoları gecikmeksizin çeşitli davalar açtı.
- O Papá só nos deixa ter um video.
Babam sadece VCR * izlememize izin veriyor.
Conseguias fazer um VCR com bolachas?
Peki bisküviden video kaydedici yapılabilir mi?
Por isso, por apenas 20 dólares, pode comprar este mecanismo digital, que pode simplesmente colá-lo no seu vídeo, e o aparelho faz a actualização para o nosso leitor de DVD do Be Kind Rewind.
Sadece 20 dolara bu dijital parçayı alıp kolayca VCR'ınıza takarak ya da yapıştırarak'Lütfen Başa Sarın'DvD oynatıcınızı yaratabilirsiniz..
Vocês estão com o manual do meu vídeo?
Benim manuel VCR...
- É, manda a imagem para a cassete vídeo.
- Evet, bu VCR'a gönderiyor.
- Olha, um VCR.
Bak, video girişi.
- Ainda tens um VCR?
Hâlâ bir kaset oynatıcın var mı? Evet.
Eu sei que vocês estão habituados a usar alta tecnologia, mas tudo o que eu sei, aprendi nos anos 80, quando os VCR e os patins em linha eram do melhor que havia, por isso sejam pacientes comigo.
Biliyorum ki siz çocuklar yüksek teknoloji şeyler kullanmaya alışıksınız ama ben her şeyi 80'lerde radyo ve paten döneminde öğrendim yani beni iyi dinleyin.
Agora, eu vou... vou ligar o aquecedor e fazer alguns cachorros-quentes e eu tenho essa chavinha da Radio Shack que permite ligar o vídeo cassete na TV para assistirmos à nossa fita favorita, juntos, como nos velhos tempos.
Şimdi, ben... Ocağı açarım, birkaç sosisli hazırlarım, ve eski bir radyodan bulduğum zamazingoyla... vcr'yi televizyona bağlayıp, favori şovumuzu izleriz, tıpkı eski günlerdeki gibi.
Não quero vir a saber que este voltou ao antigo estilo de vida com pagers e VCRs e The Arsenio Hall Show.
Bu kez dünyanın çift taraflı çağrı cihazları, VCR'lar ve Arsenio Hall Şov'una geri kaydığını duymak istemiyorum.
És o único idiota que conheço que ainda tem videogravador, logo és o feliz vencedor do prémio : "Quem merece estar sentado comigo a ver aos nossos melhores amigos a saltarem para cima um do outro"!
Hâlâ VCR'ı olan tanıdığım tek salak sen olduğun için "Kim yanımda oturup en yakın arkadaşlarımızın birbirine yumulmasını izleyecek?" çekilişinin kazanan talihlisi sen oldun.
Barney... Esse era o meu videogravador.
Barney o benim VCR'ımdı.
Ted... Era um videogravador!
Ted bir VCR'dı işte.
Agora só temos de encontrar um leitor VCR... em 2012.
Şimdi yapmamız gereken tek şey bir VCR bulmak. 2012 yılında?
- Bem, verifica se está em VCR, meu.
- O zaman video kaydına ayarlı olduğuna emin ol adamım.
! Não estou a falar de um VCR.
- Videodan bahsetmiyorum.
Quando era puto, antes de ter VCR no meu quarto, não podia ver, mas nessa altura, já tinha a Playboy, por isso...
Belki çocukken, odama bir video koymamışken seyretmemişimdir... ama o zamanlar da Playboy vardı...
Fazem-me lembrar o meu gravador de vídeo! E mostrei-lhe quem era o chefe!
Bana VCR'ımı hatırlatıyorlar ve ona da kimin patron olduğunu gösterdim.
Pareces um leitor de vídeo, com uma boca maior.
Eski bir VCR gibisin, ama senin ağzın daha büyük.
Eu coloco-me na escola de reparação VCR por instalação de telefones públicos.
Antika medya oynatıcı tamiri okulunu ankesörlü telefonları kurarak bitirdim.
Se correr bem, tenho carta branca, mas se correr mal, sou uma aluna que saiu da faculdade, a reparar vídeos por $ 3.25 à hora.
Başarılı olursak yırtarım ama çuvallarsak saati 3.25 dolara VCR tamir eden üniversite terk birine dönerim.
Então, para me distrair, levantei-me para tentar ver um episódio da One Tree Hill que gravei ontem à noite no meu VCR.
Sonra kafamı dağıtmak için kalktım dün gece videoma kaydettiğim One Tree Hill bölümünü seyredeyim dedim.
E para a ver arranjei um vídeo.
"Bunları izlemenin bir yolunu bulmalıyım" dedim ve VCR aldım.
Queimamos um fusível ligando essa velharia?
Ne yaptık, sigortayı attırıp o eski VCR'yı mı yaktık?
Nem sabe o que é cassete.
VCR'ın ne olduğunu bile bilmiyor.
As crianças não sabem o que é cassetes de vídeo?
Çocuklar VCR'ın ne olduğunu bilmiyor mu?
Fui preso por ter atirado um combinado TV / VCR da barragem.
Video kaseti oynatan eski bir televizyonu lanet "barajdan" attım diye tutuklandım.
Tenho vários leitores VCR.
Bende birçok VCR bulunur.
Estão ligadas a um gravador de vídeo nas traseiras.
Arka taraftaki bir VCR'a gidiyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]