English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Verá

Verá translate Turkish

3,740 parallel translation
Você vai falar comigo ou eu juro-lhe que serei o último rosto que verá.
Şimdi ya benimle konuşursun ya da yemin ederim göreceğin son yüz benimki olur.
Então você verá os estragos que causam as armas navais inimigas.
O zaman düşmana ait topçuların gücünü kendin görebilirsin.
Bem, se você diz, Shelley, garanto que verá um terapeuta.
Öyle diyorsan Shelley, bir terapiste gönderirim çocuğu.
Você ficará calada. Porque se disser algo a Cooper, eu pegarei meu filho e sumirei, e Cooper nunca mais o verá.
O ağzını kapalı tutacaksın çünkü eğer Cooper'a bu konuda tek laf edersen oğlumu alır, buraları terk ederim ve Cooper da oğlunu bir daha asla göremez.
Não acho que nenhum de nós verá esse como o nosso melhor momento.
İkimizde bunu en başarılı anlarımız olarak görmeyeceğiz.
Então, se calhar, ninguém verá isto?
- Belki kimse izlemez o zaman.
Quando lha mostrar, ele ficará tão empolgado que não verá a devastação nos meus olhos.
Ben turtayı getirdiğimde, öyle heyecanlanacak ki, gözlerimdeki perişanlığı farketmeyecek.
O Engravatado verá as coisas da minha forma.
- Ajan benim yöntemimi anlayacak.
Se falar a alguém desta conversa, a minha cara será a última que o seu filho verá.
Güzel. Konuşmamız hakkında birine herhangi bir şey bahsedersen çocuğunun göreceği son yüz benimkisi olur.
Dessa forma verá do que os nossos homens são capazes.
Böylece adamlarımızın göreve nasıl hazırlandığını görmüş olursunuz.
Você verá em breve. É?
Çok yakında göreceksin.
Não haverá mais problemas, verá.
Bir daha sorun çıkmayacak. Göreceksin.
Verá umas escadas.
Merdiven göreceksin.
Verá que as coisas são exatamente como lhe estou a dizer.
Her şeyin tam da anlattığım gibi olduğunu göreceksin.
Se abrir este armazém, verá que tenho razão.
Depoyu açarsanız haklı olduğumu göreceksiniz.
Verá que sim.
Çıkarız.
Vou dizer-lhe, se... se vier comigo, prometo que a verá em breve.
Bakın ne diyeceğim. Benimle gelirseniz, onu yakında görürsünüz.
Verá que ajuda.
Yararı olur.
As pessoas vão ver o que a fé em Deus pode alcançar, e o Bispo verá também. - Que Deus o ajude, Pai!
İnsanlar inancın olduğu yerde neler yapılabildiğini gördüğünde piskopos kendiliğinden gelecektir.
- Acho que não verá os movimentos de casamento que eu te falei.
O zaman sana söylediğim düğün gecesine özel hareketleri göremezsin.
E, em breve, não nos verá de todo.
Ve yakında bir daha hiç göremeyecek.
Um dia saio de manhã, digo-lhe algo que pareça convincente e ela nunca mais me verá.
Bir sabah geçerli bir sebep söyleyip bırakıp gideceğim ve bir daha beni görmeyecek.
Verá que sim.
Göreceksin.
Saia com as 3 garotas, e seu paladar ficará tão limpo, que verá seu reflexo nele.
Bu üç kızla çıkınca damağın öyle bir temizlenecek ki kendi yansımanı göreceksin.
- Costumo ir. - Verá que gostam de si.
- Seni sevdiklerini göreceksin.
Ninguém a verá aqui.
Kimse seni görmez.
E verá.
Göreceksin.
Achava que se resolvesse o homicídio do Stan, tínhamos as respostas do que aconteceu com o Joe e a Vera.
Stan'in cinayetini çözünce Joe ve Vera'ya gerçekte ne olduğunu öğreniriz sanmıştım.
Se a Vera estivesse no bar, vestia um vestido elegante e...
Sence ölen- - Vera o akşam kulüpteyse, mutlaka güzel bir elbise giymiştir.
E saltos. Esta não é a Vera.
Topuklu ayakkabılarla.
- É a Sally.
Bu, Vera değil.
Olá, Vera.
Merhaba Vera.
Se não são a Vera Mulqueen e o Joe Flynn saídos dos mortos.
Vera Mulqueen ve Joe Flynn ölüp tekrar dirilmişler.
Conta-lhes, Vera.
- Anlat Vera.
Você vai sofrer, Vera, como sofreu a minha mãe.
Şimdi acı çekme sırası sende Vera. Annemin çektiği gibi.
Além disso, procuramos uma mulher chamada Vera, não Viola.
Hem, biz Vera adında bir kadın arıyoruz. Viola değil.
É apenas uma pedra cara, numa corda.
Vera, o sadece üstünde değerli taşlar olan bir ip.
Achas que devíamos contar-lhes sobre a Borboleta Azul? Não.
Sence Joe ve Vera'ya Mavi Kelebek hakkındaki gerçeği söylemeli miydik?
Vera.
Vera.
Anda, querida, vem.
Vera, acele et canım.
A única rapariga. A Vera.
Tek kız kardeşimiz, Vera.
Mas a Vera, ela era especial.
Ama Vera bir başkaydı.
Se não fosse a Vera...
Eğer Vera olmasaydı...
Vera!
Vera!
Eu de joelhos. A Vera aos berros.
Dizlerimin üstündeydim, Vera'ysa çığlık atıyordu.
Vera?
Vera?
E como salvar a Vera resultou na morte de doze pessoas quando ele parou o comboio que ia colhê-la.
Vera'yı kurtarmaya çalışırken treni parçalaması da onlarca insanın canına mal olmuş.
A Vera é uma doce miúda, mas tornou-se numa grande cabra, não foi?
Vera tatlı bir çocuktur ama tam devlet yalakası olmuş çıkmış.
Ouve, bonitão, acabámos de receber uns lenços Vera Neumann de arrasar.
Dinle yakışıklı, bize daha yeni bazı cezbedici vera eşarplar geldi.
- Estagiária da Vera Wang.
Vera Wang *'in yanında staj.
- Fizeste um estágio com a Vera Wang?
Vera Wang'in yanında staja mı yaptın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]