English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Wellington

Wellington translate Turkish

446 parallel translation
E ela deve recordar-se do que o Duque de Wellington... disse a respeito dos desportos.
... Wellington Dükü'nün spor hakkındaki sözlerini hatırlayabilir.
O Sr. Craig marcou um ponto ao citar as declarações de Wellington... a respeito da Batalha de Waterloo.
Bay Craig, Wellington'ın Waterloo hakkındaki gözlemini alıntılamış.
Wellington dizia que os "vivas" nada valiam antes de uma batalha.
Savaşa gitmeden önce bunları söylediğimde böyle davranmalarını isterdim.
Ele não se recorda de mim, mas fui assistente do Marechal Provost quando ele pertencia ao grupo de Wellington.
Beni hatırlamayacaktır ama Wellington kumandasındayken ben mareşalin yardımcısıydım.
Ela deu-nos o quarto dela.
Bay Wellington ile ben bu gece yalnızız.
Presumo que continuem a ligar para me chatear.
Alman, galiba. Bay Wellington.
Oxalá a Elvira não se esqueça do Roquefort.
Odamda gözlediğim tek şey bir diş çanağı idi. - İyi geceler, Bay Wellington.
Dás-me o dinheiro ou queres morrer?
Bayan Wellington siz misiniz?
Novembro de 1942, 11 meses após Pearl Harbor... nosso batalhão ancorou na baía de Wellington.
Kasım 1942, Pearl Harbor'dan 11 ay önce taburumuz Wellington Bay'e demir attı.
No acampamento McKay, a 50 km de Wellington, nós nos preparamos.
McKay Kampı'na, Wellington'ın 45 kilometre dışına yerleştik.
No dia de Ação de Graças, nos deram 3 dias de folga. Fomos a Wellington. Todos, menos o Andy.
Şükran Günü'nde, tüm takım üç günlük izin aldı ve biz de Wellington'a gittik.
Ela não provou nada, fugindo para Wellington.
Wellington'a taşınması aksini kanıtlamadı.
Embarcamos novamente, rumo a Wellington.
Kavurucu güneş ve tropik yağmurlar.
O batalhão perdeu mais de vinte homens. Lembra do Ski?
Wellington'da bir otel odası tuttum kendime.
- 225 Wellington Street.
- 225 Wellington Caddesi.
Este regimento lutou ao lado de Marlborough em 1704, de Wellington contra Napoleão, e na Crimeia.
Bu alay, 1704'de Marlborough ile, Napolyon'a karşı Wellington'la ve Kırım'da savaştı.
O Wellington e o Marlborough davam voltas na sepultura, não era major?
Wellington ve Marlborough'nun mezarda kemikleri sızlar Binbaşı, olur mu?
A linha ficou morta no exacto momento que recebia uma mensagem de Wellington... relatando que Duncan e os seus homens destruíram por completo a cidade de Pyote.
Tam Wellington'dan mesaj alırken hat kesildi... Duncan ve adamlarının Peyote kasabasını tamamen yok ettiğini bildiriyorlardı.
Eu vou a Wellington pedir ajuda.
Ben yardım istemek için Wellington'a gideceğim.
Não, querida, há muito em jogo e... sinto que é o meu dever ir a Wellington.
Hayır canım, bu riske atılmayacak kadar önemli. Wellington'a gitmek sanki benim görevimmiş gibi hissediyorum.
Pensam que fui a Wellington pedir ajuda.
Benim yardım çağırmaya Wellington'a gittiğimi sanıyorlar.
Tenho a certeza que Chester chegará a Wellington... e regressará com os Rangers.
Eminim, Chester Wellington'a varmıştır. Ve korucularla buraya gelecektir.
Espero que Chester chegue a Wellington, por agora é a nossa única hipótese.
İnşallah Chester Wellington'a ulaşmıştır. Şu an için tek şansımız bu.
Wellington.
Wellington.
Wellington?
Wellington?
Porquê, sempre Wellington?
Neden hep Wellington?
Assim, protesto pela presença de Wellington...
Bu yüzden Wellington'ın burada bulunmasına karşı çıkıyorum...
Algumas notícias de Wellington?
Wellington'dan haber var mı?
Discutirei a paz sobre o cadáver de Wellington. Será a mesa das negociações.
Barışı Wellington'un cesedinin üstünde konuşacağım.
Os exércitos de Wellington e Blucher separaram-se, Sire.
Wellington ve Blucher'ın orduları ayrılmış, majeste.
Afastaremos Blucher e marcharemos sobre Wellington.
Blucher'ı kenara itip Wellington'ın üstüne yürüyeceğiz.
Wellington está em fuga em Quatre Bras. está em retirada.
Wellington Quatre Bras'a kaçıyor. Geri çekiliyor.
Se Wellington retira, porque não o seguisteis?
Neden peşinde değilsin?
Se Wellington é livre de escolher o seu terreno, tudo o que eu ganhei vós perdesteis.
Wellington savaş alanını seçebiliyorsa, kazandığım her şeyi kaybettin demek.
Se Wellington foge para a costa, nenhum de nós volta a casa em Berlim.
Wellington sahile kaçarsa, hiçbirimiz Berlin'e dönemeyiz.
Podeis continuar a colaborar com Wellington.
Hala Wellington'la işbirliği yapabilirsiniz.
É uma má posição, Wellington.
İyi bir mevki değil.
Wellington não esperaria uma hora com os seus Ingleses, Brunswickers e Belgas.
Wellington İngiliz, Brunswickli ve Belçikalılarla 1 saat bile direnemez.
Se Wellington estivesse em movimento, eu diria, "ataquem agora".
Wellington harekete geçmiş olsa, hemen gidelim derdim.
Wellington não tem mais nada para me oferecer do que estas amazonas? 473 01 : 26 : 56,448 - - 01 : 26 : 57,483 Fogo!
Wellington bana bu Amazonları mı sunuyor?
Wellington faz a guerra numa nova forma.
Wellington'ın tarzı değişik.
Wellington está a retirar!
Wellington geri çekiliyor!
Ainda não encontrámos hotel.
Ben bayan Wellington.
Acompanhem-me.
Denerim, Bayan Wellington.
Venham.
Önce belki odanızı görmek istersiniz. Teşekkür ederim, Bayan Wellington.
Vai.
Bayan Wellington,
O Sr. Farquahar.
Eminim, onlara bir şey olmamıştır, Bayan Wellington.
Uma semana depois, chegamos ao canal Skylark, perto de Guadalcanal.
Sonra, Şeytani Dörtlü olarak bilinen gemilere bindik ve Wellington Bay'den uzaklaştık, cesaret ve kıyı çıkarması yapacağımızın inancıyla dolu olarak.
E alguns, para reverentes queridos.
Gemiye tekrar binip Wellington'a yol aldık.
Estou hospedado num hotel aqui em Wellington.
Orada durma öyle, içeri gir.
O coronel ordenou que sigam para Wellington, acelerado.
- Sanırım bana şantaj yapıldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]