Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ziti
Ziti translate Turkish
42 parallel translation
Estava na vidinha dele, a comer ziti al forno.
İşleriyle kafası meşgulmüş. Fırınlanmış balık yiyormuş.
Era o prato favorito do Michael, ziti com molho, e pensava fazer pimentos assados... e depois ir pôr feijões com azeite e alho.
Michael'ın en sevdiği yemekti. Et suyunda makarna yapıyordum. Ateşte kırmızı biber közleyip zeytinyağlı ve sarmısaklı taze fasulyeyle sunma niyetindeydim.
E estou num restaurante a comer Ziti.
Küçük bir lokantada penne makarna yiyorum.
Por causa do Ziti.
- Penne, değil mi?
Dá cá os pijamas, por favor.
Anne, bana pijamaları getir, lütfen. Vede ziti'yi.
Sou louco pelo seu ziti.
Fırındaki makarnana dayanamıyorum.
Há algum mandamento que proíba comer ziti?
Makarna yemek günah mı?
Havia ziti, mas foi todo comido.
Vardı ama bitti.
Espero vê-la na festa do Anthony Jr. com o seu ziti assado.
"Ziti" pişir de Anthony Jr.'ın partisine gel.
E agora? Já não vai haver a porcaria do ziti?
Ne o? "Ziti" yok mu şimdi?
- Conseguia fazer ziti na tua cabeça.
- Kafanda yumurta pişirebilirim.
Dá-lhe cinco caixas de ziti.
Ona beş bin dolarlık fiş ver.
- Cerca de 45 caixas de ziti.
- Yaklaşık kırk beş bin.
Fiz-te o ziti com as salsichas doces de que tanto gostas.
Tatlı sosisli "ziti" yaptım.
Também estás na patrulha do Ziti?
- Sen de mi Makarna Nöbeti'ndesin?
- Ziti.
Boncuk makarna.
Vou fazer "ziti" para o jantar.
Yemek için makarna yapıyorum.
Vais arriscar a vida por uma taça de massa torcida?
Bir kase Ziti için hayatını tehlikeye mi atacaksın?
Tenho que levar o "Ziti" lá para fora.
Lazanyayı fırından çıkarmam gerek.
Esta massa cheira muito bem.
Ziti harika kokuyor.
- Cá está ele. É um cogumelo recheado com ziti.
İçi doldurulmuş mantarlar.
Mas se tiver uma base de queijo, como ziti, pelo menos põe de molho.
Ama en azından içerisinde peynir bulunan Ziti * gibi şeyleri hemen bir sudan geçirsen iyi olur.
Também temos ziti, fusilli... Ou se não gostar desses, Mama te faz um especial.
Ayrıca çizgili ve burgu çeşidimiz var, eğer bunları beğenmediysen annem sana özel bir tane yapar.
- Macarrão cozido.
- Fırında ziti.
Queres um pedaço do meu ziti?
Ziti'mden bir parça yemek istermisin?
Um monte de velhotes agora, a armar aos gângsteres para poderem vender ziti e cannolis aos turistas.
O bir avuç yaşlı dostun şimdi ezik gangsterleri oynuyorlar. Yani turistlere italyan makarnası ve italyan tatlısı satıyorlar.
Sim, acabei de me lembrar que... ainda temos macarronada.
Senin müjden ne? Evet, şimdi aklıma geldi, yemekte pişmiş ziti yapacağım.
Espero que o teu marido goste de macarrão assado.
Kocan ziti seviyor olsa bari.
Nunca vamos saber se o teu marido gosta de macarrão assado.
Kocan ziti seviyor mu öğrenemedin.
Não, é uma receita de ziti assado.
Hayır, bu soslu makarna tarifi.
O senhor vai comer a ziti, vai apreciá-la, e vai crescer. Está bem.
Bu makarnayı yiyeceksiniz ve değer bileceksiniz olgunlaşacaksınız.
- O ziti?
- Ziti mi?
É o famoso "Delfino Ziti".
Meşhur Delfino zitisi.
Mas descobri que, um prato de Ziti caseiro com 1 ou 3 taças de vinho ajudam a colocar as coisas em perspectiva.
Ama makarna yemenin ve birkaç kadeh şarap içmenin bunlarla başa çıkmaya yardım ettiğini fark ettim
É o preço a pagar por aquele Ziti.
Makarnamı yemen için göze alman gereken bir şey bu.
- Faço um belo cérebro Ziti.
Beyinli makara yaparım. Olur.
A tua mãe passou a tarde a cozinhar o ziti e estás a deixar arrefecer.
Annen tüm gün ziti yapmaya uğraştı, sen ise soğutacaksın.
O meu marido espalhou a sua mozarela por cima do meu macarrão quentinho e disse-me que me amava.
Kocam, kızarmış ziti'min üzerine mozzarella'sını döküp beni sevdiğini söyledi.
Pareces-me ter fome. Vou aquecer a massa.
- Ben ziti'yi ısıtacağım.
Eu acho que ele é cozido ziti.
- Fırında makarna galiba.
O ziti da Karen?
- Karen'ın boncuk makarnası mı?
Fiz ziti.
Soslu makarna yaptım tariften.