English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Víctimas

Víctimas translate Turkish

54 parallel translation
As formigas usam as mandíbulas para cortar ou prender as víctimas... mas elas matam com ele, injetando ácido fórmico.
Karıncalar, avlarını çeneleriyle tutup parçalar... ama onları formik asit zerk ederek öldürürler.
Num círculo, as suas mãozinhas ligam-se. Víctimas.
Sırayla kurbanların küçük ellerini bağlayın.
Alegam que as víctimas eram quatro agentes duplos Vietnamitas.
Kurban sanılanlar dört Vietnamlı iki taraflı ajandı.
James Nachtwey, o fotógrafo de guerra mais conhecido, soube retratar melhor do que ninguém as víctimas desses conflictos.
James Nachtwey, dünyanın en ünlü savaş fotoğrafçısı, hiçkimsenin yapamayacağı şekilde bu yeni çatışmaları ve mağdurları fotoğrafladı.
Sabem que são víctimas de algum tipo de injustiça, de algum tipo de violência desnecessária.
Kendilerinin bir tür adaletsizliğin ve gereksiz şiddetin kurbanı olduklarının farkına vardılar.
Onde eu vir que causa mais víctimas...
En çok kayıp nereden olacaksa oraya.
Estes espíritos foram as suas víctimas dela.
Bu ruhlar onun kurbanıydı.
Víctimas de alguma besta.
Bir hayvanın kurbanları.
Então, as suas víctimas civis na Terra, limitavam-se a milhares e não a milhões.
Bu yüzden yeryüzünde ki sınırlı sayıdaki birkaç bin insan bundan etkilenecek, milyonlar değil yani.
Mas a Union Carbide entendeu-se com o governo Indiano por $ 470 milhões, significando que a maioria das víctimas ficaram com menos de $ 1000 cada.
Ne var ki, Union Carbide, Hindistan hükümetiyle 470 milyon dolar tazminatta anlaştı. Yani, kurbanlardan çoğu, 1000 dolardan daha az para aldı.
- Agora eu só quero dizer aos accionistas da Union Carbide que estou confiante que as víctimas podiam ser justa e igualmente compensadas sem efeitos danosos materiais na condição financeira da corporação Union Carbide.
Şimdi, Union Carbide hissedarlarına şunu söylemek istiyorum : Eminim ki kurbanlar, Union Karbide Şirketi'nin mali durumuna olumsuz bir etki yaratmadan,.. ... dürüstçe ve adilane bir şekilde tazmin edilebilirler.
Nós temos um plano de $ 12 biliões para que possamos finalmente compensar totalmente as víctimas, incluindo os 120,000 que precisam de atenção médica para o resto de suas vidas, e para remediar completamente a zona afecta à fábrica de Bhopal.
Sonunda, hayatları boyunca tıbbi desteğe ihtiyaçları olan 120.000 kişi de dahil olmak üzere tüm mağdurların tazminatını karşılamak ve Bhopal fabrika alanını hızla ve tamamen temizlemek için 12 milyar dolarlık bir bütçe ayırdık.
Resolvemos liquidar a Union Carbide, este pesadelo para o mundo e dor de cabeça para a Dow, e usar os $ 12 biliões para adequadamente compensar as víctimas.
Ve biz de, Union Carbide'ı, dünya için kabus olan ve Dow için başağrısı haline gelen bu durumu tasviye etmeye ve 12 milyar doları, mağdurların tazminatını karşılamak için kullanmaya karar verdik.
- Vocês pensaram nas víctimas de Bhopal quando armaram esta tramóia?
Bu numarayı sahlemeye karar verdiğinizde, Bhopal halkını düşündünüz mü?
mas os media também relataram que muitas das víctimas em Bhopal choraram de alegria quando viram as notícias e depois ficaram muito desapontadas.
Bu arada medyada, Bhopal'daki mağdurların pek çoğunun, haberlerii duyunca sevinç gözyaşları döktüklerini,.. ... sonra da büyük hayal kırıklığına uğradıklarını anlatan haberler yayınlandı.
infelizmente, ouvimos muitos noticiários que as víctimas aqui em Bhopal estavam muito zangadas porque levantamos falsas esperanças acerca deles realmente irem ser compensados após 21 anos.
Ne yazık ki,.. ... haber bültenlerinden duydğumuza göre, Bhopal'daki mağdurlar 21 yıl sonra tazminatlarını alabilecekleri konusunda boş yere ümitlendirdiğimiz için çok bozulmuşlar.
E este sítio foi montado por grupo de pessoas para ajudar as víctimas do gás do pior acidente industrial da história.
Burası, bir grup insan tarafından, tarihin en büyük endüstriyel kazasının gaz mağdurlarına yardım etmek amacıyla kurulmuş.
- Como assistente do Lee Raymond, Andy anunciaria o Vivoleum, O novo biofuel da Exxon feito das víctimas das mudanças climáticas.
Andy, Lee Raymond'un asistanı olarak, Exxon'un iklim değişikliği kurbanlarından elde ettiği biyoyakıt olan Vivoleum'u tanıtacaktı.
Parece que uma das víctimas quer mais pagar-lhe do que ser pago... De volta.
Kurbanlarında biri parayla ödeşmekten çok ödeşmek istiyor.
Mesmo os formidáveis tanques Tigre, caem víctimas dos Soviéticos.
Müsis Tiger tanklari bile Sovyetlere av olmaktadir.
No hospital do governo Paquistanês, uma clínica gratuita foi instalada para as víctimas de ataques com ácido.
Pakistan devlet hastanesi'nde asit saldırıları sonucu yaralanan kadınlar için ücretsiz bir klinik kurulmuştur.
Pergunte às víctimas!
Mağdur insanlara sorun!
Após o evento Marvi Memon, um membro do parlamento, encontrou-se com diversas víctimas de ácido.
Toplantıdan sonra meclis üyesi Marvi Memon, asit mağdurları ile tanışıyor.
Dr. Jawad regressou a Carachi para operar diversas víctimas de ácido, inclusive a Zakia.
Dr. Jawad, aralarında Zakia'nın da olduğu bir kaç asit mağduruna, yardım etmek için Karachi'ye dönüyor.
Adolescentes num baile não foram as primeiras víctimas. Foram os pais dele.
Jason'ın ilk kurbanları partideki gençler değildi, ailesiydi.
Quer contar-lhes que temos duas víctimas sem ligações perceptíveis ou devo ser eu?
Onlara aralarında belirgin bir bağlantı olmayan iki kurbanımızın olduğunu söylememi mi istiyorsun?
As duas víctimas sofriam pela mesma rara doença genética, turvação das córneas.
İki kurbanda da aynı nadir genetik bozukluk varmış. Kornealarının perdelenmesi hastalığı.
Tinha razão sobre a relação das víctimas.
İki kurbanın akraba oldukları konusunda haklıymışsın.
Tens uma obrigação moral para com as víctimas.
Kurbanlara bunu borçlusun.
A BP gastou 5 milhões de dólares em indeminizações para compensar as víctimas e o comité para a redução do deficit está a lançar um site para o público.
BP, kurbanların zararlarını telafi etmek için 5 milyar ödedi. Mali açık azaltma komitesi halkın fikrini almak için bir web sitesi açıyor.
As duas primeiras víctimas mortais foram em Stock Hill, antes de o atirador se dirigir para sul disparando aleatoriamente.
Saldırgan güneye gidip rastgele insanlara ateş açmaya başlamadan önce ilk iki kurbanı Stock Hill'de öldürdü.
Entre as víctimas, o respeitável sismólogo Brian Markov.
Ölenler arasinda saygin sismolog Biran Markov da var.
... colegas de trabalho, pais e familiares de todas as víctimas para ver como estão a reagir à sua perda.
Tüm kurbanlarin mesai arkadaslarinin, ebeveynlerinin ve ailelerinin kayiplariyla nasil basa çiktigini görmek için...
Ou pelo menos, as víctimas estavam.
Ya da en azindan kurbanlar öyle.
Bem, nós descobrimos algumas chamadas entre uma das víctimas Unidac e alguém no grupo Merlyn Global.
Unidac kurbanlarindan biriyle Merlyn Global'de bulunan biri arasinda birkaç telefon görüsmesi bulduk.
Estou a representar várias famílias no processo colectivo contra a Bonford Coal, e vou organizar um encontro à porta-fechada com os familiares das víctimas no Sherry's Diner às 7 horas da noite de Segunda-feira.
Bonford Kömür Şirketi'ne karşı açılan toplu davada diğer aileleri ben temsil ediyorum ve kurbanların aileleriyle Pazartesi akşamı saat yedide Sherry'nin Yeri'nde gizli bir toplantı ayarlıyorum.
"2 : 54, declarado incidente com elevado número de víctimas no final do percurso da Maratona de Boston."
"14.54, Boston Maratonu yolu sonunda kitle imha saldırısı yapıldı."
As víctimas estão a ser retiradas conforme as ambulâncias chegam ao local.
Kurbanlar olay yerine gelen ambülanslara bindiriliyor.
A contagem de víctimas continua a subir.
- Toplam zarar durmadan artıyor desene.
As víctimas podem aceder ao site anonimamente ou não e fornecer nomes e descrever as suas experiências.
Kurbanlar siteye isimsiz veya isimleriyle girebilir ve isim verip tecrübelerini anlatabilirler.
A lei está a falhar completamente com as víctimas de violação.
Yasalar bariz bir şekilde tecavüz kurbanlarını yüzüstü bırakıyor.
É mesmo, mas com imparcialidade, a lei não foi feita para servir as víctimas.
Öyle ama doğruyu söylemek gerekirse yasalar kurbanlara hizmet için yazılmadı.
Maricas que cometeram actos nojentos antes de admitirem que eram víctimas dessa doença.
Bu hastalığa kapıldığını söylemeden önce birçok iğrençlik yapmış ibnelerle.
Gostava da agonia das víctimas.
Kurbanların ızdırap çekmelerinden... -... zevk alıyormuş.
Se essa quantidade penetrar em aparelhos radiológicos, poderemos estar perante milhares de víctimas, evacuações em massa e contaminação radioactiva por toda a capital.
Eğer bu madde, radyolojik bir cihaza konulursa binlerce zayiatla, toplu tahliyelerle ve DC bölgesi boyunca radyoaktif salgınla karşı karşıya kalabiliriz.
Vocês não têm de ser víctimas.
Sizin kurban olmanıza gerek yok.
As funerarias se rejeitam a receber víctimas da SIDA.
Şehrin cenaze çalışanları AIDS kurbanlarına tahnit yapmayı reddediyor.
A Dow disse que iria compensar as víctimas da negligência da Carbide.
Dow, Carbide'ın geçmişteki ihmalkarlığının kurbanlarını tazmin edeceğini söyledi ve acilen 2 milyar dolar ödedi.
Um monumento em homenagem aos milhões de víctimas da Primeira Guerra Mundial.
Savaş Başlıyor
Ao comparecer ao funeral das víctimas, ele não é mais o mesmo homem.
Halbuki Polonya kampanyası sırasında birçok kusur ortaya çıkmıştı.
Víctimas.
Kurbanlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]