Translate.vc / Portuguese → Turkish / Xanadu
Xanadu translate Turkish
102 parallel translation
OBITUÁRIO O PROPRIETÁRIO DE XANADU
XANADU'NUN SAHİBİ
"Em Xanadu, Kubla Khan decretou um monumento ao prazer..."
Kubilay Han, Xanadu'ya görkemli bir saray diktirmişti
Lendária foi Xanadu... onde Kubla Khan decretou seu monumento ao prazer.
Xanadu bir efsaneydi Kubilay Han'ın görkemli sarayını inşa ettirdiği yerdi.
Hoje, quase tão lendária é a Xanadu da Flórida... a maior mansão privada do mundo.
Bugün Florida'nın Xanadu'su, dünyanın en büyük özel sarayı da en az o kadar efsanevi.
100 mil árvores, 20 toneladas de mármore... são os ingredientes da montanha de Xanadu.
Yüz bin ağaç ve yirmi bin ton mermer Xanadu dağının yapımında kullanıldı.
0 conteúdo do palácio de Xanadu...
Xanadu sarayının içindekiler : Tablolar.
0s animais de Xanadu... as aves do céu, os peixesdo mar, as feras do campo e da selva... dois de cada, o maior zoológico particular desde Noé
Xanadu'nun canlıları Gökyüzünün kuşları. Denizin balıkları. Karanın ve cangılın yaratıkları Her birinden ikişer adet.
Como os faraós... o dono de Xanadu deixa muitas pedras marcando seu túmulo.
Aynı firavunlar gibi Xanadu'nun efendisi de mezar yerini belirtmek için birçok taş bırakıyor.
Desde as pirâmides... Xanadu é o monumento mais caro que um homem construiu para si.
Piramitlerden bu yana Xanadu bir insanın kendisi için yaptırdığı en pahalı anıttır.
"Em Xanadu, na semana passada... o maior e mais estranho enterro de 1941."
Geçen hafta Xanadu'da 1941'in en büyük ve en tuhaf cenaze töreni gerçekleştirildi.
Aqui em Xanadu, semana passada... seu proprietário foi enterrado.
Burada geçen hafta Xanadu'nun sahibi istirahata çekildi.
KANE MORRE EM XANADU
KANE, XANADU'DA ÖLDÜ. "DEMOKRASİNİN SPONSORU KANE ÖLDÜ"
US $ 3 milhões. Concebida para Susan Alexander Kane... ainda não terminada quando ela se divorciou dele... a ainda inacabada Xanadu
Susan Alexander Kane için yapılmış, o Kane'i boşamadan önce yarısı tamamlanmıştı.
Tudo bem, Xanadu!
Tamam, Xanadu.
Estava inacabado quando ela partiu.
Susan onu bırakıp gittiğinde Xanadu'yu daha tamamlamamıştı.
- Você vai a Xanadu?
- Xanadu'ya gidiyor musunuz?
Esperava-te num Xanadu.
Xanadu'dasın sanıyordum.
O Hotel Xanadu nem tem registo da estadia dele.
Xanadu Otel'inde orada kaldığına dair bir kayıt bile yok.
Isso mesmo. Hotel Xanadu.
Doğru, Xanadu Otel.
Envie para a recepção do Hotel Xanadu, ao Sr. Tony Vincent.
Evet. Xanadu Otel resepsiyonuna Bay Tony Vincent'a gönderin.
Hotel Xanadu.
- Xanadu Oteli.
É o nosso aniversário de casamento. É o mesmo quarto com vista para a Capela Starlight e o Hotel Xanadu do outro lado. Olha.
Haydi tatlım, bu bizim yıldönümümüz.
Suspeito do Hotel Xanadu seguindo pela Desert Valley.
187. yolda Xanadu Oteli şüphelisini gördüm. Araç vadiden çıkış yönüne doğru gidiyor.
XANADU STAR THEATER Cleveland, Ohio
XANADU STAR TİYATROSU Cleveland, Ohio
"Em Xanadu assim Kubla Khan um real prazer decretou..."
"In Xanadu did Kubla Khan a stately pleasure dome decree..."
- "Xanadu".
- "Xanadu."
Bem-vindo a Xanadu.
Xanadu'ya hoş geldiniz.
Chamas normal vestires-te como uma corista?
Xanadu filmlerindeki gibi giyinmeye iyi mi diyorsun?
O Xanadu!
Oh, Xanadu!
Já podes abrir. Bem-vinda a Xanadu.
Tamam şimdi açabilirsin.
Em Xasadu, o Kubla Khas edificou um fantástico palácio, no local onde Alphée, o rio sagrado ecoa, por abismos insondáveis ao homem, para um mar sem sol.
" Xanadu'da verdi hükmünü Kubilay Han görkemli bir zevk evinin üstünde : Alph'in, Kutsal Nehirin, insanların hesaplayamayacağı uzunlukta olan mağaralardan güneşsiz bir denize döküldüğü yerde.
Pode ser Xanadu.
Xanadu olur.
Volta para Xanadu.
Xanadu'ya geri dön.
Quem quer que esse seja. Foi a estrela de "Xanadu", com a Olivia Newton John e Gene Kelly.
-'Xanadu'filminin, Olivia Newton John ve Gene Kelly'yle birlikte yıldızıydı.
"Em Xanadu, decretou Kublai Khan um prazeroso palácio onde Alph, o rio sagrado corria por cavernas impossíveis de medir, até a um mar sem sol".
'Kubilay Han Xanadu'da, görkemli bir zevk kubbesi yapılmasını buyurdu...' 'Alph'in, o kutsal ırmağın, uçsuz bucaksız mağralardan geçerek,''gün görmeyen bir denize aktığı yerde.'
Corporação Xanadu.
Kim düzenlemiş? Xanadu corporation.
Corporação Xanadu.
Xanadu corporation.
Xanadu, uma divisão do Grupo de Investimento Orpheum.
Xanadu, Orpheum Yatırımcılık grubunun bir parçası.
Agora estas ruínas jazem num campo a curta distancia de Pequim são os restos da grande cidade de Xanadu, que em tempos foi a capital de verão da China.
Şimdiyse Pekin'den biraz uzakta olan bu bölgedeki harabeler bir zamanlar Çin'in başkenti olan büyük Xanadu şehrinden geriye kalan tek şey olmuş.
O papá era um magnate do petróleo, do tipo Hearst, construiu um Xanadu a condizer, e depois morreu a caçar codornizes.
Baba, petrol zenginiydi, Hearst tarzında ona benzemek için bir Xanadu inşa etti, sonra, bıldırcın avlarken öldü.
Então... que queres ver... "Xanadu" ou "Satan's Doom"?
Ne izlemek istersin? "Xanadu" yu mu, "Satan's Doom" u mu?
Isto... é a parte do espectáculo.
Bu beklediğimiz şey. Bu Xanadu.
Shangri-la, Kubla Khan, Xanadu.
Shangri-La. Kubilay Han'ın Xanadu'su.
Tipo Olivia Newton-John em "Xanadu"? Estou a ver.
Zanadu filminde Olivia Newton John da böyle bir hediye almıştı...
Agora tá no ir.
Gelecek durak Xanadu.
Acho que precisamos de mais música nas nossas vidas, por isso trouxe o Xanadu.
- Adam! Film aldım! Hayatımızda daha çok müzik olması gerektiğinin farkına vardım o yüzden Xanadu'yu aldım.
Em Xanadu fez Kubla Kahn um majestoso decreto de prazer onde Alph, o rio sagrado, corre através de cavernas imensuráveis para um mar silencioso.
Richard Burton ne tür bir karakter? Xanadu'da Kubla Kahn'ı yaptı. Görkemli bir kubbe Kutsal Nehir Alfa'nın ölçülemeyecek kadar uçsuz bucaksız denize aktığı yer.
O FIM DE CHARLES FOSTER KANE
HABER DÜNYASININ LİDERİ KANE, XANADU'DA ÖLDÜ
Xanadu.
Xanadu.
É Xanadu na Rua Old Compton... e podes encontrar-me aqui quando quiseres.
Eski Compton caddesindeki Xanadu'dayım.
É um autêntico espectáculo.
O Xanadu.