Translate.vc / Portuguese → Turkish / Yik
Yik translate Turkish
57 parallel translation
O outro é o Explosivo.
Diğeriyse, Yikıcı.
É o Explosivo!
İşte Yikıcı!
ele é resistente. Ele é um tipo resistente.
Yik onu yere.
- Eu sou Yik Chiu Tuo.
- Adım Yik Chiu Tuo.
- Yik Chiu Tuo?
- Yik Chiu Tuo?
Yik Chiu Tuo, está bem.
Yik Chiu Tuo, iyi.
Foram todas deitadas abaixo.
Hepsi yIkıldı.
Não quer ver este sonho destruído.
Bu hayalin yIkılmasını istemiyorsun.
Eu sou o Yik'in Chan Kwawiil.
Ben, Yik'in Chan Kwawiil.
Facilitará a arrumação, quando a EGP te despedir.
YIK arayıp seni kovduğunda gitmen kolay olur.
A mensagem delas continua a absolver a EGP. Porque haveria de me ralar?
Çünkü mesajları yine de YIK'ı aklıyor, bana ne?
Essa perspetiva não favorece a EGP.
İşte bu YIK için iyi değil.
Isso não é favorável para a EGP.
YIK için iyi olmaz.
Desculpe, eu trabalho para a EGP.
Pardon, ben YIK'dayım. Buradan çıkmalıyım.
Sim, eu também trabalho para a EGP.
Evet, ben de YIK'da çalışıyorum.
Também trabalho para a EGP.
Ben de YIK'da çalışıyorum.
- Trabalho para a EGP. - Sim.
YIK'da çalışıyorum.
- Trabalho. EGP.
- YIK'dayım.
Vamos a isso, miúda.
Yik ortaligi evlat.
A EGP.
YIK.
- À EGP.
- YIK'yi.
Não, a EGP nunca teria AK-47.
Hayır, YIK asla Kalaşnikof almaz.
Vou contar à EGP sobre o guarda morto.
YIK'ya ölen gardiyanı söylerim.
A EGP não pode ser responsável por mortes de reféns.
YIK rehinelerin zarar görmesine izin veremez.
Vou enviar uma equipa para aí e é a EGP que vai pagar a conta.
Bir tim yolluyorum, faturası da YIK'ye girecek.
Se for um motim, é o pessoal da EGP.
İsyansa komuta zinciri YIK'tan başlar.
- E tenho a certeza de que um reajustamento do complexo orçamento da EGP poderia financiar as nossas exigências.
- Şundan eminim : YIK'nın karmaşık bütçesi biraz düzenlenirse - taleplerimiz karşılanabilir.
E sabemos que a EGP tem gastado menos 20 % do valor por recluso do que o governo federal.
YIK'nın mahkum başına federal hükümetten % 20 daha az harcadığını da biliyoruz.
Também sabemos que o presidente da EGP tem lucrado muito à nossa custa.
YIK'nın CEO'sunun bizim sırtımızdan servet kazandığını da biliyoruz.
Quando entreguei a proposta à EGP, era um programa de formação.
YIK'ye teklif götürdüğümde eğitim programıydı.
E o pior de tudo, fazia parte de uma artimanha para conseguir meter mais reclusas nesta espelunca sem condições nenhumas para a EGP extorquir mais dinheiro aos contribuintes.
En kötüsü de, bu pis, çürümüş yerleşkeye yüzlerce mahkûm daha tıkıştırıp YIK'nın vatandaşın cebinden çıkan vergiyi daha çok söğüşlemesini sağlayan hain bir oyunun parçası.
O objetivo é reabilitar estas mulheres ou encher os bolsos dos acionistas da EGP?
Amaç bu kadınları topluma kazandırmak mı, YIK hissedarlarının cebini doldurmak mı?
A EGP é irrelevante, entendes?
YIK'dan kime ne?
Acabaram-se as tretas sobre virar o rabinho para apanhar com ela ou outras perversidades que a EGP obrigou a fazer por uma razão qualquer.
Ayrıca YIK'nın önünde domalmaktan ya da her nedense size yaptırdığı diğer pis işlerden bahsetmek de yok.
Um gestor da EGP dá-me saída precária, se libertar os reféns e acabar com isto.
YIK'nın başkanı, rehineleri salıverip isyanı bitirirsem bana izin verecek.
Achas que me importo com os custos para a EGP?
YIK'nin alt sınırı sikimde mi sence?
A EGP não foi envolvida até ao momento.
Şu anda YIK'nin bir yaptırımı yok.
Porque... na área da saúde existe um bando de bebés chorões.
Çünkü... YİK ( yiyecek ve ilaç kurumu ) bir grup zırlayan bebekten oluşuyor.
Inspector heróico, Fong Yik Wei leva com balas para salvar uma vida.
Kahretsin!
Estes são os meu colegas, Chan Chun e Fong Yik Wei
Bunlar meslektaşlarım Chan Chun ve Fong Yik Wei. Siz...?
O CJC e os Narcóticos estão a trabalhar numa investigação a uma rede de laboratórios de anfetaminas...
YİK meth laboratuarları davasında ilerleme kat etmek için narkotik ile birlikte çalışıyor.
Trabalhou o seu caminho até ser promovido para o CJC.
Kriminal Suçlar bölümünden YİK'e yükselmişsin.
Porque sei o que o CJC significa para ti.
Çünkü YİK'in sana bir şeyler ifade ettiğini biliyorum.
Veja, quando a Naz estiver oficialmente fora da lista, vai ter que procurar um substituto mais permanente aqui no CJC e gostava de ser considerado para essa posição.
Naz tamamen görevden alınınca burada YİK'te daha kalıcı bir kumandan arayacaksınız ve ben de o iş için dikkate alınmak istiyorum.
A Naz fez coisas muito boas com o CJC.
Naz YİK'e çok şey kattı.
Acho que o Agente Boyle poderia ajudar-nos muito na função de líder no CJC.
Bence Ajan Boyle YİK'te liderlik rolünde iyi iş çıkarabilir.
Por alguma razão, queriam-me no CJC, certo?
Her nedense beni YİK'e yerleştirmek istediniz değil mi?
E se me querem no CJC, vão querer que ela fique livre assim como querem que eu fique.
Ve eğer beni YİK'te istiyorsanız beni ne kadar istiyorsanız onun da özgür olmasını o kadar istersiniz.
Bem, então terei que descobrir uma maneira para que sejas demitido do CJC.
O zaman seni YİK'ten kovdurmanın bir yolunu bulmalıyım.
Tenho todos os agentes deste prédio a perguntarem-me se também podem participar, e Washington ligou para me contar que o CJC não está autorizado para apenas caçar fugitivos.
Binadaki bütün ajanlar bu ava katılmak istediğini söyledi. ... ve Washington'dan aradılar YİK'in kaçak avcısı profiline uymadığını söylediler.
Sim.
Ayrıca YIK'nin avukatları bütçeyi artırmayı kabul etmektense sözleşme ihlali davası açarlar. Evet.