Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vicki
Vicki translate Turkish
697 parallel translation
Vicki, o Capitão Bonheur.
Vicki, Kaptan Bonheur.
Trate-me por Vicki.
Bana Vicki diyebilirsiniz.
Ao Joe, o marido da Vicki, os que estavam aqui.
Vicki'nin kocası Joe'dan. Az önce giden insanlardan.
Olá Vicki.
Selâm, Vicki.
Qual é o segredo da Vicki Marlow?
- Vicki Marlowe'un sırrı nedir?
O segredo da Vicki Marlow é ganhar meio milhão de dólares por ano e ainda receber a pensão alimentícia que lhe dou, mesmo estando na penúria.
Sırrı, yılda yarım milyon kazanıp, şu anki zor durumumda bile hala benden nafaka alıyor olması.
Vicki, quero apresentar-te o tenente Eddy Malone da polícia de Boston.
Vicki, seni Boston Polis kuvvetlerinden Teğmen Eddy Malone'la tanıştırayım.
Vicki.
Vicki.
Vicki Anderson, Sr Crown.
Vicki Anderson, Bay Crown.
- Vicki Anderson.
- Vicki Anderson.
- Foste enganada, Vicki.
- Atlatıldın gibi, Vicki.
Claro, Vicki, eu faço um acordo.
Tabii yapabiliriz.
É a Miss Vicki?
Bayan Vicki siz misiniz? Bakın.
Não, no aniversário da Viki.
Vicki'nin doğum gününde değil.
Não vamos discutir hoje.
Vicki, yine birbirimize saldırmayalım.
Vamos Viki, está a ficar tarde.
Haydi, Vicki, geç oluyor.
É o jogo político que tenho jogado.
Şey, benim yıllardır oynadığım bir politika oyunu, aynı zamanda, Vicki.
Ouve, Viki, acredita que tenho pena do que se passou entre nós, não há mais nenhuma mulher na minha vida, mas sim quero ser senador.
Bir dakika, Vicki, beni dinle. Dinle beni. Aramızda olanlar için üzgün olduğuma inanmanı istiyorum.
Vicky, vem cá imediatamente e tu também Jude.
Vicki! Derhâl buraya gel. Sen de Jude.
O Drew precisa de alguém como a Vicky, que lhe dá o que ele quer.
Ben diğerleri gibi değilim Kim. Drew'un, Vicki gibi ona istediği her şeyi veren birine ihtiyacı var.
Harold Robbins, Vicky Bown, mas não leio muito.
Harold Robbins, Vicki Baum... Ama çok fazla kitap okumam.
Rusty e Audrey, os vossos primos Vicki e Dale.
Rusty ve Audrey, kuzenleriniz Vicki ve Dale.
Vicki, queres ajuda com esse refresco?
Vicki, Oraleti yapmana yardım edeyim mi? Lütfen.
Vicki, não fiques ofendida, mas ser uma camponesa não é porreiro, tu sabes.
Alınma Vicki, ama çiftçilik pek de sıkı bir şey değil.
Mas se falares da Vicki!
Sen bana Vicki'yi sor.
Quem é a Vicki?
Vicki de kim?
Ele está furioso, Vicki.
Deliye döndü Vicki.
Eu e a Vicki estávamos a pensar em fumar.
Bak, Vicki'yle ben biraz uçmak istiyoruz.
A noite que passámos juntos... foi para abrir caminho... à Vicki e ao Guido?
Birlikte geçirdiğimiz gece... Vicki ve Guido'nun... planlarının parçası mıydı?
Não tens coisas de valor ali dentro, cassetes da Vicki Morgan?
- İyi görünüyorlar. Orada değerli eşyaların yok, değil mi?
Vivo aqui ao lado, sou a sua vizinha, Vicki Saunders.
- Komşunuzum. Vicki Sanders. - Jack Chester.
Têm um ar muito natural, muito natural.
- Çok doğallar. - Vicki! Bir hakem.
- Obrigado, Vicki.
- Sağ ol Vicki.
O Senator Toffler e a Vicki Huddleston.
Senatör Toffler ve Vicki Huddleston.
Agora vai pôr a tocar o raio daquele disco da Vicki Carr e quando vier para a cama, não me toca.
Şimdi kahrolası Vicki Carr plağını çalıyor sonra yatağa geldiğinde bana elini bile sürmüyor.
Vou papar a Vicki esta noite.
Bu gece Vicki'yi götüreceğim.
Vá lá, Vicki.
Yapma Vicki.
Aqui está a tua bebida.
İşte içkin Vicki.
Chamo-me Vicki Vale.
Merhaba, Ben Vicki Vale.
Vicki Vale.
Vicki Vale.
Ela é maravilhosa, não é?
Vicki harika, değil mi?
- Vicki Vale.
- Vicki Vale.
Bruce, fala Vicki.
Merhaba, ben Vicki.
Vicki, precisamos conversar.
Vicki, gerçekten konuşmalıyız.
Lembra-me a morte da Vicki.
Bana şeyi anımsatıyor Vicki'nin öldüğü geceyi.
O Cavanaugh o Wyler, a Shapiro a Rika, a Vicki.
Cavanaugh Wyler, Shapiro Rika, Vicki.
A Vicki achava...
Vicki sanıyordu ki...
- Vicki.
- Vicki.
- Viki?
Vicki.
- Obrigado.
Vicki?
Vicki, estão perfeitas!
Harikalar!