Translate.vc / Portuguese → Turkish / Zen
Zen translate Turkish
487 parallel translation
Trouxe estas flores porque...
Bu çiçekleri "getürdüm" çünkü "zen"...
Estás a fazer uma daquelas dietas Zen?
Yoksa şu Zen diyetlerinden mi yapıyorsun?
Estou grato por este sucesso desde que saí de lá
General Zen'ne hizmet etmekten çok memnunum. Rütbem ve kıdemim artıkça arttı.
Homens Geral Tsengin disse que o governador Ma a rumores de passagem
General Zen'nin adamları diyor ki ;... Vali Ma hakkında bazı dedikodular varmış.
O vosso pedido será negado
General Zen bu meseleyi halledecek...
Só depois de cumprido este dever, o seu veredicto será prenunciado
Şimdi herkes kendi işine baksın ve Zen'nin kararını beklesin
Uma carta oficial de Tsengin Senhor
General Zen'den bir mektup var
Para tornar isto claro este homem é culpados dos seus crimes mas também o sangue de seu irmão. É um crime sério!
General Zen'e göre suçlu sadece bir kraliyet muhafızını öldürmedi, ayrıca kendi can kardeşini de öldürdü!
Se Tseng é desse jeito, nós seguir o seu conselho
General Zen böyle diyorsa bu şekilde olmalı
O xerife é um pre...
Hey, şerif bir zen...
Não! Diabos me levem! O xerife é um pre...
Hayır, hayır, kahretsin, şerif bir zen...
Para um mestre zen a espada não serve para aniquilar outros seres humanos mas a sua própria ganância, raiva e insensatez.
Bir Zen ustası için kılıç diğer insanoğullarını öldürmek için değil kendi açgözlülüğünü, öfkeni ve aptallığını öldürmek içindir.
Ele irá provavelmente...
Muhtemelen Zen odasında olacak.
É tão... tão zen, tão vazio!
Zen diyesim geliyor, çok boş.
O filósofo Zen, Basho, disse uma vez :
Zen düşünürü Basho şöyle demiş :
Lamento, mas ela é budista Zen, e como não é budista Zen, não lhe pode dar a bênção.
- Kusura bakma peder. O Zen Budist'tir. Zen Budist değilsiniz.
Somos especialistas em budistas Zen.
Özelliğimiz Zen Budist'leri takdis etmektir.
O Zen não é para rir.
Zen gülünesi bir konu değildir.
- A história do Zen. Dar o maior dos dons à mais humilde das criaturas.
- Zen'in tarihinde yaratıkların en aşağılığına, en büyük armağanı vermek vardır.
Zen.
- Zen.
A tua casa vai ter um aspecto muito Zen agora.
Şimdi evin bayağı Zen görünecek.
- És... rica?
- Zen-gin misin?
Pode poupar-me desses'zen'de combate?
Şu savaşçı Zen felsefesine son verir misin?
Então dá-me a morada desse Mestre de Zen.
Tamam, öyleyse bana şu Zen ustasının adresini ver.
Zen... Tens três minutos com ela! Deixa-a viva.
Zed, onunla üç dakikan var,... ama hayatta kalsın.
Gwok Zen-fung, Wong Chi-leung, Wong Gwok-leung, Wong Gwai-hung
( Anladım! ) Oyuncular : Gwok Zen-fung, Wong Gwok-leung, Wong Gwai-hung falan..
Ouve lá, guerreiro Samurai Zen dum raio!
Dinle beni, seni samuraylarla bozmuş manyak Zen savaşçısı!
Aderir ao zen.
Tüm şu Zen olayı ile ilgileneceğim.
Que Zen.
Zen davranışı.
Eu passei. Foi considerado e rejeitado.
Tasarımcılardan biri burası için "Zen usulü çıplak yüzme sanatı" dedi.
Se não te relaxares, o teu fisioterapeuta vai-te matar.
Zen'lemezsen fizik tedavi uzmanının elinde mortu çekersin.
Muito Zen.
Çok Zen.
Dou-te uma desculpa para voltares, Zen Meister, está bem?
Bunu özür olarak kabul et Zen Meister, tamam mı?
Desde o início, soube que a Eurisko ia crescer, não através das estruturas tradicionais ocidentais, mas através de doutrinas Zen e de outras filosofias orientais.
Başından beri, Eurisko'nun büyüyeceğini biliyordum. Büyüme sadece batı tarzı binalarla değil, işe aldığımız Zen inancına sahip kişilerle ve diğer doğulu filozoflarla da olacak.
O teu presente é uma demonstração de arco e flecha Zen.
Hediyen bir Zen okçuluğu gösterisi.
Chama-se bolling Zen.
Buna Zen bowlingi deniyor.
Vou escrever um livro : "Zen e a arte de cultivar tomates"
Bir kitap yazacağım : "Zen ve domates yetiştirme sanatı",...
Zen e a Arte de Manutenção de Motocicletas
Zen ve Motorsiklet Bakimi Sanati
Se isto é alguma alegoria Zen sobre canetas que não são canetas... ... e secretárias que não o são, não estou com disposição para isso.
Jimmy, eğer bu kalemlerin kalem olmadığı ve masaların masa olmadığı ile ilgili bir Zen hikayesi ise, bu ruh halinde değilim.
Radioso, fresco, louco pesadelo Zen New Jersey nenhures
PArlAk güzel, çılgın kAbus Zen New Jersey hiçbir yerde
Muito "zen".
Çok Zen.
"vou para um mosteiro Zen curtir um pouco."
"zen manastırına gidip takılacağım" demiyor.
Rin pyou tou sha kai jin retsu zai zen!
Rin pyou tou sha kai jin retsu zai zen!
- Eu sei o que os Budistas diriam.
- Zen ustaları ne derdi biliyorum.
Zen.
Zen!
Tens de ser mais Zen com isto, percebes?
Lucy, sakin olman gerekiyor.
O meu professor de Zen disse-me uma vez que não havia nada como o ioga para acalmar uma mente ocupada.
Zen öğretmenim bana hiçbir şeyin, zihni yoga gibi boşaltamadığını söylemişti.
O meu professor de Zen também disse que o único caminho para a plena felicidade é viver no momento e não nos preocuparmos com o futuro.
Zen öğretmenim bana ayrıca, mutluluğa giden tek yolun anı yaşamak ve gelecek için endişelenmemek olduğunu söylerdi.
Você curte zen?
Zen'le ilgileniyor musun?
- A quem, a este mestre Zen do surf?
Sörf ustasını mı?
Então eu disse ao jardineiro : " Yoshi, eu não quero um jardim Zen no meu quintal.
Bahçıvana, " evimin arkasında Zen Bahçesi istemiyorum.