English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Voyeur

Voyeur translate Turkish

128 parallel translation
- Parece ser um voyeur.
Bir röntgenciye benziyor.
Você é um voyeur?
Dikizliyor musunuz?
Digamos que é um pouco voyeur.
Ayrıca biraz röntgenci.
Atenciosamente etc., Ken Voyeur.
Saygılar ve saire, Ken Dikizci.
A carta do Mr. Voyeur referiu muito...
Bay Dikizci'nin mektubunda açıkça...
Podólogo, voyeur, abusador de galinhas.
Len Hanky, el ve ayak hastalıkları uzmanı, röntgenci, tavukçu.
Deste em voyeur?
Ne halt ediyorsun? Röntgencilik mi?
O Sr. Sykes não é um voyeur, está aqui há pouco tempo mas foi verificado.
Hayır, Sykes röntgenci değil. Buraya geleli henüz az zaman olmuş olabilir ama geçmişi temiz çıktı.
- Uma espécie de voyeur cerebral. - Precisamente.
- Röntgenci gibi yani.
- Eu sou um Voyeur natural.
- Hiç te değil. Ben doğuştan röntgenciyim.
É por ele ser exibicionista ou voyeur?
Sakın adam teşhirci veya röntgenci olmasın?
Escolhe outra altura para voyeur.
Kendi boş vaktinde röntgencilik yap.
Tens razão. Bancar o voyeur a vida toda é mais saudável.
Haklısın, Tom'un şeyini dikizlemek çok daha sağlıklı.
É que sou um "voyeur".
- Ben sadece bir sapığım.
- Tens a direcção do voyeur?
- Bu sapığın adresi mi?
Parece que foram avisados por um voyeur que nos espiava da janela.
Bir sapık aramış onları!
Segundo a polícia, foi um voyeur que os avisou.
Polis bir sapık tarafından fark edildiklerini söyledi.
É verdade que há um voyeur a espiar-nos?
- Bizi röntgenliyorlar mı?
Se não conheces o "voyeur", como soubeste da violação no momento em que acontecia?
Onu tanımıyorsan tecavüzü nasıl hemen öğrendin?
Para lhes pedires o nome do voyeur. Temos de recuperar as gravações que fizeram de nós.
Kaydettiği herşeyi bulmalıyız.
A polícia não sabe quem é o voyeur, ele não se identificou.
Polis adamı tanımıyor.
Ela é uma voyeur.
Tam bir röntgenci.
O voyeur voltou.
Röntgenci geri dönü.
Sou um médico, não um voyeur.
Ben bir doktorum, ajan değil.
Um voyeur...
Tarafsız bir...
Marty, afasta-te da janela! Pareces um voyeur!
Marty, pencereden uzaklaşır mısın!
Do outro lado das grades, não passa de um voyeur!
Aksi halde sadece bir izleyici olursun!
A sensibilidade não assusta um ladrão ou um voyeur.
Duyarlılık, bir hırsızı veya bir röntgenciyi korkutmaz.
Você empreenderá o papel de um médico assistente a bordo da nave estelar Voyeur.
Yıldız Gemisi Voyeur'da Tıbbi Asistan rolünü oynayacaksınız.
Voyeur?
Voyeur'mu?
Por um instante fiquei atraida como uma voyeur. Mas logo fiquei histericamente invejosa.
Bir an röntgenci gibi cezp edildim sonra kıskançlıktan sinir oldum.
Um cineasta é um espreitador. Um voyeur.
Yönetmen bir röntgenci, sapık gibidir.
- Sou um voyeur de meia-tigela.
Basit röntgencilik benimki.
- Claro, és um voyeur.
Anlaşıldı. Röntgencisin.
És um voyeur.
Sen bir sapıksın.
- Não gosto lá muito de ser'voyeur ".
Gözetlemeyi pek sevmem.
Apenas um voyeur?
Sadece röntgenci misin?
Quer dizer... um voyeur e um ambientalista.
Evet. Röntgenci bir doğa dostu.
Tom era um "voyeur".
Tom ise bir röntgenciydi.
- É um voyeur.
Takip eden biri.
O livro do voyeur coincide com a celulose.
Dr. Brennan'ın Takipçi'den aldığı kitap Cleo'nun elindeki selülozla uyuşuyor.
Como encontramos o nosso voyeur?
Peki biz röntgencimizi nasıl bulacağız?
É voyeur...
- O görmeyi sever.
Não estás interessado na história clínica. Queres é espiar a tua ex porque és um voyeur.
Eski sevgilinin yeni yaşamı hakkında bilgi edinmeye çalışıyorsun.
- Um voyeur viu-o da janela.
- Bir sapık aradı.
- Foi um voyeur que no-las deu.
- Sapıktan.
Tenho o nome do voyeur.
Röntgencinin ismini aldım.
- De voyeur a homicida?
Hep öyle başlıyorlar.
Não sou um voyeur!
Röntgenci değilim!
Não apenas um voyeur.
Sadece röntgenci de değilsin.
Voyeur?
Röntgencilik, ha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]