Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vilã
Vilã translate Turkish
156 parallel translation
É uma isca, para atrair a única vilã remanescente : Kitahama Okono.
Bu bir yem, kalan son düşmanın Kitahama Okono'yu çekmek için.
Nunca encontrarás gente mais reles, baixa e vilã.
Bir daha asla kötülük ve pisliğin olduğu daha harap bir kovan bulamazsın.
A Amy que eu conheço não seria capaz de vender as suas amigas a uma super vilã.
Benim tanıdığım Amy arkadaşlarını ve ülkesini bir süper suçlu için satmazdı.
Fontes no interior dizem que as obras de arte foram roubadas inicialmente pela conhecida super vilã Lucy Diamond.
Kaynaklar, sanat eserlerinin orjinallerinin Lucy Diamond tarafından çalındığını söylüyor.
fazendo Ellen a vilã.
Ellen'ı kötü gibi hösteriyorsun.
Como vilã, eras formidável.
Bir cani olarak, muhteşemdin.
A prisioneira... a vilã do Lobo Negro.
Mahkum... hain Siyah Kurt.
Para... chamar a Xena para despachar a vilã, o que ela fez, enquanto eu evitava os outros membros do grupo da Callisto.
düşmanı dağıtması için Zeyna'yı çağırmaya. Ki o da bunu yaptı... ben Callisto'nun çetesinin diğer üyelerini tutarken.
Tipo uma super-vilã com umas tetas do caralho, que dispare leite, ou assim, e eu mamava-a toda... e atirava-me a ela.
Koca memeleriyle süt fırlatan süper kötü kahraman. Ben de onu kuruyana kadar emmeli ve üzerinde birkaç numara yapmalıyım.
Estou a fazer.me de vilã, como tu queres.
Kötüyü oynuyorum. İstediğin gibi.
Interpretei a maldita vilã, tal como querias.
Kötüyü oynadım. Tıpkı istediğin gibi.
Mas não sou o vilão. Você é a vilã!
Ama hain olan ben değilim, Sid.
A doce velhinha na caixa de tartes é agora vilã.
Çörek kutularındaki tatlı teyze şimdi süper canavara dönüştü.
Sou uma vilã, Spike. Acorda!
Ben kötü bir vampirim Spike.
Então eu sou a vilã do filme por dizer isso em voz alta.
Bunu sesli söylediğim için kötü adam oldum.
Então agora sou uma vilã?
Şimdi kötü adam ben oldum öyle mi?
Cinco guardas e três civis feridos e uma vilã morta.
Kötülerden de biri ölmüş.
Veneza era a vilã do nosso amor.
Venedik aşkımıza karışan bir pezevenk gibiydi.
A bela senhorita à direita de O-Ren que se veste como se fosse uma vilã de "Jornada nas Estrelas," ... é advogada de O-Ren, melhor amiga, e segunda tenente.
O-Ren'in sağında duran ve "Uzay Yolu" ndaki kötüler gibi giyinmiş olan güzel hanım O-Ren'in avukatı, en iyi arkadaşı ve teğmeni.
A Amy que eu conheço não seria capaz de vender as suas amigas a uma super vilã.
Benim tanıdığım Amy dostlarını ve ülkesini bir katil için satmaz.
Fontes no interior dizem que as obras de arte foram roubadas inicialmente pela conhecida super vilã Lucy Diamond.
İçerdeki kaynaklar sanat eserlerinin Lucy Diamond tarafından çalındığını söyledi.
pensamos que ela era uma vilã nao me parece bem vejo.. bem.. entao... ja me sinto mais segura..
Biz sadece onun bir hain olduğunu düşündük. Ben öyle olduğunu sanmıyorum. Görüyorum Şey, öyleyse...
A veldadeila natuleza do Homem vilã ao de cima, cão comelá cão, todos atacalão todos e lutalão só pol si.
İnsanoğlunun gerçek doğası ortaya çıkacak. Köpek köpeği yerken herkes herkese saldıracak ve yalnız kendilerini düşünecekler.
Não consigo continuar a ser a vilã.
Artık kötü olan ben olamam. Ciddiyim.
Agora és uma vilã, não tens de te preocupar com nenhum deles!
Sen de artık kaşarlanmış bir suçlusun, hiç birisinin umrunda olmasına gerek yok!
A vilã Sarina.
Sarina kötü adam.
Como é possível ficarmos aborrecidos enquanto aquela vilã respira?
Ne cüretle o hala nefes alırken biz sıkılabiliyoruz?
Eu sou a vilã, sou eu.
Kötü olan benim. Benim kötü adam.
Mas ele esquece que tem responsabilidades, que os dois têm, o que faz de mim a vilã da história.
Ama sorumlulukları olduğunu unutuyor,.. ... ikisi de böyle. Bu da beni kötü adam yapıyor.
Quando se trata do bem-estar do meu filho, não tenho medo de ser a vilã.
Söz konusu oğlumun iyiliği olduğunda, kötü olmaktan korkmam.
Cheguei quando a rapariga caiu. Ela era a vilã?
Kızın kuğu dalışı yaptığını görecek kadar zamanında oradaydım.
Era uma vilã, era uma vítima?
Yani, kötü adam mı, yoksa bir kurban mı?
No nosso filme, a Darth Vibrador é uma vilã que quer foder a galáxia, literalmente, e cabe ao Luke e ao Han impedirem-na.
Filmimizde "Vibratör Darth" kötü bir kız ve galaksiyi sikmek istiyor. Gerçeği de öyle. Onu durdurmak da "Baba Fingo" ve "Analcı" nın görevi, yarraklarıyla tabii.
Deste-lhes falsas expectativas e agora a vilã sou eu.
Onları umutlandırmamalıydın... -... ve şimdi kötü, ben oldum.
Ela é uma vilã.
O kötü biri.
Sou uma vilã.
- Neden? Ben bir suçluyum.
Ela é a vilã.
Tüm suç onundu.
Assim de repente, diria que a vossa vilã é a Angela Petrelli.
Aklıma ilk gelen şey, aradığınız kişinin Angela Petrelli olabileceği.
Tratas a Mary como se ela fosse uma super vilã.
Dinle, Mary'ye sanki caniymiş gibi davranmaktan vazgeçmelisin.
Tirando os seus lábios finos de vilã.
İnce güzel dudakları dışında.
Dr. Troy, em linguagem de teatro, a Jenna tem lábios finos, de vilã.
Dr. Troy, ekrandaki görüntü için Jenna'nın dudakları çok ince.
Não com esses lábios finos de vilã.
O incecik, minik dudaklarla olmaz.
Quando o seu corpo fosse descoberto, o público exigiria saber a história verdadeira "A Verdadeira História de Cynthia", em que a vilã era você.
Cesedin bulununca da halk, hikayeyi haykırıp duracaktı. Cynthia'nın hikayesini... Sen de kötü karakter olacaktın.
Escolheram-me para ser a vilã principal.
Onlar beni kötü adam olmak için seçtiler!
Achas que és a vilã?
Kötü adamı oynamak?
Teria procurado mais papéis de vilã se soubesse que tinha tanto jeito.
Öncesinde kötü adamı oynarken benim kaderim olduğunu biliyordum.
A Patty Hewes é a verdadeira vilã, ela age como se fosse sobre justiça, mas ela é pura maldade.
Gerçek kötü kişi Patty Hewes çünkü güya adalet için savaşıyor ama kadın katıksız bir Makyavelist şeytan.
Vão tentar que a Patty Hewes seja a vilã.
Patty Hewes'ü kötü karakter yapmaya çalışacaklar.
Vai ser uma ótima vilã.
Kötü karakter olarak fırtınalar koparacak.
Depois disso, tornou-se vilã, mudou seu nome para Kitty Galore E foi dobrado em vingança desde então.
O günden sonra isyan edip, adını Kedicik Galore olarak değiştirdi ve aklını sadece intikam ile doldurdu.
Fazes-me sentir como se eu fosse uma espécie de vilã a tentar roubar a tua rectidão ou algo parecido.
Sayende kendimi ahlaksız ve namusunu çalmaya çalışan birisi gibi hissediyorum.