Translate.vc / Portuguese → Turkish / Yahoo
Yahoo translate Turkish
113 parallel translation
- Hurra!
Yahoo!
Yahoo!
Yaşasın!
Olá, Steve.
- Yahoo! - Hey, Steve.
Yahoo, rapazes!
Yaşasın, çocuklar!
Visto aquilo, otário?
Yahoo! Görüşürüz, enayi.
Ouve, tu é que devias dar-me o dinheiro! Vê se te acalmas, "Yahoo"!
- Paramı elden verecektin.
- Vou "limpar-te o sebo", Yahoo.
- Seni öldüreceğim.
Os cavalos no meu país são como os Yahoos no seu. Usamo-los como animais de carga.
Benim ülkemdeki atlar, Yahoo'larınız gibidir, yük yaratıkları.
- Por Yahoos? - Não têm escolha.
- Yahoo'ları mı?
Os Yahoos, por outro lado, pareciam não quaisquer virtudes.
Yahoo'lar, diğer taraftan, hiç namus sahibi gibi değillerdi.
Na língua dos Houyhnhnm, não há uma palavra para mal, mas tudo o que é mau é acompanhado da palavra Yahoo.
Houyhnhnm dilinde kötü kelimesi yoktu ancak kötü olan her şeye Yahoo ekleniyordu.
Yahoo!
Yahoo!
Não sou um Yahoo.
Hayır, ben Yahoo değilim!
Que seriam Yahoos?
Onlar da Yahoo mu olacak?
Estavam agora preocupados que fosse realmente um Yahoo e se devia ser tratado como tal.
Yahoo olduğum konusunda endişeliydiler ve öyle davranılmam gerektiği konusunda.
Em cada manada, havia um tipo de chefe Yahoo.
Her sürünün lider bir Yahoo'su vardı.
Como a base de qualquer sociedade é a organização, perguntava-me como escolheriam os Yahoos os seus líderes.
Yahoo'ların liderlerini nasıl seçtiğini merak ettim.
Enquanto no nosso país tentamos escolher os mais inteligentes, os Yahoos escolhiam o seu líder entre os mais maliciosos.
Ülkemizde aramızdaki en akıllı kişiyi seçmeye çalışırız. Yahoo'lar en yaramazlarını.
O líder escolhia então um favorito, se possível tão malicioso como ele, cujo dever era lamber os pés e traseiro do seu amo e conduzir as fêmeas ao seu antro.
Sonra bu lider bir yardımcı seçiyordu ki bu yardımcının görevi liderinin ayaklarını ve kıçını yalamaktı ve dişi Yahoo'ları onun kümesine sürmekti.
Mantinha-se no seu cargo até aparecer um candidato ainda mais malvado, altura em que se livrariam dele e todos os Yahoos da região o cobririam de excrementos dos pés à cabeça.
Görevde kalmaya devam ediyordu, ta ki daha kötü bir aday ortaya çıkana kadar. Sonra bölgedeki diğer Yahoo'lar bir araya geliyor ve üzerine dışkı yapıyorlardı.
Os animalescos Yahoos lutavam sem qualquer motivo, enquanto que, tal como expliquei á Senhora, na nossa sociedade, lutamos apenas por motivos muito fortes.
Yetişkin Yahoo'lar sebepsiz yere kavga ediyordu. Bu noktada, hanımefendiye, sadece iyi sebepler için savaştığımızı anlattım.
Estava um dia de calor abrasador e pensei que a manada se tinha afastado, pelo que decidi aproveitar e tomar um banho refrescante.
Çok sıcak bir gündü ve Yahoo sürüsünün gittiğini düşünüyordum böylece gölün suyunda serinlemek istedim.
O que mais me assustava, para além da violência em si, era a possibilidade de outro Yahoo me tomar por uma fêmea com o cio.
Beni şiddetten daha çok korkutan asıl şey istemeden de olsa, bir Yahoo dişisi tarafından arzulanmak idi
A Senhora levou-me até à costa, até um penhasco que nunca visitara, onde os Yahoos estavam a desenterrar pedras da argila.
Hanımefendi beni daha önce gitmediğimiz bir yamaca götürdü burada Yahoo'lar kilin içinden taşlar çıkarıyorlardı.
Explicou-me que os Yahoos desejavam estas pedras estranhas e perguntou-me porquê.
Yahoo'ların bu taşları ne kadar çok istediklerini anlattı ve sebebini sordu.
Não ouvi os Yahoos aproximarem-se sorrateiramente para me roubarem as roupas.
Yahoo'ların sinsice gelip kıyafetlerimi çaldıklarını duymadım.
Os Yahoos estavam descontrolados!
Yahoo'lar her şeyi talan etmişlerdi.
É mais Houyhnhnm do que Yahoo.
Sen Yahoo'dan çok Houyhnhnm'sin.
Comi a terrível comida Yahoo apenas para sobreviver e lavava-me sempre que tocava em alguma coisa.
Yaşamak için rezil Yahoo yemeği ile idare ettim. İngiltere'ye varana kadar her hangi bir şeye dokunduğum anda kendimi yıkadım.
Consegui voltar a habituar-me a todos os vícios dos Yahoos.
Tüm o Yahoo ahlaksızlıklarına bir kere daha alışabilirdim.
O Presidente... Labrego.
Başkan "Yahoo"
Eu digo cá para mim, "Labrego, olha para o mapa".
Tamam, kendime derdim ki ; - "Yahoo, haritaya bir bak."
Então a yahoo subiu mais cinco pontos hoje.
Yahoo bugün beş puan daha yükseldi.
Diz lá. Yahoo.
Unutma ufaklık :
Ganhámos 20 milhões com a Yahoo e a AOL.
Yahoo ve AOL'dan, net 20 milyonumuz var.
Estamos a dar bilhetes para o concerto da próxima semana para o histórico Estádio Motor de Pesquisa Yahoo de Springfield.
Gelecek hafta Springfield'ın tarihi Yahoo Arama Motoru Stadyumu'nda yapılacak olan konsere, bedava biletler dağıtıyoruz.
Eu não devia dizer-lhe isto. A Webistics é o próximo Yahoo.
Sana bunu söylememeliyim ama "Webistics" yeni Yahoo olacak.
Ojornal e também vou levar essa revista.
Günaydın. Bir gazete ve bir de şu Yahoo! 'yu alacağım
Vi o seu artigo na "Yahoo".
Yahoo! 'da makaleni gördüm.
- Yahoo!
- Yahoo!
- É o Range Rider, Bus.
Ovaların kahramanı gibi etrafta dolaşan bir grup maskeli yahoo mu? Yalnız Kovboy, Bus.
HUMANOCRACIA
altyazılar : t-becks tanbecks @ yahoo.co.uk
Ripadas por : olimac Adaptação :
altyazılar : t-becks tanbecks @ yahoo.co.uk
Yahoos!
Yahoo'lar!
Este lugar está cheio de Yahoos.
Burası Yahoo'larla dolu.
- Yahoos.
YAHOO!
- Yahoos?
Yahoo'lar?
No fundo, não passo de um Yahoo?
Sonunda ben de bir başka Yahoo muyum?
Tradução de :
... sidisi @ yahoo. Com...
Yahoo.
Yahoo.
- Muito bem, cowboy do espaço.
Yahoo. Tamamdır Uzay Kovboyu.