Translate.vc / Portuguese → Turkish / Áudio
Áudio translate Turkish
987 parallel translation
no XXXVlll Festival do Cinema Internacional de Berlim Ocidental, em 1988. O prêmio da Federação lnternacional de filmes de imprensa ( Fipressa ) O prêmio do Jurado da Organização Católica Internacional de meios de cinema e áudio-visuais na informação ( OSlK )
Batı Berlin Uluslararası Film Festivali jüri özel ödülü, "Gümüş Ayı" ya Uluslararası Film Eleştirmenleri Ödülü'ne ( FIPRESCI ) Uluslararası Katolik İşitsel-Görsel İletişim Araçları ve Sinema Örgütü Jüri Ödülü'ne ( OCIC ) Uluslararası Evanjelik Jürisi Otto Dibelius Film Ödülü'ne ( Interfilm ) layık görüldü.
- Passe para áudio.
- Hoparlörlere ver.
Passe para áudio, Tenente.
Teğmen, hoparlöre aktar.
- Passe para áudio, Tenente.
- Sese geç, Teğmen.
Coloque no áudio.
Sesliye aktar.
- Passe para áudio, Tenente.
- Hoparlöre bağla, Teğmen.
- Perdemos o áudio.
- Ses yayını kesik.
No áudio, tenente.
Sesli bağlantı kur, Teğmen.
Transfira, Tenente. No áudio, senhor.
- İçeriye ver.
Passe para áudio.
Bağla.
- Passe para áudio.
- Dinleyelim.
Tenho um sinal áudio da Lexington.
Lexington'dan ses sinyalleri alıyorum.
Posso ligar o tradutor universal e pôr no sistema de áudio daqui.
Oradan evrensel çevirmenle bağlantı kurabilir ve ses sisteminden duyulmasını sağlayabilirim. - Ne kadar zamanda yapabilirsin bunu?
Desculpe, senhor, o áudio falhou por um momento.
Afedersiniz efendim, bir ara sesiniz kesildi de. Kusura bakma.
Pessoal de análise áudio, para trás da linha dupla amarela.
Ses analiz personeli, çift sarı çizginin gerisine.
... o primeiro segmento não tem áudio.
... Bu ilk bölüm sessizlik.
- Pelo circuito áudio do satélite.
- Uydu ses devresinden.
E mais desse fio de áudio.
Biraz şu telden al.
Temos cobertura total do evento, quer de imagem, quer de áudio.
Partinin görsel ve işitsel kaydını yapıyoruz.
Temos altifalantes, o mais recente em áudio e CDs.
En iyi bas, tiz hoparlörler, en yeni ses ve kompakt diskler.
Procurei por todo o lado e trouxe estes aparelhos áudio e vídeo a um preço tão baixo que terão de os comprar. Porque o Bonzo Barry...
"Audio ve Video" kutuplarını keşfettim ve fiyatları... öyle alçakta dondurdum ki onları almak zorunda kalacaksınız, Bonzo Barry'de her zaman...
Trata-se obviamente de um erro num dos processadores de áudio.
Bu açıkça ses işlemcilerinin birinde olan bir bozukluk.
Apenas ajustei o áudio. Está no máximo.
Alçak titreşimli hoparlörü, yükseltecin üstüne koy.
Fazia parte da experiência, para ver se conseguíamos estabelecer contacto áudio e visual com o hóspede.
Bu deneyin bir parçasıydı. Taşıyıcı organizmayla görsel ve işitsel bağ kurmayı deniyorduk.
Ponho isto em áudio.
Teybi açacağım.
Capitão, também temos parte do último registo do diário. Áudio.
Kaptan, son seyir defteri girişinin de bir kısmı var, sadece ses.
- Sim, senhor. É a USS Lantree transmitindo em áudio. É uma nave de abastecimento.
Federasyon nakliye gemisi USS Lantree'den bir ses mesajı.
Ela visitou a Feira de Áudio do British Council, em Moscovo, - há, precisamente, uma semana.
Geçen hafta, British Council'in Moskova'daki sesli ürünler....... fuarını ziyaret etmiş.
- Feira de Áudio?
Sesli ürünler mi?
Ligue para áudio.
Sesini verin.
- Ainda não sei. me dê áudio.
Adim Barry Allen, yasayan en hizli insan benim.
Áudio esporádicamente, algum vídeo.
Düzensiz ses, ve biraz görüntü.
Se queres mesmo ajudar, arranja-me um computador com capacidades áudio para eu ter acesso à caixa-preta.
Gerçekten yardım etmek istiyorsan, bana ses kartlı bir bilgisayar bul. Uçuş kaydını dinlemek için.
- Apagar áudio.
- Ses kaydını sil.
Senhor, recebo uma mensagem de áudio do comandante La Forge.
Efendim, Komutan La Forge'dan sesli bir mesaj var.
Liga o áudio.
Sesi aç.
- O sistema de áudio possivelmente.
Ses izleme sistemini açık bırakmış olmalılar.
Liguem o áudio.
Hoparlörlere yöneltin.
Tenho um GPS, transmissor áudio e uma fonte de alimentação.
GPS izleme cihazı, ses vericisi ve güç kaynağı.
Okay, dá-me áudio.
Peki, ses iletişimini aç.
Vídeo, áudio, pesquisa e colocamos tudo na edição da tarde.
Video, ses kayıtları, araştırma ve hepsini öğleden sonra baskısına koyarız.
a passar para o áudio senhor.
Ses frekansına veriyorum, efendim.
Este transdutor sónico... é, suponho, uma espécie de... aparelho transportador fisiomolecular audio-vibratório?
Bu sonik nakledici bir çeşit ses titreşimli, fizyo moleküler nakil cihazı mı?
Teremos contacto audio-visual dentro de minutos nos monitores de bordo.
Bir kaç dakikaya gemideki monitörlerden görüntülü bağlanacağız.
- Temos contacto audio-visual.
- Görüntülü bağlantı sağlandı.
- Jesus, temos o audio?
Ve dereceyi? - Yüce İsa, sesi kaydettik mi?
Ligar audio.
Sesi açın.
Cassete áudio digital, o tanas.
Dijital kasetçalar, kıçıma anlatsınlar.
- Só comunicação de áudio.
fakat hala saldırı altındayız. Yaralılarınız var mı?
Ambos concluíram que a voz na fita foi gravada no telefone... sem qualquer manipulação.
l have reports from two independent audio labs... that Bay Garrett himself has used to verify evidence... in other trials. They both conclude that the voice on the tape... was recorded over the phone, with no tampering.
Mas o Mestre Cheiro 9000 converte qualquer cheiro entre 20 metros num sinal de audio digital. Aqui, filho. Experimenta.
Ama Koku Ustası 9000 15 metre içindeki her kokuyu dijital ses sinyaline dönüştürür.