English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Voc

Voc translate Turkish

236 parallel translation
Voc ~ e, os seus cavalos e falcões, e os sonhos dum tempo que já não existe.
senin atların, şahinlerin ve bitmiş bir dönemle ilgili hayallerin var.
Voc ~ e é gay?
İbne misin?
Não brinque comigo, Brooks, voc ~ es destruiram aquele rancho.
Benimle oynama Brooks, çiftliği yok ettin.
Não tanto quanto voc ~ e.
Senin kadar değil.
Eu trouxe a água com sal como voc...
İstediğin gibi tuzla suyu...
Voc ~ e ia atacar alguém, derramar sangue, apenas para que você pudesse parecer ousado aos olhos de seus amigos?
Birilerine saldıracaktın, ve kanını dökecektin- - sadece arkadaşlarının gözünde, iyi bir yere gelebilmek için mi?
Voc  Eest  Esempre falando sobre guerras.
Sürekli savaşlar hakkında konuşuyorsunuz.
Voc  Edeve entender que as multidões sempre jogam o jogo de outras pessoas, nunca o própio jogo.
İnsan kitlelerini anlamak zorundasın her zaman başkalarının oyunlarını oynarlar, asla kendilerininkini değil.
Vamos l  E voc  Edeve admitir que isso tudo  Emuito triste.
Hadi ama, kabul etmelisinki tüm bunlar oldukça üzücü.
- Não diga palavrões, ou eu devolva este Voc-a-lizador 3000 para Wal-Mart.
Ya doğru konuş ya da sentetik konuşma aletini eczaneye geri götürürüm.
Voc, âbaixe-se.
Sen, yere yat!
Bradford, pense bem... Voc não quer fazer isso.
Bradford, sadece...
"Voc ama ao próximo como a si mesma?" ele me perguntou.
"Sen komşularını kendi ailen gibi seviyor musun?" diye sordu bana.
Ele bateu na minha cabeça. "Por Deus! Voc será uma boa judia!"
Başımı okşayarak dedi ki "Sen çok iyi bir Yahudi olacaksın."
" Deus quer saber se voc seguirá os mandamentos.
"Tanrı emirlerini uygulayıp uygulamadığına bakar."
" Se voc acredita Nele ou não, isso é com voc.
" İnanıp inanmamak sana kalmış.
Diz bem aqui que voc ~ e e o Newell partiram de New River.
New River'dan uçuşa başlamalıydınız diyor.
Ele assim tem possibilidades de descobrir onde voc ~ es vivem.
Muhtemelen nerede oturduğunuzu öğrenebilir.
- Talvez só voc o veja.
- Onu gören belki de yalnızca sensin.
Posso desenhar um cigarro e voc lambe o papel.
Sana bir tane çizerim, Sen de kağıdı yalarsın.
- O que ela está fazendo com voc?
Onun seninle işi ne?
Carta para voc. De quarta-feira.
Çarşambanın kuryesini getirdim.
- Procurando voc.
- Seni arıyordum.
E voc?
Ya sen?
- Ótimo. ejo voc as 1 9h.
- O halde saat 7'de görüşelim.
Eu sempre penso em voc.
Ben hep seni düşünüyorum.
Mas Benjamin achou que voc deveria ter essa oportunidade... já que está trabalhando na biografia dele. Além disso, voc o conhece intimamente.
Ama Benjamin bu olanağı size sunmak istedi çünkü onun hatıraları üzerinde siz çalışmışsınız ve onu yakından tanıyorsunuz.
O que voc achou?
Ne düşünüyorsun?
- Ficará lindo em voc.
- Muhteşem olacaksın.
- Voc vem a festa?
- Partiye geliyor musun?
Paul queria saber se voc leu o roteiro.
Paul senaryoyu okuyup okumadığınızı merak ediyordu.
Ele vai fazer uma exposiço na Wolver Gallery... e eu gostaria muito de entrevistar voc a respeito.
Galeri Wolver'da bir sergisi olacak ve sizinle görüşmek isterdim.
- Posso falar com voc?
- Bir saniyen var mı?
- E voc mora no quinto.
- Siz beşinci kattasınız.
- Por que voc no vem?
- Gelin.
Quero dizer... voc parece um ator sério.
Demek istiyorum ki... Bana ciddi bir oyuncu gibi göründünüz.
Mas... voc tem outro compromisso.
Ama... Planlarınız varmış.
Telefone para voc.
Biri seni arıyor.
Queria falar com voc porque estou escrevendo um artigo sobre...
Sizden buraya gelmenizi rica ettim çünkü bir makale yazıyorum, şey hakkında... fotoğrafçı...
Agora, vamos pegar... uma dessas para voc. Bem assim.
Şunlardan da şuraya takalım.
Preciso de voc.
Buna ihtiyacım var.
Oito milhões de pessoas em Nova York e voc esbarra nele?
Tesadüfen onu görmüş olabilir misin?
- Ele tentou conquistar voc?
- Sana kur yaptı mı?
Se ele quisesse privacidade, voc no estaria aqui.
Özel hayata inanıyor olsaydı burada olmazdınız.
Mas ele é um canalha se pediu para voc fazer isso.
Ama size bu işi verdiği için o lanet bir pislik.
- Aonde voc vai?
- Nereye gidiyorsunuz?
Olhe só para voc.
Şu gelene bakın.
Queria que voc chegasse antes da... - Isabel.
Seni görmek istiyordum... lsabel'den önce.
7 ei. E voc se importa, já que teve uma grande chance?
Umrunda mı sanki, Bay "Büyük Bir Rolüm Var".
O que voc acha?
Sen ne düşünüyorsun?
- Talvez para voc.
- Senin için öyle belki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]