Translate.vc / Portuguese → Turkish / Zachariah
Zachariah translate Turkish
115 parallel translation
Ele tencionava usar as 26 letras até Zachariah, mas olhou bem para o Gideon e, ao cortar uma árvore, ela caiu-lhe em cima.
Zachariah'a kadar tüm 26 harfi de kullanacaktı ama Gideon'a baktı ve gidip, ağacın birini kendi üzerine kesti.
Zachariah!
Zachariah!
Devorah, Zachariah!
Devorah, Zachariah!
Adeus, Zachariah.
Güle güle, Zachariah.
Zachariah Artenstein e os combatentes viveram no Gueto e continuaram a lutar durante meses.
Zachariah Artenstein ve grubu Getto'da yaşadılar. Savaşmaya aylarca devam ettiler.
Zachariah.
Zachariah.
Zachariah, bem.
Zachariah, canım.
és um anjo, não és? O meu nome é Zachariah.
Ben Zachariah.
Sou o Zachariah.
Ben Zachariah.
- O meu nome é Zachariah.
- Ben Zachariah.
Jesus, como se chamava o filho de Zacarias?
Söylesene, Jesus. Zachariah'ın oğlunun adı neydi?
Mora lá o lenhador Zacariah.
Baltalı Zachariah orada yaşar.
- Quem é o Zacariah?
Zachariah da kim?
- Não há Zacariah nenhum.
Zachariah diye bir şey yok.
Esse Zacariah tem alguma coisa que ver com o "grupo do Z"?
Zachariah'nın Z Çetesi ile bir ilgisi var mı?
Sim, consegui... a história do Zacariah, o lenhador maluco, que vive nesta floresta.
Öğrendim. Ormanda yaşayan çılgın Baltalı Zachariah'nın hikayesini öğrendim.
- E Zachariah?
- Peki ya Zachariah?
Quem é o Zachariah?
Zachariah kim?
- O Zachariah.
- Zachariah.
Veja, a questão é que, já ouviu falar do Zachariah.
Asıl mesele şu ki, Zachariah'ı duydun.
Sabe quem é o Zachariah, e tem medo do Zachariah.
Zachariah'nın kim olduğunu biliyorsun ve ondan korkuyorsun.
Fala-me mais sobre o Zachariah.
Bana Zachariah'ı anlat.
O Zachariah e o "grupo do Z".
Zachariah ve Z Çetesi.
Portanto, conta-me mais sobre o Zachariah.
Zachariah'ı anlatacaktın.
O Zachariah era lenhador...
Zachariah bir oduncuydu.
O Zachariah estava tão furioso por eles por ter sido abandonado, que cortou o próprio braço para se libertar. Então voltou para o acampamento de lenhadores e despedaçou até à morte todos os companheiros de trabalho, depois cortou-os e pendurou-lhes as cabeças nas árvores.
Zachariah, onu bıraktıkları için o kadar öfkeliydi ki kendini kurtarmak için kolunu kesti sonra kamp yerine geri döndü ve tüm iş arkadaşlarını ölümüne doğradı sonra onları parçalara ayırıp, kafalarını ağaçlara astı.
O Zachariah é tipo o nosso líder.
Zachariah, liderimizdir.
Cassie, sabes que o Zachariah não existe.
Cassie, Zachariah'nın gerçek olmadığını biliyorsun.
Muito bem, como... como é que o Zachariah te fala dos seus desejos?
Peki. Zachariah isteklerini sana nasıl iletiyor?
Todos sabem do Zachariah, sim?
- Hepiniz Zachariah'ı biliyorsunuz, değil mi?
O Zachariah não me mete medo.
Zachariah beni korkutmuyor.
Então todos sabem sobre a terrível noite em que o Zachariah desfez os seus antigos amigos em pedaços, sim?
Zachariah'nın eski arkadaşlarını parçalara ayırdığıı o korkunç geceyi hepiniz biliyorsunuz, değil mi?
E queimaram o Zachariah vivo.
Ve Zachariah'ı canlı canlı yaktılar.
E enquanto as chamas lhe derretiam a pele do corpo, o Zachariah não gritou.
Alevler derisini yakarak eritirken Zachariah çığlık atmadı.
E fez um voto solene que sempre que alguém praticar o mal nesta floresta, se chamarmos o nome do Zachariah três vezes, e marcarmos o chão com um "Z," ele erguer-se-á do túmulo e levá-los-á.
Her ne zaman biri bu ormanda bir kötülük yaparsa Zachariah'nın adını üç kere söylersen ve yere "Z" çizersen, mezarından kalkıp onu alacak.
E se o pecador não confessar os seus pecados, se não se arrepender, então o Zachariah levá-lo-á consigo para o seu covil medonho, para sofrer com ele na escuridão para toda a eternidade.
Ve eğer günahkâr suçunu itiraf etmezse, eğer pişman olmazsa Zachariah onu dipsiz karanlıkta, sonsuza dek kendisiyle acı çekmeleri için korkunç mabedine sürükleyecek.
Mas alguém aqui está disposto a chamar o nome do Zachariah?
Ama Zachariah'nın adını söylemek isteyecek kimse var mı?
Mantinhas os miúdos na ordem com mensagens do Zachariah, e mantinhas o Maclean na linha através de chantagem.
Zachariah'dan mesajlarla çocukları hizaya sokuyordun şantajla da Maclean'i.
E tentei calá-lo com uma mensagem do Zachariah.
Her şeyi mahvetmekle tehdit etti. Zachariah'dan bir mesajla onu susturmaya çalıştım...
Foste o primeiro a mencionar a história do Zachariah, e estás nesta escola há mais tempo que qualquer outro, e sem desejo de sair.
Zachariah'nın hikayesini ilk ortaya çıkaran sendin ve herkesden daha uzun süredir bu okuldasın gitme isteğin de yoktu.
Todos os outros estavam com medo que estivesse a invocar o Zachariah, mas tu... ... tu estavas desdenhoso e cínico.
Zachariah'dan bahsettiğimde herkes korkmuştu ama sen, küçümseyici ve alaycıydın.
- Sou o Zachariah.
- Ben Zachariah.
De certeza que ainda te lembras de o Zachariah te ter dado cancro do estômago.
Eminim Zachariah'ın seni mide kanseri yaptığını hatırlıyorsundur.
Zacarias.
Zachariah.
- Foi o Zacarias?
Zachariah mı?
Não podem dizer "sim" ao Miguel e ao Lúcifer se estiverem mortos, portanto o Zacarias precisa de vos devolver aos vossos corpos.
Ölüyken Michael'a ve Lucifer'e evet diyemezsiniz. Zachariah sizi bedenlerinize geri gönderecek.
Onde está o Zacarias?
Zachariah nerede?
- É o Zacarias, certo? - Sim.
- Sen Zachariah'sın, değil mi?
- Merda, Zacarias.
Kahretsin, Zachariah.
- O Zachariah obrigou-te a fazê-lo?
Zachariah mı seni zorladı?
Como é que o Zacarias te encontrou?
Zachariah seni nasıl bulmuş?