English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Zara

Zara translate Turkish

146 parallel translation
Miserável, Joguei aos dados minha vida, e suportarei o acaso do jogo.
Sefil, ben bir zara hayatımı koymuşum, bahtıma ne çıkarsa razıyım.
Vem, não dói.
Haydi, zara vermez.
Estamos a aproximar-nos da membrana, senhor.
Zara yaklaşıyoruz. - Patlamaya kalan zaman.
Se é destrutivo para os seus circuitos, então, naturalmente, abandone.
Orası devrelerinize zara veriyorsa gezegeni terk etmelisiniz.
Fiquem ligados depois desta mensagem para o programa de fecho da Zara sobre o guerreiro do Centar.
'Zara'nın bu mesajdan hemen sonraki programı için bu kanalda kalın 'Haftanın Savaşçısı.'
Quero que a Zara o entreviste para a nossa próxima transmissão.
Gelecek yayınımız için Zara'nın seninle röportaj yapmasını istiyorum.
Eu penso que o Samurai Assassino foi instruído por alguém para me magoar.
Sanırım o katil samuray bana zara vermek için... biri tarafından tutulmuş olmalı
Tanto me envergonhei de reconhecê-Io que agora estou soldado a ele!
Ona oğlum demekten kızara bozara öyle pişkinleştim ki.
Não estragámos nada.
Hiçbir şeye zara vermedik.
Depois do duque renunciar a fortuna e salvar Lady Zara...
Dük servetini bırakır ve Lady Zara'yı kurtarır...
Não incluíste a parte em que Lady Zara sucumbe ao rival do duque.
Lady Zara'nın Dük'ün rakibine yenildiği yerde kalmıştın.
Não lhe faça mal.
Ona zara gelmesini istemiyorum.
Eles nunca te fariam mal, Fletcher.
Onlar sana zara vermez, Fletcher. Sen onların avukatısın.
Pode produzir uma réplica, Santo Deus!
Size zara verebilir. Tanrım!
Parece que não perfurou a dura.
Görünen o ki, zara zarar vermemişsiniz.
A minha mãe diz que são verm... verm...
Annem diyor ki bunlar zara... zarar...
Ele sai ileso.
Ona zara verilemez.
- Não me faças mal!
Bana zara verme!
Era a única que estava mais perto da dura-máter.
Dış zara yaklaşan bir tek bendim.
Fará-o por toda a outra gente a que lhe causou dano, e todas as outras vistas que destruiu, incluindo a tua.
Zara verdiği bütün o insanlardan dolayı yanacak, mahvettiği bütün hayatlardan dolayı, seninki de dâhil.
Mas Seven afirmou que eles estão bem.
Hayır. Ama zara görmediklerine dair, Seven güvence verdi.
Vou caçá-la na câmara externa.
Onu dış zara kadar takip edeceğim.
Não pode me fazer mais mal.
Ve bana artık zara veremez.
"E Judá gerou, o Tamar, a Perez e a Zerá."
Judas, Thamar'dan doğan Phares ve Zara'nın babasıydı.
Não serão feridos se colaborarem. Saiam de warp.
İş birliği yapıp zara görmek istemiyorsanız, Warp'tan çıkın.
Nessa altura a nossa pele torna-se uma membrana semi-permeável, que permite a passagem de material genético.
O haldeyken, derimiz genetik madde geçirgenliğine açık yarıgeçirgen bir zara dönüşür.
No te preocupes, não deixarei que esse homem te prejudique.
Sakın merak etme o acımasız adamın sana zara vermesine izin vermeyeceğim. Senin kim olduğunu ve nasıl bir oyun oynadığını bilmiyorum... ama bana yeterince sorun çıkardın. Dinle!
Não vou fazer-te mal.
Sana zara vermeyeceğim.
Isto fragmentou-lhe o crânio e os fragmentos danificaram-lhe as artérias temporais e incrustaram-se no cérebro.
Bu da kafatasını parçalayarak, beyindeki damarlara zara vermiş.
O nosso Walt está com sorte.
Zenginliğimiz bir zara bağlı! Haydi.
Primeiro de tudo, beber causa náuseas, e magoa o seu estômago.
Öncelikle içki içmek bulantı yapar ve midene zara verir.
Como está a Zahraa?
Zara nasıl?
Limitamo-nos a aceitar aquilo que sucedeu à Zahraa?
Zara'ya olanı kabul mü etmeliyiz?
E mandas-me fazer isto por Zahraa, apenas para encontrar a tal mulher que amas?
Bunu Zara için yapmamı söyleyen, fakat bunu sadece sevdiğin kadını bulabilmen için yapan biri mi?
E com lesão no nervo.
Ve sinirler zara görmüş.
Malta, arranjem-me manteiga e uma serra de tornear.
Hey, millet, yarım kilo tereyağı ve hızara ihtiyacım var.
Preferia ir à Zara.
Topshop'a gitmeyi yeğlerim.
Não é o tipo de manto que se encontra na Zara, sabes?
Peki, bu Nordstrom bulmak elbise tür değil, biliyorsun.
E dou-te a minha palavra, que ele não é capaz de aleijar ninguém.
söz veriyorum, O birine zara verebilecek birisi değil.
"Magoar alguém é o mesmo que a mim mesmo. E como isso me vai ajudar?"
"Başkasına zara vermek kendime vermek demektir, bu beni nasıl daha iyi yapar?"
mas eu não consigo mentir à mãe... da mesma maneira que tu!
Özür dilerim, Zara. Ama annene senin söylediğin gibi kolayca yalan söyleyemem.
Olha Zara!
Bak, Zara.
Zahra!
Zara, döndüler!
Faz um par simpático com Zahra...
Zara ile iyi bir çift olurlar.
Zahra!
Zara.
Zahra! Ismat.
Zara.
Neelix, que se passa?
Bazı bölgesel toz yumruları. Herhangi bir zara verebileceklerini görmüyorum.
Eu nunca te magoaria.
Sana asla zara vermem.
Sim?
- Bence o iyi şeylere zara vermiş... gerçek zarar.. - Öyle mi, neden?
Onde está a Zara?
Zara nerede?
Não é a razão verdadeira porque não gostas dele!
- Haydi, Zara. Neden istemediğini ikimiz de biliyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]