English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Zelena

Zelena translate Turkish

319 parallel translation
- Chamo-me Zelena.
Çok fazla anne adayıyla karşılaştım.
Pode tratar-me por Zelena.
Bana Zelena diyebilirsin.
Zelena?
- Zelena'ya ne dersin?
Independentemente do que sintas no interior, Zelena, lembra-te de estar sempre no teu melhor.
İçimizde ne fırtınalar koparsa kopsun, Zelena, yüzümüzde en iyi ifade olmalı, unutma. Biliyorum, baba.
- Não és nossa filha, Zelena.
- Sen bizim çocuğumuz değilsin, Zelena.
Vou manter a raiva, ao menos até confrontar a Zelena.
Ben öfkeyle devam edeceğim. En azından Zelena'yla hesaplaşana kadar.
A Zelena ainda anda por aí.
Zelena hala dışarıda.
Não interessa se é tua irmã ou não, a Zelena quer-te morta.
Zelena'nın senin kardeşin olup olmaması önemli değil. - Ölmeni istiyor.
Chamo-me Zelena... a primogénita dela.
- Adım Zelena. İlk çocuğuyum.
A Zelena é minha irmã.
Zelena benim kardeşim.
Depois da ameaça da Zelena, decidi patrulhar a floresta, para o caso de ela decidir construir um exército de símios.
Zelena'nın tehdidinden sonra, maymunlardan ordu kuruyor olması ihtimaline karşı ormanda devriye gezmeye karar verdim.
É sobre a Zelena.
Zelena'dan bahsediyormuş.
Estamos livres!
- Ortalık temiz! - Zelena'dan iz yok!
Não há sinal da Zelena.
Görünüşe göre Gold'u hala sığınakta tutuyor.
A Zelena manda uma mensagem.
Zelena bir mesaj yolladı.
- Ela não merece tê-lo como professor!
- Bir öğretmen olarak seni hak etmiyor! - Dikkatli ol, Zelena!
- Cuidado, Zelena! O que costumava dizer-te o teu pai?
Baban her zaman sana ne derdi?
Se queres lutar com alguém, Zelena, luta comigo.
Eğer biriyle dövüşmek istiyorsan, benimle dövüş Zelena.
Parece que a Zelena queria o meu coração.
Görünüşe göre Zelena kalbimi istiyormuş.
Tinha que descobrir o que eu tinha e a Zelena não.
- Zelena'da olmayan tek şeyi bulmam gerek.
Desde o confronto entre a Regina e a Bruxa Malvada, que nunca mais vimos a Zelena e o Gold.
Regina'yla Lanetli Cadı arasındaki hesaplaşmadan beri ne Zelena'yı ne de Gold'u gördük.
Não devíamos concentrar-nos no próximo passo dela?
Zelena'nın bir sonraki hamlesine odaklanmamız gerekmez mi?
Um que não pode ser desfeito com magia de sangue, o que significa que a Zelena não conseguirá meter as mãos nesta criança.
Bu seferki kan büyüsüyle bozulmayacak türden. Yani Zelena'nın elleri bu bebeğe uzanamayacak.
- Não vou aceitar nada. Tenho de aprender a usar magia para derrotar a Zelena e certificar que todos ficam bem.
Zelena'yı yenip herkesin güvende olduğundan emin olmak için öğrenmeliyim.
A maldição da Zelena não deve ter chegado tão longe.
Zelena'nın laneti oraya kadar erişememiştir.
Zelena, apresento-te o David.
Zelena, bu David.
- David. Igualmente, Zelena.
Seninle tanışmak da güzeldi, Zelena.
Lembra-te o que a Zelena disse...
Zelena'nın dediklerini hatırla. Dinlenmen gerek.
- Zelena.
- Zelena.
Onde está a Zelena?
- Zelena nerede?
É a Zelena.
- Konu Zelena.
O meu filho pode estar morto, mas deu a sua vida para... eu poder dizer à Salvadora... quem és na realidade, Zelena.
Oğlum ölmüş olabilir ama hayatını, ben Kurtarıcı'ya senin kim olduğunu söyleyebileyim diye feda etti, Zelena.
Podes controlar-me... mas acabou, Zelena.
Belki beni kontrol edebilirsin. Ama her şey bitti, Zelena.
Tenho tentado corresponder os ingredientes que a Zelena recolheu a seja qual for o feitiço que pretende lançar.
Bir süredir Zelena'nın yapmayı planladığı laneti bulmak için toparladığı malzemeleri içeren büyüyü arıyordum.
Esta manhã a Zelena passou por aqui.
- Bu sabah Zelena uğradı.
Uma irmã. A Zelena.
Bir kız kardeş.
- O plano da Zelena.
- Zelena'nın planını.
O que fizeste à Zelena?
Zelena'ya ne yaptın?
Se quisermos parar a Zelena, temos que saber o que raios está a fazer e porquê.
Eğer Zelena'yı durdurmak istiyorsak ne yaptığını ve neden yaptığını bilmek zorundayız!
Estás a dizer que se não fosse a mãe da Neve... a Cora tinha ficado com a Zelena?
Yani demek istediğin, eğer Pamuk'un annesi olmasaydı Cora Zelena'yı terk etmeyecekti.
Então quer dizer... que a Zelena vai voltar para matar a minha mãe.
- Zelena annemi öldürmek için geri dönecek demek.
A Zelena deu-se a muito trabalho para se aproximar do bebé.
Zelena doğmamış bebeğimize yakın olabilmek için çok uğraştı.
- A Zelena não vai vencer.
Zelena kazanamayacak.
perdi o teu coração para a Zelena, ao meu cuidado, mas prometo... que vou recuperá-lo.
Kalbiniz benim gözetimimdeyken Zelena'nın eline geçti. Ama size söz veriyorum onu geri alacağım.
Eu era parteira. - A sério?
Adım Zelena.
- Ouviram a Zelena.
Hayır, Zelena'yı duydunuz.
Porque a Zelena tem o Gold do lado dela.
Çünkü Gold, Zelena'nın tarafında.
Viste a Zelena.
Zelena'yı gördün.
Zelena?
Zelena?
É a Zelena.
- Zelena.
Ela não queria abandonar a Zelena.
Zelena'dan vazgeçmek istemedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]