English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Yavas

Yavas translate Turkish

14,133 parallel translation
Sejam gentis, por favor.
Yavaş olun lütfen.
Mantêm-nos presos em câmara lenta.
Bizi yavaş çekime mahkum bırakıyor.
Um passo de cada vez.
Yavaş yavaş.
Que se passa, dupla maravilha?
Yavaş. N'aber çifte bela?
Tipo uma dança lenta?
Yavaş dans gibi mi?
Ouço a sua respiração ofegante e...
Yavaş yavaş nefes alıyor ve...
Espera, vai com calma.
Dur biraz, yavaş ol.
Rezingona.
Yavaş olsana.
- Abranda!
- Biraz yavas olursan iyi olur.
- Fala devagar.
- Yavaş konuş.
- Agarra nisto, Max.
- Yavaş ol Max.
Calma.
Yavaş, yavaş.
Respira fundo. E depois expira lentamente.
Derin bir nefes al, ve yavaş yavaş ver.
Mogli, meu amigo, meu camarada, meu companheiro. Espera um pouco, bonitinho.
Hey Mowgli arkadaşım, dostum, kankam yavaş ol biraz yakışıklı.
Não vos ensinam a andar?
Size kimse nasıl yavaş koşacağınızı öğretmedi mi?
Não tão depressa! Por favor...
Yavaş olun, lütfen.
É melhor abrandares.
Yavaş iç biraz.
Uma carrinha suficientemente grande seria lenta e seríamos apanhados.
Onları taşıyacak kadar büyük bir kamyon olsa bile çok yavaş gider ve yakalanırız.
Ela disse que só porque fala simples e mexe as mãos não significa que ela não consiga entender inglês.
Sırf yavaş konuşuyorsun ve ellerini oynatıyorsun diye İngilizceyi şak diye çözecek değilmiş.
Vai com calma, relaxa, queres um pouco de vinho?
Yavaş ol, sakin ol, biraz şarap ister misin?
- Calma, Senhor...
- Yavaş olun, Bay...
- Devagar.
- Yavaş.
Devagar.
Yavaş ol.
Calma.
Yavaş.
Com calma.
Yavaş olun.
Voo lento.
Uçuş yavaş.
Devia ter deixado que o matássemos depressa, porque agora vamos matá-lo lentamente e emitir as imagens em directo para o mundo inteiro ver.
Onu çabucak öldürmemize izin verecektin. Çünkü şu andan itibaren onu yavaş yavaş öldüreceğiz. Bunu da canlı yayında göstereceğiz.
Quando pegares nesse martelo, levanta-o bem devagar.
Bu çekici alınca çok ama çok yavaş alacaksın.
Era um tipo de feijão mas estava um pouco esticado.
Yuvarlak bir fasulye gibiydi ama yavaş yavaş genişledi.
Abaixa isso devagar, está bem?
Yavaş ol lan, tamam mı?
Deve demorar duas a três semanas para os sintomas começarem a surgir.
İki üç haftaya yavaş yavaş semptomlar baş gösterecek.
Remova este pano de timidez lentamente
"Yavaş yavaş öp ve soy beni."
Remova este pano de timidez lentamente
".... yavaş yavaş, "
- Caminha devagar.
- Yavaş yürü.
- Calma!
- Yavaş!
Muito devagar.
Yavaş ol.
Tive dificuldade em arrancar.
Yavaş bir başlangıç yaptı.
Nós não vamos magoar. Contanto que saias bem devagar.
Yavaş hareket ettiğin sürece, sana bir zarar vermeyiz.
- Um décimo mais lento, Jesse.
- Yavaş işte. - 0.1 saniye yavaş Jesse.
Não existe preto e branco. Apenas rápido e lento.
Siyah beyaz ayrımı kalmaz, sadece hızlı ve yavaş vardır.
Ela estava desaparecendo dia-a-dia.
O yavaş yavaş kayboluyordu, günbegün.
Eu quero que a morte dele seja lenta e dolorosa.
Ölümünün yavaş ve acı olmasını istiyorum.
Talvez ele esteja a morrer ou quase.
Belkide yavaş yavaş ölüyordur.
Cuidado, cuidado, cuidado!
Yavaş, yavaş.
És o ciclista mais lento que já conheci.
Gördüğüm en yavaş bisikletçisin.
Carros cinzentos arrastam-se na faixa mais lenta
# Gri arabalar Yavaş şeritte sürünüyor #
É uma canção calma.
Yavaş bir şarkı.
Conor, não podemos tocar uma canção calma num concerto.
- Conor, konserde yavaş şarkı mı çalınır?
Sentado a ver a chuva a cair
# Veya arka koltukta Yavaş yağmurun düşüşünü izlerken #
Se aumentares a temperatura aos poucos, o sapo não repara?
Sıcaklığı yavaş yavaş artırınca kurbağa fark etmez hani.
Olha para nós, levamos as coisas devagar.
Bize bak. Biz çok yavaş ilerledik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]