Translate.vc / Portuguese → Turkish / Verteron
Verteron translate Turkish
31 parallel translation
Os estudos da fenda espacial mostram que foi formada por partículas, "verterons", que parecem ser autossustentáveis por natureza.
Solucan deliği üzerindeki çalışmalarımız, görünüşe göre doğada kendi varlığını devam ettirebilen eşsiz verteron parçacıkları tarafından oluşturulduğunu gösteriyor.
Mesmo que o levemos para lá, o nodos da fenda espacial poderiam interagir com as flutuações de energia do proto-universo, provocando uma reação devastadora.
Götürsek bile, solucan deliğinin verteron düğümleri ilkel evrenin enerji dalgalanmaları ile etkileşime geçip, yıkıcı bir tepkimeye neden olabilir.
Mas gostava de testar a integridade verteron.
Ama verteron dayanıklılığını sınamak istiyorum.
Sempre que passamos por um nodo de verteron há fuga de ressonância.
Ne zaman bir verteron düğümünden geçsek, titreşim sızıntıya neden oluyor.
Quando se cruzar com um nodo de verteron, vai-se sentir até Cardássia.
Bir kez daha verteron düğümleri ile kesişirse sonuçları Kardasya'dan hissedilir.
Se passarmos por um daqueles nodos de verteron sem ele, a massa de energia irá explodir.
Koruma alanı olmadan verteron düğümlerinden birinden bile geçsek enerji kütlesi patlar
Computador, calibrar scanners internos para detetar radiação verteron na cabine.
Bilgisayar, iç tarayıcıları, kabinde radyasyon algılayacak şekilde ayarla.
Níveis de verteron em limites seguros.
Verteron düzeyleri güvenlik sınırları içinde.
Níveis de verteron ainda seguros.
Verteron düzeyleri hala iyi.
Níveis de verteron no limite.
Verteron düzeyi kırmızı çizgide.
Emanações do vértice.
Verteron oluşumları.
Estivemos bombardeando a área da instabilidade sub espacial com partículas verteron.
Kararsız alt uzay alanını verteron parçaları ile bombalayacağız.
Estivemos bombardeando uma instabilidade sub espacial local com partículas verteron.
Verteron parçaları ile yerel bir altuzay dengesini bombalıyoruz.
Sr. Kim, reinicie o campo verteron.
Bay Kim verteron alanını tekrar aktif edin.
Em 72 horas, apontarão em seu campo magnético com um raio verteron, criando uma dobra geodésica.
72 saat içinde, manyetik alanına bir verteron ışını gönderecekler, jeodezik bir darbe yapmak için.
Comecei a pesquisar a Verteron e encontrei mensagens de alguém chamado "Bomba da Verdade".
Verteron'u araştırmaya başladım ve "Gerçek Bombası" adında birinin blog gönderilerini buldum.
Dizia que a Verteron tinha adulterado o software do avião do Senador para parecer um acidente... E o meu pai foi morto porque descobriu.
Verteron'un uçağın düşmesi için senatörün uçağındaki yazılımla oynadığını ve babamın bunu öğrendiği için öldürüldüğünü söyledi.
Acontece que houve uma investigação de actividades ilegais na Verteron.
Meğerse Verteron'daki yasadışı faaliyetleri araştıran bir soruşturma varmış.
Parece que vendia códigos de software para a concorrência da Verteron, e no dia em que morreu, foi demitido e disseram-lhe que era processado.
Aslında Verteron'un rakiplerine yazılım kodları satıyormuş. Öldüğü gün onu kovmuşlar ve dava açacaklarını söylemişler.
O C.E.O. da Verteron queria o Ryland dentro, para manipularem os aviônicos para derrubar o avião do Paulson, e para amarrar as pontas soltas, arranjaram um repórter e um engenheiro que estavam na conspiração.
Verteron'un CEO'su Ryland'ın seçilmesini istiyordu o yüzden uçağın sistemiyle oynayıp Paulson'un uçağını düşürdüler. Sonra yarım kalan işleri halletmek için, komployu öğrenen muhabir ve mühendisten kurtuldular.
Larry Crawford, presidente da Corporação Verteron.
Larry Crawford, Verteron Şirketinin CEO'su.
Lawrence Crawford. CEO da Verteron.
Verteron'un CEO'su.
Mas a Verteron fabricou o sistema anti-queda que foi instalado no avião do Congressista. Sim, é verdade.
Ama Senatörün uçağına yerleştirilen engel ikaz sistemini Verteron üretmişti.
"Verteron adquire a Dover Soluções Eleitorais".
Dover Seçim Sistemleri, Verteron tarafından sağlanacak. Yani?
O Wesley acreditava que um engenheiro da Verteron, Brian Willingham... Ficou a saber do plano do Crawford e apareceu morto.
Wesley, Brian Willingham adındaki bir Verteron mühendisinin intihar ettiği için değil de Crawford'un planını öğrendiği için öldüğüne inanıyordu.
"Suicídio". Se calhar, se o Willingham percebeu isso, alguém em Verteron também tenha percebido.
Belki bu Willingham olayı anladıysa, Verteron'dan başka biri de anlamıştır.
Ele disse que tinha lido nos e-mails que vai haver uma espécie de grande reunião em Verteron...
Verteron'da önemli bir toplantı olacağına dair e postalar okuduğunuu söyledi.
Isto porque o Crawford, ou alguém em Verteron, percebeu que ela era uma ponta solta e envenenou-a.
Çünkü Crawford ya da Verteron'dan birileri onun ötebileceğini anlayıp zehirledi.
Amanhã de manhã. Temos de chegar ao Verteron antes do amanhecer.
Verteron'a şafak sökmeden ulaşmalıyız.
- Vou contigo.
- Olmaz, Verteron'a gidiyorum.
- Não podes. Vou ao Verteron.
O binaya tek başına gidemezsin!