Translate.vc / Portuguese → Turkish / Verone
Verone translate Turkish
41 parallel translation
Estou? Verona, Lar de Idosos Green Grove qualquer coisa...
Merhaba, Verone Green Grove Emekli Evi gibi bir şey işte.
Carter Verone.
Carter Verone.
Temos uma agente clandestina a tratar-lhe das viagens e da logística.
Bir ajanımız Verone'nin şehir dışı ve lojistik işlerini yürütüyor.
Verone encarregou-a de lhe arranjar novos motoristas.
Verone ondan yeni sürücüler bulmasını istedi.
Está com o Verone há um ano.
Bir yıldır Verone'yle birlikte.
- Já vos informaram sobre o Verone?
- Onlara Verone'yi anlattın mı?
O Verone precisa de condutores.
Verone'nin sürücülere ihtiyacı var.
Fala-barato? A insultar as pessoas? A roubar coisas ao Verone?
Aptalca konuşmak, aşağılamak, Verone'nin eşyalarını çalmak...
Têm-nos seguido desde que saímos de casa do Verone.
Verone'nin yanından ayrıldığımızdan beri bizi izliyorlar.
Não sabias que o Verone estava a testar-nos?
Verone bizi sınıyordu.
- Vamos fazer uma entrega ao Verone.
- Verone için bir teslimat yapacağız.
Não. Se o Verone anda a pagar a alguns deles, não podemos deixá-los saber da operação.
Verone birkaçına maaş bağladıysa operasyonu öğrenebilir.
Além disso, o Verone disse que ele próprio estará no local de entrega.
Ayrıca, Verone teslimatın kendisine yapılacağını söyledi.
O Verone anda a comê-la.
- Verone onu kullanıyor. - Nasıl kullanıyor?
Temos a Fuentes aliada ao Verone o Markham a tentar lixar o nosso disfarce e dois carros com mais electrónica que esta grilheta.
Fuentes, Verone'yle birlikte Markham bizi ele vermek istiyor ve prangam gibi, her hareketimizi onlara bildiren iki arabamız var.
Mano, se o Markham faz aquela merda outra vez diante do Verone estamos lixados!
Dostum, Markham aynı boku Verone'nin önünde yaparsa bu sonumuz olur!
Somos convidados do Sr. Verone.
Biz Bay Verone'nin misafiriyiz.
Vocês impressionaram o Verone.
İyi iş çıkardınız.
Nunca confraterniza com empregados.
Verone asla çalışanlarıyla birlikte olmaz.
Tu e o Verone não estão sempre juntos?
Onun yanından ayrılabiliyor musun?
Deseja alguma coisa, Sr. Verone?
Bir şey ister misiniz, Bay Verone?
Perdão... o Sr. Verone deseja que lhe façam companhia.
Affedersiniz? Bay Verone kendisine katılmanızı istiyor.
- Verone, isso não está certo.
- Bu doğru değil, Verone.
Sou um detective, Verone!
Ben bir dedektifim, Verone!
Os rapazes do Verone estão lá fora...
Verone'nin adamları dışarıda...
O Verone paga-vos para ficarem assim a olhar?
Verone, dik dik bakmanız için mi size para ödüyor?
A noite passada, o Verone obrigou um polícia a dar-nos algum tempo.
Dün gece bir polisi tehdit ederek bize zaman kazandırmasını istedi.
O Verone tem lá um avião e vai fugir.
Verone geri dönmemek üzere gidiyor.
O Verone planeia matar-nos quando tiver o dinheiro.
Verone teslimat sonrası bizi öldürmeyi planlıyor.
Juntem o Verone e o dinheiro para eu poder fazer a detenção.
Verone'yi tutuklayabilmem için onu ve parasını bir araya getirin.
Mas se o fizermos, o Verone mata-nos.
Yaparsak da Verone bizi öldürecek.
Mas o tipo tem um monte de dinheiro que vai despejar nos nossos carros.
Ama Verone bize çok büyük paralar teslim edecek.
Há duas razões para o Verone não precisar desse dinheiro.
Verone'nin bu paraya ihtiyaç duymamasının iki nedeni var.
O Verone vai sair.
Verone yola çıkıyor.
O Verone vai para o aeródromo.
Verone piste doğru yola çıktı.
Há actividade no parque de roulottes do Verone.
Verone'nin karavanında hareketlilik var.
Temos de agarrar o Verone enquanto podemos.
Fırsat varken Verone'yi yakalayalım.
Não são o Verone e a Fuentes.
Verone ve Fuentes arabada değil.
Não são?
Verone ve Fuentes arabada değil mi?
A mulher do Brian está sozinha com o Verone!
Brian'ın kadını Verone'yle!
Se o Verone vê um héli ou um barco do Serviço de Fronteiras, ela morre!
Verone bir helikopter veya gümrük teknesini görürse onu öldürür!