Translate.vc / Portuguese → Turkish / Winn
Winn translate Turkish
392 parallel translation
Não digo que Grady seja como Paris, na França, mas temos estaçöes de serviço, um supermercado, televisão por cabo. Gosta de ténis?
Gardy'nin Paris olduğunu iddia etmiyorum ama iki benzinlik bir Winn-Dixie ve kablolu yayın var.
A última vez que vi o Winn... ele tocou uma música.
Ayrılmadan önce 1861 baharı. Myra Hancock.
Vedek Winn tem-se encontrado com alguns dos civis bajorianos sobre isso.
Vedek Winn bu konuyla ilgili bazı Bajorlu sivillerle toplantı yapıyordu.
Se soubesse da sua visita, Vedek Winn, tê-la-ia vindo cumprimentar mais cedo.
Geldiğinizi bildirseydiniz, Vedek Winn, sizi daha erken karşılardım.
Se começares a pensar assim, vais estar a agir como a Vedek Winn.
Eğer bu şekilde düşünmeye başlarsan tıpkı Vedek Winn gibi davranmış olursun.
Sei que a minha amiga Vedek Winn levou as suas bênçãos à sua estação.
Anlıyorum ki, arkadaşım Vedek Winn, istasyonunuza rahmet getirdi.
A sua ideologia difere da de Vedek Winn.
İdeolojiniz Vedek Winn'inkinden farklı.
E alguns temem-no, porque a Vedek Winn lhes disse para o fazerem.
Bazıları da Vedek Winn öyle söylediği için sizden korkuyor.
A análise prova que foi morto na noite antes da Vedek Winn chegar.
Analizler, Vedek Winn'in geldiği günün önceki gecesinde öldürüldüğünü kanıtlıyor.
São de uma ordem espiritual ortodoxa que vem apoiar os esforços da Vedek Winn para manter os putos bajorianos fora da escola.
Bajorlu çocukların okula gönderilmemesi konusunda Vedek Winn'i desteklemeye gelen geleneksel dini mezhebe bağlı kişiler. Geleneksel mi?
Refere-se aos Profetas como o seu círculo eleitoral pessoal.
Kahinlerin destekçin olduğunu iddia ettin, Vedek Winn.
Nunca conseguiremos provar que a Winn estava envolvida.
Winn'in bu işe karıştığını asla kanıtlayamayacağız.
Invejava a Vedek Winn, porque ela era uma verdadeira crente.
Vedek Winn'i kıskanmıştım. Çünkü o gerçek bir inanandı.
Ouvi o que disse à Vedek Winn na escola.
Okulda Vedek Winn'e söylediklerini duydum.
- Eu, Vedek Winn.
- Ben getirdim, Vedek Winn.
O que vai ser, Winn?
Ne olacak, Winn?
Ninguém é mais digno de ser a próxima Kai do que tu, Winn.
Hiç kimse sonraki Kai olmayı senden daha fazla haketmiyor, Winn.
Nunca esperei que a Kai Winn me fizesse um dos seus principais conselheiros.
Kai Winn'in beni baş danışmanlarından biri yapmasını hiç beklemiyordum.
Eu sei que não gostas da Winn, mas o cargo mudou-a. Os Profetas escolheram bem.
Winn'i sevmediğini biliyorum, fakat sorumlulukları onu değiştirdi.
O que a traz à estação, Vedek Winn?
Sizi istasyona ne getirdi, Vedek Winn?
- A Vedek Winn concedeu-lhe asilo.
- Vedek Winn onu tapınağa kabul etti.
- Diga. A nave de Winn já deixou a estação?
Dax, Winn'in gemisi ayrıldı mı?
O Kubus solicitou uma reunião privada com a Vedek Winn.
Kubus Vedek Winn ile özel bir görüşme istedi.
Falaram dez minutos. Depois, a Winn pediu para usar o meu computador.
On dakika sonra Winn bilgisayarımı kullanmak istedi.
Porque estaria a Winn interessada noutro colaborador bajoriano?
Neden Winn diğer bir Bajoran işbirlikçi ile ilgilensin ki?
Espere um minuto. Veja se a Winn acedeu a informação sobre o massacre de Kendra Valley.
Winn, Kendra Vadisi katliamı hakkında bilgilere girmiş mi bir bak.
É a Vedek Winn que precisa de ser convencida.
İnanması gereken Vedek Winn.
Pobre Winn.
Zavallı Winn.
Não tive nada que ver com o massacre e a Winn nunca provará o contrário.
Katliamla hiçbir ilgim yok ve Winn asla aksini ispat edemez.
- Nada que satisfaça a Winn.
- Winn'i tatmin edecek bir şey yok.
De alguma forma, provarei à Winn que estás inocente.
Öyle ya da böyle masum olduğunu Winn'e kanıtlayacağım.
A Winn está à espera de que fale.
Winn, beni bekliyor.
E a Winn tinha razão.
Winn, başından beri haklıymış.
Recebeu uma transmissão sub-espacial da Vedek Winn.
Alt uzay kanalından Vedek Winn sana bir ileti gönderdi.
Kai Winn.
Kai Winn.
Então no teu lugar, temos a Winn para nos liderar.
Yani... Senin yerine Winn'in önderlik etmesine katlanacağız.
O Vedek Bareil sugeriu que eu participasse como observador imparcial e a Kai Winn concordou.
Vedek Bareil gözlemci olarak görüşmelere katılmamı önerdi,... Kai Winn de kabul etti.
A Kai Winn anunciou que o Legado Turrel assinou o tratado.
Kai Winn Legate Turrel'in barış anlaşmasını imzaladığını ilan etti.
- Sim? Kai Winn, permita-me apresentar o "Kai Winn".
Kai Winn, izin verin size Kai Winn'i takdim edeyim.
O novo líder do governo provisório é a Kai Winn.
Geçici hükümetin yeni başkanı Kai Winn oldu.
Há um elemento pessoal na nossa perspetiva.
Winn hakkındaki duygularımızı etkileyen kişisel unsuralar var.
Sei que ainda culpas a Winn pela morte do Bareil.
Bareil'in ölümünden hala Winn'i sorumlu tuttuğunu biliyorum.
Não me consigo livrar do sentimento de que entregar o controlo do governo à Winn é um erro
Hükümetin kontrolünü Winn'e vermenin hata olduğunu ve engellenmesi gerektiğini...
Ele é duro. Foi muito difícil hoje. É o melhor comandante deles.
Winn'i en son gördüğümde... o şarkıyı söylemişti.
Talvez por anos, ou para sempre... nunca esquecerei isso.
Winn benim kardeşim gibiydi.
Winn tratava-me como um irmão. Lembra-se?
Çok gözyaşı dökülürdü.
- Vedek Winn.
- Vedek Winn.
Vedek Winn.
Vedek Winn.
O povo escolheu a Winn.
Halk Winn'i seçti.
- Kai Winn?
- Kai Winn.
Esta coisa toda com a Kai Winn.
Kai Winn'le ilgili olan tüm bu şeyler.