Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vega
Vega translate Turkish
1,324 parallel translation
A mulher na foto ao lado do Vega, não é a Lara.
Var. Vega'nın yanında duran kadın Lara değil.
Alguém que vive nas imediações do campo de beisebol, identificou-a. Chama-se Ana, Ana Rivera.
Vega'nın öldürüldüğü oyun sahasının yakınında yaşayan biri, kimliğini belirledi.
- Que ligação tem ao Vega? Cuba.
Vega ile ilişkisi nedir?
"Mi cariño" para Jamaica 16 / 02, quer dizer que, ela chegou no dia 17. O dia da morte do Vega.
"Mi cariño" nun 16'sında Jamika'ya gidişi kızın 17'sinde vardığı anlamına gelir.
Não pode ser uma coincidência.
Vega'nın öldüğü günle aynı.
Vega como contactar o homem que a tirou de Cuba? Disse.
Ana, Bay Vega'ya seni Küba'dan çıkaran adamla nasıl iletişime geçeceğini söyledin yani.
Primeiro, acusam-me de ter assassinado o Vega.
Başta Vega'yı öldürmekle suçladınız.
Foi essa mesma quantia que o Vega pediu emprestada.
Cano Vega'nın tefeciden aldığı miktarın aynısı.
Vai gostar de estar implicado no homicídio de Cano Vega?
Cano Vega'nın cinayeti ile ilişkilendirilmek nasıl hoşunuza gidecek?
Ela vai ao campo, pratica um pouco na cabeça do Vega, vai para casa, arruma as suas coisas, faz-se à estrada.
Yani sahaya gitti. Vega'nın kafası üzerinde biraz antrenman yaptı. Eve gitti.
Pensamos que o seduziu para conseguir sair de Cuba. Uma vez aqui, ele quis ir mais além do que ela queria e as coisas deram para o torto.
Kızın Vega'yı, Küba'dan çıkış biletlerini almak için tuzağa düşürdüğünü buraya ulaşınca da Vega'nın, kızın verebileceğinden fazlasını istediğini düşünüyoruz.
Mandaram uma linda espia para ele se apaixonar por ela.
Vega döneklik yaptığı için ondan nefret etmişlerdi. Bu nedenle aşık olması için bir ajan yolladılar.
Um homem foi ao apartamento na noite que o Vega morreu, daí ter fugido?
Vega'nın öldüğü gece daireye bir adam geldi ve bu sebeple mi kaçtın?
- Vega.
- Vega...
Cano Vega é seu pai?
- Cano Vega baban mı?
Vega e a minha mãe...
Vega ve annem...
O Vega e a mãe dela estavam noivos quando ele fugiu.
Vega iltica ettiğinde annesi ile nişanlıymış.
Como castigo pelo que ele fez, a mãe foi presa.
Vega'nın yaptığının cezası olarak annesini hapse atmışlar.
Por isso é que ele foi a Cuba.
Vega bu sebeple Küba'ya gitti.
Não se encontraram porque o governo estava a vigiá-lo.
Aslında görüşmemişler. Çünkü hükumet Vega'yı takip ediyormuş.
Ele disse-lhe que isso não era verdade. Ele só fugiu por que a mãe disse que também ia fugir.
Ama Vega, bunun doğru olmadığını, annesinin de geleceğini söylediği için kaçtığını söylemiş.
Depois ouvi dizer que o Cano Vega morreu.
Sonra da Cano Vega'nın öldüğünü duydum.
Uma imigrante ilegal que diz ser filha de Cano Vega, que está neste país há menos de um dia, identifica alguém que se parece comigo, à noite, de longe?
Cano Vega'nın kızı olduğunu iddaa eden bir kanunsuz, bu ülkeye geleli 24 saat bile olmamışken bana benzer bir teşhis mi yapıyor? Hem de karanlıkta ve uzaktan mı?
O Vega deve ter-se sentido traído quando soube a verdade.
Eminim Vega gerçeği öğrendiğinde ihanete uğradığını düşünmüştür. Gerçek mi?
Só que, omitiu a parte onde mente ao Cano Vega sobre ajudar a noiva a fugir.
Cano Vega'ya, nişanlısının ilticasına yardım ettiğiniz konusunda yalan söylediğinizi atlamıştınız gerçi.
Deixou-o acreditar que ela tinha mudado de ideias.
Bu nedenle Vega'yı, fikrini değiştirdiğine inandırdınız.
Denunciar a noiva do Vega fazia parte do acordo com ele, ou teve de pagar um extra?
Vega'nın nişanlısını ele vermek El pulpo ile kurduğunuz planın parçası mıydı yoksa ekstra bir ödeme yapmanız gerekti mi?
- Quando o Vega percebeu tudo, ligou-lhe da discoteca para se encontrar consigo.
Vega yaptığınızı anlayınca klüpten sizi arayıp görüşmek istediğini söyledi.
- Era sangue do Vega.
- Vega'nın kanıymış.
Robert Fox, está preso pelo homicídio de Cano Vega.
Robert Fox, Cano Vega cinayeti sebebiyle tutuklusunuz.
Ela nasceu em Cuba depois do Mr. Vega ter fugido.
Bay Vega iltica ettikten sonra Küba'da doğmuş.
Chama-se Claudio Vega.
Adamın ismi Claudio Vega.
É suspeito em vários casos de tráfico de armas, e é considerado perigoso.
Vega birçok silah kaçakçılığı davasının şüphelisi ve bu oldukça tehlikeli sayılır.
- Sou o Claudio Vega.
- Ben Claudio Vega.
O Leo ligou ao Vega, deixou mensagem, e fez-lhe uma oferta. Não, não, não.
Leo, Vega'yı aramış, ona mesaj bırakmış ve bir teklif yapmış.
Vimos-te passar uma coisa ao Vega.
Vega'ya bir şey verdiğini gördük.
Chefe, o carro estava registado em nome do Cabo Roman Vega, de Quântico
- Araba Onbaşı Roman Sega'ya kayıtlı. Quantico'da görevli.
A perseguição começou na Rua Olive quando Vega passou um sinal vermelho.
Takip, Olive ve 29. Cadde'den, Roman dur işaretine uymayınca başlamış.
Confere com a descrição do Cabo Vega Mas as queimaduras são profundas.
Onbaşı Vega'nın yapısına uyuyor ama yanık alan çok büyük.
E porque é que o Cabo Vega transportava material radioactivo?
- Onbaşı Vega niye radyoaktif madde taşıyormuş?
Gibbs vai querer um resumo sobre o Cabo Vega quando chegar.
Onbaşı Vega'ya dönelim. Gibbs müdürün yanından gelince tam rapor isteyecek.
Cabo Roman Vega.
Onbaşı Roman Vega.
- Cabo Roman Vega.
- Onbaşı Roman Vega.
O que tem contra o Vega?
Vega'yla ilgili ne biliyorsunuz?
Não nego que as informações que ligam Vega à LN é diminuta.
Vega'nın bu teröristlerle bağını gösteren istihbaratımız zayıf.
E Vega era a nossa única ligação com eles.
Vega onlarla tek bağlantımızdı.
Ana, o que disse ao Mr. Vega?
Ana, Bay Vega'ya ne söyledin?
O Vega estava a tentar tirar a namorada de Cuba.
Vega, yeni kız arkadaşını Küba'dan kaçırmanın yolunu arıyordu.
O Vega tinha um apartamento para ela.
Vega onun için daire tutmuştu.
- É do Vega.
Kesinlikle Vega'ya ait.
O Vega sabia?
Vega bunu biliyor muydu?