Translate.vc / Portuguese → Turkish / Vórtex
Vórtex translate Turkish
43 parallel translation
Se alguém em posse do amuleto ficar perante essas forças... então, a cada cem anos, à meia-noite, existe outra opção. Uma cerimónia seguida à risca abre uma porta para o limbo onde vivem os condenados. Um vórtex, que como um redemoinho, engole as forças do mal para sempre.
"Eğer birisi o güçlerden önce muskayı ele geçirebilirse o zaman her yüz yılda bir, gece yarısında bir seçenek daha oluşur harfi harfine uyulması gereken bir tören sayesinde cehenneme bir delik açılacak lanetlilerin yaşadığı yere büyük bir hortuma benzeyen girdap kötülüğün güçlerini sonsuza dek yutabilir".
Crianças do vórtex? A puberdade ligada a fenómenos psíquicos? !
"Vortex'in Çocukları - Ergenlik Çağı Psişik Fenomenle Bağlantılı"
Há um vórtex espacial a poucos anos-luz daqui.
Buradan birkaç ışıkyılı ötede uzaysal bir girdap var.
Dê-me a criatura e eu a levarei para o vórtex.
Yaratığı bana verin, bende sizi girdaba götüreyim.
E sobre o vórtex, podem fechá-lo?
Peki ya girdap, onu kapatabilir misiniz?
Um vórtex espacial, no meio de lugar nenhum, bem longe de seu sistema.
Hiçbir yere açılan uzaysal girdap kendi sisteminizden uzakta.
Guie-nos através do vórtex.
Bize, girdaba kadar eşlik et.
Vamos virar nossos sensores para o vórtex.
Sensörlerimizi şu girdaba çevirelim.
Eu já tenho a vantagem... o vórtex.
Zaten bir avantajım var- - girdap.
Lutamos à nossa maneira e viajamos pelo vórtex por nossa conta.
Onları geride bırakırız ve - girdabı kendi imkânlarımız ile buluruz.
Mesmo se passarmos através do vórtex, não há garantias que os Malon farão a coisa certa, se o Sr. Emck tiver alguma indicação.
O girdaptan çıkmayı başarsak bile, Malon'un doğru olanı yapacağının hiçbir garantisi yok- - eğer Bay Emck bir belirti ise.
Enquanto este vórtex existir, Os habitantes desta região estarão em risco.
O girdap var olduğu sürece, bu bölgede yaşayan canlılar, risk altında olacak.
Suas ordens são para prosseguir para o vórtex.
Emirleriniz, girdapta ilerlemek.
Ficarei para trás com uma nave auxiliar e destruirei o vórtex.
Hemen arkanızda bir mekikte olacağım ve girdabı yok edeceğim.
Quando o vórtex começar a fechar, pulamos para dobra alta.
Girdap çökmeye başladığında, yüksek warp hızına geçeceğiz.
Trace um curso para o vórtex.
Girdaba doğru bir rota ayarlayın.
O vórtex?
Girdap?
Estamos nos aproximando do vórtex.
Girdaba yaklaşıyoruz.
O vórtex está em alcance visual.
Girdap, görsel menzil içinde.
O vórtex foi destruído.
Girdap yok edildi.
Se entrares naquele vórtex, a tua alma será purificada. Começarás uma nova vida.
Eğer o girdaba girersen, ruhun temizlenir yeni bir yaşama başlarsın.
- Se fores, arriscas-te a ser puxado para o vórtex.
- Sen gelirsen girdaba çekilme riskin var.
Logo a seguir... testemunhas relatam um vórtex de energia... a correr entre as duas casas.
Bunun ardından... tanıklar iki ev arasında... oluşan vorteks enerjisini anlattılar.
Bem, de relance, suspeito que o dispositivo cria um buraco de minhoca estável entre os anéis supercondutores que foram colocados em posições fixas por aí na galáxia, convertendo matéria em energia no horizonte de eventos, assim que o vórtex inicial tenha se dissipado, é claro.
İlk bakışta, kuşkularım, aygıtın başka konumlarda sabitlenmiş süperiletken halkalar arasında kararlı bir solucan deliği yarattığı yönünde... ufuk çizgisinde enerjiyi maddeye dönüştürüyor.
E uma vez que o vórtex se abrir, o muro entre o mundo espiritual e o real se partirá.
Anafor açıldığında ruhani dünyayla gerçek dünya arasındaki duvar zayıflamış olacak.
O SG-1 discou o portal e o jogou num vórtex do buraco de minhoca.
SG-1 geçidi tuşlamış ve cihazı oluşan solucan deliğinin girdabına atmışlar.
Nenhum vórtex?
Girdap?
Vês? Esse afinamento no vórtex.
- Gördün mü, üstteki saçlar seyrelmiş.
Há uma barraca de fruta orgânica ali à frente, construída no que eu penso que seja um campo de energia vórtex.
Önümüzde, vorteks enerji sahasında olduğunu düşündüğüm organik bir meyve standı var.
A energia vórtex é forte aqui, Ryan.
Buranın vorteksi güçlüymüş, Ryan.
O vórtex.
Girdap.
É uma espécie de vórtex.
- Aynen aynen, girdap gibisin maşallah.
Temos um vórtex.
Girdap var. Hadi.
É um veneno mortal que serve para invocar o Vórtex Negro.
İnsanı karanlık bir girdap içine sokan ölümcül bir iksir o.
O Vórtex... quê?
- Karanlık girdap mı?
Sabes, Caitlin, se o Cisco ajustasse os parâmetros de velocidade radial no satélite dos Laboratórios S.T.A.R., poderíamos ser capazes de melhor detetar o vórtex de uma tempestade em formação e se conseguíssemos detetar essas correntes de ar ascendentes,
Caitlin eğer Cisco, S.T.A.R laboratuvarındaki uydunun ışınsal parametrelerini ayarlarsa biçimlendirilmiş fırtına girdaplarını daha iyi belirleyebiliriz.
Teoricamente, se conseguires criar uma barreira de vórtex junto à costa, uma parede de vento, isso seria capaz de tirar energia ao maremoto antes de atingir a cidade.
Teorik olarak, sahil boyunca bir girdap bariyeri oluşturursan rüzgar duvarı, şehre ulaşmadan önce dalganın enerjisini azaltacaktır.
Não se criar um vórtex para compensar a tracção.
Eğer ben bir girdap oluşturursam çekemezler.
Vou criar o vórtex.
- Ben girdabı oluşturacağım.
O sistema está a manter estabilidade, o aparato de vórtex quântico está a controlar a orientação.
- Bak. Sistem kendi dengesini sağlıyor. Kuantum girdabı cihazı uyum sağlamayı kontrol ediyor.
Fui trazido para Oz num vórtex numa câmara.
Bir girdap odasında, Oz'a getirildim.
Esta câmara em vórtex pode mandar-te para casa.
Bu girdap odası seni eve gönderebilir.
Cria um vórtex, uma espécie de campo magnético, que suga, esperamos nós, todos os vestígios do Farouk e deixa o David intacto.
Manyetik bir alan gibi. Bu alanın Farouk'un her bir parçasını emeceğini umuyoruz. Ve David'e zarar vermeyeceğini.