English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Yurt

Yurt translate Turkish

1,105 parallel translation
O seu trabalho no atelier permite-lhe viajar muito, n'est ce pas?
Moda evinde çalışıyor ve sık sık... yurt dışına gidiyordunuz, n'est-ce pas / i değil mi?
Eu nasci no Consórcio Russo... mas passei a maioria da minha vida numa escola no exterior.
Rusya Federasyonu'nda doğdum. Ama hayatımın çoğunu yurt dışında okumakla geçirdim.
Para combater as saudades de casa, temos um dispositivo que as faz rodar da correcta forma americana.
Yurt özlemini gidermek için Amerika'daki gibi akmasını sağlayan bir aletimiz var.
A pobreza! As injustiças sociais! O domínio estrangeiro da nossa indústria!
Fakirlik, sosyal eşitsizlik endüstrilerimize yapılan yurt dışı müdahaleler bitecek.
Sempre foste. Inteligente o suficiente para saberes que amanhã vou viajar.
Yarın yurt dışında olacağımı biliyorsun.
A Emily quer impedir-me de viajar.
- Yurt dışına gideceğimi biliyor.
E eu recebo a autorização de saída e nada de acusações.
Karşılığında da dokunulmazlık ve yurt dışına çıkma izni istiyorum.
Os livros estavam numa língua estrangeira e os anteriores ocupantes tinham-se mudado para o estrangeiro, por isso podia ficar com eles.
Kitaplar yabancı dildeydi evin eski sahipleri yurt dışına taşınmıştı, o yüzden kitaplar artık benimdi.
- Crianças que estão apadrinhadas ou têm parentes no exterior.
Yurt dışında desteklenen ya da herhangi bir akrabaları bulunan çocuklar.
Depois, acordei no carro, no estacionamento do dormitório.
Ve yurt otoparkında, arabamın içinde uyandım daha sonra.
Julguei que os filhos dos diplomatas tinham uma imagem a manter.
Yurt Dışı Hizmet veletlerinin desteklenesi bir görünümleri var sanıyordum.
Há alguma relação entre o cometa e o regresso das tropas americanas do estrangeiro?
Kuyrukluyıldız ile yurt dışındaki Amerikan askerlerinin geri çağrılması arasında bir bağlantı var mı?
Achámos prudente tê-las disponíveis, devido a questões de segurança interna.
Yurt dışındaki erkek ve kadın askeri personelimiz geri geliyorlar çünkü iç güvenlik açısından burada bulunmalarını uygun gördük.
O meu pai vai estar fora do país?
- Babam yurt dışına mı çıkıyor?
A presença militar americana no estrangeiro foi hoje abalada por uma bomba...
Yurt dışındaki USA askeri birliğindeki barakalarda bugün bir bomba patladı.
Transferiu os fundos para uma conta nas Caraíbas.
Bütün parasını yurt dışında bir bankaya yatırdı.
Sorte que estou no país.
Şansına yurt dışında değildim.
A verdade é que eu só admito isto porque estás de saída.
Bunu sana yurt dışına çıkacağın için itiraf ediyorum.
Porque não é uma espelunca, é um dormitório.
Harabe değil, yurt.
Os Universitários : ainda em condicional devido a praxe letal.
Ayrıca Yurt Çocukları hala yurda kabul şakalarıyla adam öldürmekten gözetim altındalar.
Já deve estar longe - com o dinheiro.
Muhtemelen parayı alıp çoktan yurt dışına kaçmıştır.
Aqui a Melanie ou melhor, o meu atendedor.
Birkaç haftalığına yurt dışına çıkıyorum.
Os líderes revolucionários fugiram para o estrangeiro.
Devrim liderleri yurt dışına çıktı.
Já falámos deste assunto.
Daha önce de yurt dışına çıkmıştık.
Nem acredito que vou viajar no Verão.
Vay be, yazin yurt disina gidiyorum.
"Os Judeus criaram uma guerra pela pátria." É irónico.
`Yahudilerin yurt istekleri artıyor'ironik.
Depois de tudo o que aconteceu durante os últimos 10 anos eu não condeno os Judeus por quererem uma pátria.
Son 10 yılda olanlardan sonra, Yahudileri, kendilerine yurt aradıkları için suçlayamam.
Regras do dormitório.
Yurt kuralları.
Não deveríamos chamar o porteiro ou os serviços domésticos?
Çocuklar, yurt amirini ya da bina hizmetlerinden birini mi çağırsak?
Entregarei o caso ao departamento de alojamento para te mudarem.
Bunu yurt idaresine bildirip başka yere taşınmanı sağlayacağım.
Primeiro alteraram as normas.
Önce yurt kurallarını değiştirdiler.
Aumentarás a popularidade, e ganharemos uma nova casa.
Daha büyük bir güç olursun... Bir yurt kazanırız...
Durante séculos, vaguearam pela zona da actual Turquia, em busca de novas terras de pastoreio.
Yüz yıllar boyunca, bugünkü Türkiye sınırları içerisinde kendilerine yurt aradılar.
Estamos reunidos em nome do Santíssimo... o Supremo Senhor da Terra.
Burada, en kutsi varlığımız, Yurt anayasası adına toplanmış bulunuyoruz
O Supemo Senhor da Terra.
Yurt anayasası.
Quando ficaram independentes e fugiram de nosso sistema... ninguém acreditou na sobrevivência deles.
Bağımsızlıklarını ilan edip, yurt sistemlerimizden kaçtıklarında, kimse hayatta kalacaklarına ihtimal vermemişti. Ama işte buradalar ve dokuz yüz devre sonra hala Barış Muhafızlarından nefret ediyorlar.
Eu dirigo o departamente de noticias estrangeiras.
Ben yurt dışı haber bölümünde çalışıyorum.
Nem acredito que vou viajar no Verão.
Vay be, yazın yurt dışına gidiyorum.
Nunca saí do país.
Hiç yurt dışına gitmedim.
Nos EUA, arrecadou cerca de 171 milhões de dólares... que é uma quantia enorme, e cerca de 27O milhões no exterior.
Yurt içinde yakIaşık 1 71 miIyon doIar yaptı. Bu büyük bir rakam.
Ou seja, arrecadou 45O milhões.
Ve yurt dışında yakIaşık 270 miIyon, topIam 450 miIyon doIar kadar oIdu.
Eu estive fora do país a maior parte da tua infância.
Çocukluğun boyunca ben hep yurt dışındaydım.
Aquele quarto está amaldiçoado.
- O yurt lanetli. - Kızın ailesinin evi bu mu?
Sim. Eu estava perto da residencia nessa noite.
Evet, o gece yurt yakınındaydım.
Isto é um dormitório?
Burası yurt mu?
Ver a Rory ali, num quarto de estudantes, numa aula...
Rory'yi yurt odasında ve sınıfta görmek harikaydı.
Os mails foram enviados de um quarto de dormitório da Universidade em Las Cruces
Las Cruces, New Mexico daki bir üniversitenin yurt odasından gönderilmiş.
Mas vive no exterior..
Fakat yurt dışında yaşıyor.
Os médicos mandaram-na para fora.
Doktorlar onu yurt disina gönderdi.
- Agora me sinto pior ainda.
- Burası bir yurt. - Şuna bak, daha kötü oldum.
Ele deportou as pessoas para os campos.
İnsanları yurt dışına kamplara sürdü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]