Translate.vc / Portuguese → Turkish / Álvarez
Álvarez translate Turkish
726 parallel translation
- Miguel Alvarez.
- Miguel Alvarez.
Sra. Doutora e Sr. Alvarez.
Doktor. Mr. Alvarez.
Ainda bem que já está a pé, Sr. Alvarez.
Kalkmışsınız, Mr. Alvarez.
Chega, Sr. Alvarez.
Bu kadar yeter Mr. Alvarez.
E este tal Alvarez a tentar subverter a guarnição.
Ve bu Alvarez mürettebatı kışkırtıyor.
Diga-lhe para não se aproximar da guarnição.
O halde Alvarez'e uzak durmasını emret.
- Vinha ver o Alvarez.
- Alvarez'e bakıyordum.
O Sr. Alvarez tem razão.
Mr. Alvarez doğru bir şey söyledi.
Vejo que decidiu ficar connosco.
Mr. Alvarez, kalmaya karar verdiniz.
Conseguimos, Alvarez.
Başardık Alvarez.
- Alvarez.
- Alvarez.
Fala Alvarez.
Ben Alvarez.
- O Alvarez tem uma bomba.
- Alvarez'de bir bomba var.
O Alvarez comanda a Sala de Controlo.
Kontrol odası Alvarez'in kontrolünde.
Alvarez, por amor de Deus, seja razoável.
Alvarez Tanrı aşkına, kendine gel.
Alvarez, está a dizer que o homem tem de aceitar a destruição, mesmo que possa evitá-la?
Alvarez, insanın önlemeye gücü varken bile yıkımı kabul etmesi gerektiğini mi söylüyorsun?
Este é Alvarez Kelly, que trouxe o gado para cá.
Bu da Alvarez Kelly. Sürüyü o getirdi.
Disse para comigo : "Alvarez Kelly tira o que puderes de ambos os lados. Uma paga pelo teu direito hereditário."
Ben de, " Alvarez Kelly iki taraftan da alabildiğini al.
Alvarez Kelly raptado pelos rebeldes.
Alvarez Kelly asiler tarafından kaçırıldı.
Sou o Alvarez Kelly.
Adım Alvarez Kelly.
O Alvarez Kelly está a planear importar manadas de gado mexicano para os estados sulistas por mar.
Alvarez Kelly Meksika'dan güney eyaletlerine gemiyle sığır ithali planlıyor.
Alvarez!
Alvarez!
Mike Aranha está na prisão em Alvarez.
Örümcek Mike'ı Alvarez'de kodese atmışlar. Dayak yemiş.
O Aranha está em apuros em Alvarez, Texas.
Örümcek'in Teksas Alvarez'de başı dertte.
Mike está preso em Alvarez, no Texas.
- Mike Teksas Alvarez'de hapse atıldı.
Lyle Wallace é de Alvarez.
- Lyle Wallace Alvarez doğumlu.
Que é que o Lyle foi fazer a Alvarez?
- Lyle'in Alvarez'de işi neymiş?
Foi o Alvarez.
- Tiny Alvarez'di.
Ligue ao Detective Alvarez e diga-lhe para lhe ligar de um telefone público.
Şimdi Dedektif Alvarez'i arayacaksın ve ona, seni bir telefon kulübesinden aramasını söyleyeceksin.
AIvarez.
Alvarez.
Raf AIvarez.
Raf Alvarez.
- Que se passa com o AIvarez?
Alvarez meselesi ne durumda?
O estupor do AIvarez está a tentar incriminar o Gus?
Yoksa o Alvarez, Gus aleyhinde bir şeyler mi ötüyor?
Apanharam o AIvarez.
Alvarez'i içeri aldılar.
O ALvarez não precisa de te prejudicar muito, Gus.
Alvarez'in sana büyük bir zarar vermesine gerek yok Gus.
Alvarez, o Catalão peso pluma, juntou-se aos Republicanos.
- Baksana, Alveiz'i hatırlarsın, tüy siklette. - Evet. - Galiba Cumhuriyetçilere katılmış.
E agora é Alvarez de Cuba, seguido pelo corajoso norueguês Bors.
Şimdi Kübalı Alvarez önde, onu cesur Norveçli Bors takip ediyor.
Conheces o Benny Alvarez?
Benny Alvarez'i tanır mısın? Tucson'dadır.
De Tucson.
Benny Alvarez.
Como é que não conheces o Benny Alvarez?
Benny Alvarez'i nasıl tanımazsın?
- Alvarez, da próxima vez saltas comigo.
Sonra Alvarez. Gelecek sefer birlikte atlarız.
O cabrão do Alvarez a tentar enfiar-nos uma nota falsa de 50.
Pislik Alvarez 50 papelin üstüne yatıyor, değil mi?
Estamos à procura do rebelde Juan Alvarez.
Asi Juan Alvarez'i arıyoruz.
Onde está Juan Alvarez?
Juan Alvarez nerede?
Este é o meu capitão. O senhor Alvarez.
Bu yüzbaşım Bay Alvarez.
O homem que Martien assassinou hoje era o irmão de Alvarez.
Martien dün Alvarez'in kardeşini öldürdü.
Deixa-o ir, Alvarez.
Bırakın gitsin Alvarez.
O pessoal do Alvarez está sob vigilância na catedral.
Bu aralar Alvarez'in ekibi Katedral'e yerleşmiş durumda. Senin için onunla konuşurum.
Ramon Alvarez Representante dos Direitos Humanos... e da Frente Democrática Revolucionária.
RAMON ALVAREZ İnsan Hakları Ofis Direktörü... ve İhtilalci Demokratik Cephe sözcüsü
De certeza que está tudo ok com o Alvarez?
— Alvarez'le tamam mısın?
Trabalhaste com o Alvarez, o Lopez e os outros?
Alvarez'le, Lopez'le falan çalışıyordun.