Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vez
Vez translate Turkish
202,440 parallel translation
Devo ter perdido a eleição que te nomeou chanceler outra vez.
Bak ne diyeceğim seni yine başkan yapan seçimi kaçırmış olmam gerekirdi.
O último que alguma vez terás de resolver.
Son çözmeye çalıştığınki gibi.
Outra vez não.
Yine mi!
É a terceira vez hoje.
Bugün üç oldu bu.
Os Skaikru voltam a desonrar-nos a todos outra vez.
Skaikru bizi yine onursuzlandırdı.
- Niylah... - Anda de uma vez.
- Niylah...
Se escolhermos salvar a nossa vida em vez das pessoas lá fora, o que é que isso faz de nós?
Eğer yaşamlarımızı, dışarıdaki insanların yaşamına seçersek ne oluruz biz?
Uma morte, em vez de milhares.
Binlercesinin ölümü yerine sadece biri.
mais uma vez. Não será possível sobreviver na superfície durante cinco anos.
Yeryüzü 5 yıl boyunca yaşanabilir olmayacak.
Mais uma vez. Só tens de ligar isto à caixa de derivação da base da torre.
Bir kez daha, tek yapmamız gereken, bunu kuledeki bağlantı kutusuna takmak
Ela salvou-nos outra vez.
Bizi yine kurtardı.
Cá vamos nós outra vez...
İşte yine yapıyoruz.
Não me obrigues a perguntar outra vez.
Bana tekrar sordurma.
A última vez que trabalhei numa criança com tumor na garganta, fizemos um procedimento escalonado.
En son bir çocuğun boğaz tümörüyle ilgilendiğimde aşamalı işlem uygulamıştım.
Porque tu e a minha mãe são tão amigas que ela te escolheu em vez de me perguntar quem é que eu queria.
Çünkü annemle yakın arkadaş oldunuz. Kimi istediğimi sormadan seni seçti.
Não acho que haverá uma próxima vez.
Bir dahaki sefer olacağını sanmıyorum.
Vamos tentar outra vez.
Hadi bunu tekrar deneyelim.
- Mais uma vez?
- Ne düşünüyorsun? Bir daha?
- Sim, mais uma vez.
- Evet evet. Bir tane daha.
- Mais uma vez.
- Bir tane daha var, hadi bakalım.
Vais ter de comprar qualquer coisa outra vez.
Tekrar bir şeyler alman gerekecek.
Alison, vê se entendes, por uma vez.
Alison, bir kere olsun düşün!
Não, é a nossa primeira vez.
Hayır, bu bizim ilk gelişimiz.
Eu ganho a confiança deles BO por BO, um médico de cada vez.
Kalplerini ve beyinlerini kazanacağım. Ameliyathane ameliyathane. Uzman doktordan uzman doktora.
Mas às vezes, - de vez em quando...
Fakat bazen, nadiren de olsa...
Cada vez que ela se mexe, magoa-se ainda mais.
Hareket ettikçe daha da kötü yaralanmış.
Que tal avisar-me, da próxima vez?
Bir dahaki sefere beni önceden uyarmaya ne dersin?
Certa vez, uma residente fez a cirurgia até ao fim, e, de repente, uma música começou.
Bir zamanlar bir asistanım vardı. Ameliyatın sonuna gelmiştik. Birden bire bir şarkı çalmaya başladı.
- Não, acho. Só que... Esta é a minha primeira vez como cirurgião principal.
Düşünüyorum ama bu benim baş cerrah olarak katıldığım ilk ameliyattı.
E pode ter sido a pior, mas não será a última vez.
Şimdiye kadarki en kötüsü olabilir ama sonuncu olmayacak.
A banda está junta outra vez.
Çete yeniden toplandı.
Podes ficar de fora desta vez.
Bu olayın dışında kalabilirsin.
Em vez disso, podemos fazer a reparação intestinal agora.
Bence onun yerine, buraya bağırsak onarımı uygulasak saha iyi olur.
Hoje foi a primeira vez que vieste?
İlk kez bugün mü geldin yoksa daha önce de- -
É a primeira vez que é padrinho.
Dennis çaylak bir destekçi.
E, se o passado já não existe, as hipóteses de voltar a ganhar a lotaria pela primeira vez aumentam.
Yani... artık geçmiş yoksa o hâlde piyangoyu ilk defa yeniden kazanma şansım ikiye katlandı.
- Funcionou da última vez.
- Geçen sefer işe yaramıştı.
- Sou psicólogo. A última vez que fiz cirurgia vascular foi num cadáver na faculdade.
Ben deli doktoruyum, son damar cerrahisi yaptığımda tıp fakültesindeydim.
É como colocar a mão dentro de uma abóbora. Mas, em vez de abóbora, estás dentro do Cabe.
Sanki elini bir balkabağının içine sokar gibi, ama elin balkabağı yerine...
Responde ao que querias que perguntassem, em vez do que foi perguntado.
Sorulana değil, sorulmasını istediğin soruya cevap ver.
Mas, desta vez, temos de ir com as janelas abertas o caminho todo.
Ama bu sefer yol boyunca pencereler açık gitmek zorundayız.
É a última vez.
Son bir kez.
Nunca gostei de ajudar nos teus esquemas, nem quando era pequena, nem agora. Mas não quero os meus amigos em perigo, e muito menos o Ralph, por isso vou ajudar, mas, desta vez, eu é que mando.
Projelerinden birine yardım etmeyi hiçbir zaman sevmedim dokuz yaşındayken de öyleydi, şimdi de kesinlikle öyle ama arkadaşlarımın tehlikede olmasını istemem ve şüphesiz Ralph'ın da yani paranı almana yardım edeceğim ama bu sefer patron benim.
Vamos pedir quatro camiões e enchê-los um de cada vez.
Dört kamyona el koyacağız ve birer birer dolduracağız.
Não me lembro da última vez que nos mudamos.
En son ne zaman taşındığımı hatırlamıyorum.
- É a primeira vez deles no país?
- Ülkeye ilk gidişleri mi?
A primeira vez em qualquer lugar.
- Yurt dışına ilk çıkışları.
Quando foi a última vez que os viu?
Onları en son ne zaman gördünüz?
Da próxima vez que ele vier aqui... Eu vou distraí-lo.
Bir daha geldiğinde dikkatini dağıtacağım.
Vamos outra vez.
- Tekrar yapacağız.
- E em vez disso...
- Makas.