English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vegan

Vegan translate Turkish

329 parallel translation
Tem coriomeningite vegana.
- Biliyoruz. Vegan LCM hastalığına yakalandı.
Estávamos no hiperespaço a caminho do posto de Vegan recebemos uma ordem contrária do comando da Força Terrestre..
Üstuzayda Vegan Karakolu'na doğru seyrederken yeni bir emir aldık.
Com a chegada em segurança do Convey PQ-One ao sistema vegano o nosso dever de escolta cessou e tracei a rota de regresso.
Covey PQ-1'in Vegan Sistemi'ne güvenli olarak ulaşmasının ardından onlara refakat etme görevimiz sona erdi ve eve dönmek üzere yola koyulduk.
Esta é a Cassandra Menage, Directora-Geral de Vegan...
Bu bayan Cassandra Menage, Vegan'ın yöneticisi.
Sim, Vegan é uma base lunar, como a Area 51, mas protegida da Terra por uma bolha reflectora.
- Evet Vegan ayda bir üs tıpkı 51ci bölge gibi Fakat Dünyadan görünmemesi için yansıtıcı bir kalkanla gizleniyor.
- Sei que parece estranho, mas o Presidente dos EUA foi raptado e está em Vegan, como refém.
Biliyorum komik kokuyor ama, Amerika başkanı kaçırılmış ve Veganda esir tutuluyor.
Fui às minas de Vegan, investigar uma queixa feita por um mineiro.
Madencilerin şikayeti üzerine araştırma yapmak için vegan madenlerine gitmiştim.
Quero que vá a Vegan fazer uma inspecção de rotina.
Dix, Senden Vegan'a gitmeni ve rutin kontroller yapmanı istiyorum.
E quando se encontrar novamente com Miss Menage, em Vegan, nunca se viram antes. Entendido?
Sen ve Bayan Menage Veganda karşılaşırsanız, daha önce birbirinizi hiç görmediniz.
Tinha de apanhar um avião para Cabo Kennedy, depois um vaivém para Vegan e evitar quaisquer atrasos "prementes"...
Vegan'a giden mekiği kaçırmamak için Cape Kennedy'e giden uçağa yetişmem lazım.
O Secretário Osgood tinha razão quando disse que havia muitos alienígenas em Vegan.
Bakan Osgood, Vegan'da bir sürü yaratık olduğunu söylediğinde haklıymış.
Tenente Shitzu, segurança de Vegan.
Vegan güvenliğinden, Yüzbaşı Shitzu.
Bem-vindo a Vegan, "Marshall" Dix.
- Vegan'a hoş geldiniz, şef Dix.
Não há presidentes em Vegan, "Marshall".
Vegan'da hiç başkan yok, Şef.
Bem-vindo a Vegan, "Marshall" Dix...
Vegan'a hoşgeldin, şef Dix.
Todas as erecções em Vegan são carimbadas por mim.
Biliyorsunuz, Vegan'da tüm kalkanlar benim bilgim dahilindedir.
Se em Vegan existem planos que levassem ao laboratório secreto de clonagem e ao Presidente raptado, estava certo que era ali que estavam.
Eğer Vegan'ın bir krokisi varsa, insan klonlama laboratuvarını ve kaçırılan başkanı nerede bulacağımıza yardımcı olacağından emindim.
Vossas Majestades e humildes seres... Um grande aplauso para a nossa atracção principal :
Majesteleri ve mütevazi yaratıklar, Şovlarıyla Vegan'ı ısıtan yıldızımıza... hoşgeldin diyelim.
Quer dizer que o Presidente é prisioneiro aqui, em Vegan?
Dur bir dakika. Başkanın burada Vegan'da esir mi tutulduğunu söylüyorsun?
JEANNIE SMITH "Vegetariana"
JEANNIE SMITH - "Vegan"
- Estava a pensar ser vegan.
Ama vegan olmayı düşünüyorum.
Sou um vegan de nível 5.
Ben 5.derece bir veganım.
"... um produto da disciplina da dieta vegan "
"İnanılmaz teni, sebze diyeti disiplinin harika bir örneği."
Tretas da dieta vegan
- Sebze diyetiymiş! - Tamam, dergiyi bana ver.
Estava a produzir um filme e à procura duma cozinheira vegan e ofereceu-me trabalho.
Vejetaryen bir aşçı arıyormuş ve bana bir iş önerdi.
Lembras-te da produtora de que te falei?
Vegan aşçı arayan bir film yapımcısından bahsetmiştim hani.
Ela é uma vegan pura, mas parece uma esponja e faz broches a torto e a direito.
Katı bir vegan. Fakat sünger gibi içiyor ve kokain kullanıyor.
- Mas eu sou uma naturalista.
- Ben veganım.
Supremacistas? "Vegans"?
"Cyborg" mu? Irkçı mı? "Vegan" mı?
Fontes de água potável na Flórida, opção de almoço "vegan".
Öğlen yemeği için Florida kaynak suyu, ve'vejeteryan'menü.
Depois ele desistiu de ser vegetariano.
- Sonra vegan olmayı bıraktı.
- É vegan.
- Ciddi bir vejetaryen.
Quero ser vegan, como a avó.
Büyükannem gibi vejeteryan olmak istiyorum.
Se calhar, devias tornar-te vegan.
Belki vejeteryan olmalıydın.
É vegan, sabias?
Turtam gayet sağlıklı.
Comida crua, somos vegan.
Çiğ yiyecekler veriyoruz. Bizler vejetaryeniz.
Descansem, é soro vegan.
Merak etmeyin. Vejetaryen serumu.
- Estou a iniciar-me na vida vegan.
Oh, Abby's bana vejeteryan yaşamayı öğretiyor.
Ele é vegan. Abençoado seja.
O bir vegan, Tanrı onu korusun.
E ah... o que era um vegan, já agora?
Peki vegan ne demekti?
São os que não comem nada que respire.
Yüzü olan şeyleri yiyemeyenlere vegan denir.
Quer dizer que não posso ser vegan?
Bu, ben vegan olamam anlamına mı geliyor?
Muito bem, não vou julgar ninguém, mas, por algum motivo, ser uma activista vegan adolescente costuma ser sinónimo de "fácil".
Tamam, önyargılı olmak istemem ama her nedense vejetaryen eylemci olmak genellikle "kolay" anlamına gelir.
Partilhamos uma visão vegan não violenta da vida.
Vejetaryen olmamız ve şiddetten uzak durmamız.
Isto é, de um modo autónomo, irreverente e vegetariano.
Onu çok kışkırtıcı buldum, biraz da vegan.
- És mesmo vegan?
- Sahi mi? Vejetaryen misin?
Não és uma hippie que dá massagens, faz windsurf, toca tambores, é abstémia, vegan e pacifista, como o teu futuro ex-namorado, Gael.
Olmadigin sey ise, yakinda eski erkek arkadasin olacakmis gibi görünen Gael gibi masaj yapan, rüzgâr sörfü yapan, bongo çalan, içki içmeyen, asiri vejetaryen, baris yanlisi bir hippi.
Miúdas com óculos grossos, sapatos vegan e maquilhagem gótica.
Bunlar koca çerçeveli gözlükleri olan,... acayip ayakkabılı, gotik makyajlı kızlardır.
Como estão as coisas em Vegan?
Vegan'da herşey yolunda mı?
Pergunto-me se será mesmo vegetariano, pois sabem o que dizem dos vegetarianos.
Onu vegan görmek isterim.
- O Tom é vegan.
Tom vejetaryendir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]