Translate.vc / Portuguese → Turkish / Víctor
Víctor translate Turkish
146 parallel translation
23,5 para o Víctor!
24 santimle Victor!
Bem, Víctor, Gary e eu... convidamos três loiras boazonas para esta noite.
Şey, baksana, Victor, Gary'le ben bu akşam üç seksi sarışın davet ettik.
Olha, Víctor, não.
Bak, Victor, gerek yok.
Víctor, eu vou estacionar o teu carro... e tu vais comprar Coca-Cola para as meninas, certo?
O zaman, Victor, Ben arabayı park ederken sen içeri git de romla karıştırmak için biraz kola al, olur mu?
- Podes deixar, Víctor.
- Oh, tabii ki, Victor.
Barb, esperamos importantes visitantes amanhã... uma delegação do Congresso de Washington... incluindo o Coronel Víctor Pryzer.
Bu arada Barb, yarın seçkin misafirler bekliyoruz. Washington'dan bir kongre delegasyonu gelecek ilk idareden albay Victor Pryzer da aralarında olacak.
Olha, Víctor...
Bak Victor. Madrid.
- Sou o Víctor.
Hangi Victor?
Víctor Plaza. Víctor... eu sei que tudo isto tem uma explicação.
- Victor tüm bunların bir açıklaması olduğunu biliyorum.
Víctor, vamos fazer um acordo.
Victor, bir anlaşma yapalım.
- Víctor, calma, calma.
Şimdi sakin ol, sakin ol.
- Bom, Víctor.
Hoşça kal Victor, sonra görüşürüz.
Eu vi o Víctor Plaza no enterro.
Cenazede Victor Plaza'yı gördüm.
Olha que remate, Caminero! Bom, Víctor. Que passe! É demais, pá! Olha, olha pr'aquilo!
Bak, bak, bak, bak.
Primeira lição, Víctor : Trataste-me como se fosse o cú de uma galinha.
Bak Victor bana pilicin kıçı gibi davranıyorsun.
Víctor, esta é a Elena, quem manda aqui!
Victor bu Elena, yuvanın idaresini o yapıyor.
O que queres, Víctor?
Amacın nedir Victor?
- Víctor, acho que não podes ficar.
Victor burada kalabileceğini sanmıyorum. Anlamadım. Neden?
Além do mais, o Víctor trabalha bem.
Ayrıca Victor iyi çalışıyor. Bu kadarı da fazla!
A mulher que saiu por esta porta é a minha mulher, Víctor.
Az önce şu kapıdan çıkan kadın, benim karım.
Condenaste-me a olhar para abaixo, Víctor! Eu não te condenei a nada!
Ben seni hiçbir şeye mahkum etmedim.
Víctor, larga-me!
Victor, bırak beni!
Víctor, solta-me, por favor!
Bırak beni, lütfen! Victor, lütfen!
Víctor, por favor! Eu não quis apertar o gatilho.
Ben tetiği çekmek istemedim!
Apanha a pistola. Víctor, por favor!
- Victor lütfen, ne halt ediyorsun şimdi sersem?
Assim, o Víctor não vai ter desculpas para me ver.
Böylece Victor'un beni görmesi için bahanesi kalmaz.
Aliás, do que falaram, tu e o Víctor?
Bu arada, Victor ve sen ne konuştunuz?
O Víctor diz que não foi ele.
Victor ben yapmadım diyor.
Foi o Víctor.
Victor'du.
Querido Víctor : gostava que guardasses este bilhete nas páginas da tua Bíblia, junto às coisas que mais amas.
Sevgili Victor, bu notumu İncil'inin arasında saklamanı çok isterim.
- Não é o Víctor Hugo.
Ooo, Victor Hugo'nun olduğunu düşünmüştüm.
Meu nome é Víctor Rosa.
Adım Victor Rosa.
Não temos amigos, Víctor.
Bizim dostumuz yok Vic.
Víctor jodido Rosa!
- Kim? - Kahrolası Victor Rosa!
Dirá ao Víctor?
Victor'a söyleyecek misin?
Acredito que estou apaixonada. parece-se com o Víctor.
Sanırım yine aşık oluyorum.
Víctor.
Victor.
Mas o Víctor estava a comer a minha companheira de quarto, Lara.
Fakat Victor benim oda arkadaşım Lara'yı beceriyor.
- Que Víctor?
Victor, geçen cumartesi birlikteydik.
- O Víctor, o tipo do sábado passado.
Kim o?
- Víctor.
Victor Plaza.
- Chamo-me Víctor.
Başka zaman görüşürüz ve adım Victor.
- O Víctor?
Victor?
Víctor! Víctor! Não vês que estou ocupada?
- Victor, meşgul olduğumu görmüyor musun?
Víctor, vamos falar claro.
Victor, seninle açık konuşalım.
Adeus, Víctor.
Hoşça kal, Victor.
- O Víctor está, por favor?
Merhaba Elena, ne oldu?
O Víctor mora em La Ventilla.
Tamam yanlış anlama.
Adeus, Víctor!
Elveda Victor.
- Onde está o Víctor? - Não está.
Victor nerede?
me diga, Víctor.
Konuş.