Translate.vc / Portuguese → Turkish / Zo
Zo translate Turkish
218 parallel translation
ESTADO DO PARÁ, BRASIL Tribo Zo'é, 2009
Estado de Paré, Brezilya Zo'e Kabilesi, 2009
É, bem... é difícil para...
Bu, ee... söylemesi zo...
Isso é "An-zo." É para "Anz-ee-o" que vamos.
Sen "AN-ZO" diyorsun, bizim gittiğimiz yer "ANZ-I-O."
- Agora, não te mexas. - Ouça, senhora, não tem que... Não há melhor que o iodo.
- şimdi kıpırdama - dinleyin bayan, bunu yapmak zo- - tentürdiyota asla çözüm bulamadılar
Que tal resolvermos isto na passerelle Han Solo.
Bu alemde biz de yer edindik ne demek Han Zo.
Vamos lá, Zo eu odeio este trabalho
Hadi, Zo. Bu lanet işten nefret ediyorum.
Calma, Zo!
Kipirdama, Zo.
Zo
Zo.
Porque se nao chegarmos a um entendimento, os Uman zo realojam-vos.
- Kel? - Neden? Eğer bir çeşit anlaşma yapamazsak, insanlar sizi başka yere gönderecek.
Porque achas que me interessa tanto a bolsa?
Waaröm denk je dat ik mij zo druk maak om die stüdiebeurs?
Estamos numa quarentena de nível 5, por isso vou ter de...
5. seviye karantinadayız. Sizi soyup aramak zo...
Qual é a cena, Zo?
Olay nedir Zo?
- É a tua miúda, Zo?
- Bu senin kızın mı, Zo?
Dá-lhe com os pés, Zo.
Bırak onu, Zo.
Ei, Barr-zo, estou orgulhoso de ti.
Baksana Barr-zo, seninle gurur duyuyorum.
Se não me puder ajudar, indique-me só a direcção certa, e eu saio da sua ZO.
Bir şey yapamazsan doğru yolu göster, harekât bölgenden çıkarım.
ZO?
Harekât bölgesi mi?
puxe a corda e diga'r.. rr'
İpi çek ve zo de.
Sim, é a Zo.
Adı Zo.
Zo...
Zo. Evet.
Zo, antes de ires, posso fazer-te uma sanduíche?
Sana gitmeden önce bir sandviç yapmamı ister misin?
Zo! És vegetariana porque adoras animais ou porque detestas plantas?
Zo hayvanları çok sevdiğin için mi bitkilerden nefret ettiğin için mi vejetaryensin?
É por isso que não convidas a Zo para sair.
Cesaret. O yüzden Zo'ya açılamıyorsun.
A Zo está no teu livro de curso.
Zo da yıllıkta var. Bak.
Meu Deus, é mesmo a Zo.
Aman Tanrım. Bu gerçekten Zo.
Obrigado, Zo.
Sağ ol, Zo.
Ei, Zo!
Selam, Zo.
Ei, Zo... Fique dentro do Café.
Zo, içeride kalın.
Zo, o que está fazendo?
Zo, ne yapıyorsun? Gitmen gerek.
Estou a começar a pensar que alguém quer acabar com o Zo e com o Scrappy.
Biz, birilerinin şeyi yakalamak istediğini düşünmüştük. Zo.. The Scrappy.
Oh, meu Deus!
Aman Tanrım, Zo!
Desculpa, Zo.
Kusura bakma, Zo.
Não sei, Zo.
Bilmiyorum, Zo.
Desculpa, Zo.
Üzgünüm, Zo.
Ele precisa de ti, Zo.
Sana ihtiyacı var, Zo.
- Pu-Push it real good - Ah, push it - Uh, uh, uh, uh, uh
* İyice zo-zorla * * Ah... zorla *
- Pu-Push it real good Ah, push it Get up on this
* İyice zo-zorla * * Ah... zorla *
É-me um pouco dif...
Bu biraz zo...
- Zo...
Zo -
Zoe, eu vou ficar bem.
Zo, bana bir şey olmayacak.
Está a pensar demais, Zo.
Çok fazla kafa yoruyorsun Zoe.
Zo?
Zo?
Estou tão arrependida, Zo.
Çok üzgünüm Zo.
Quanto a isso, não confirmo nem desminto, Zo.
Bu bilgiyi ne onaylarım, ne de yalanlarım, Zo.
Com um zippy-zo, zippy-zay, Zippy-zappy-zoopy-zee
With a zippy-zo, zippy-zay, zippy-zappy-zoopy-zee
Olha Zo, é o teu nome.
Baksana Zo. Üzerinde ismin var.
Havia representações dos Zo'é em escrituras jesuítas, do século XVI.
Zo'e 16. yüzyılda ki Cizvitler'in yazmalarını temsil eder.
O quê?
Zo Zion met grec. Ne?
Tom...
Zo. Evet?
Zoe?
Hey, Zo.
Espera eu...
Bekle, bekle, Gitmek zo..