translate Turkish
823 parallel translation
Veja o que fez â minha camisa!
Bakin gömlegime ne yaptiniz.
 parte os turistas...
Turistler hariç.
- Talvez não, graças â festa.
Parti sayesinde doğru sözcük seçimi ortaya çıkabilir.
Por isso, fui â loja onde vai Mr. Cadell.
Bu yüzden, şehir merkezindeki Bay Cadell'in gittiği şarküteriye gittim.
O que aconteceu â minha mesa?
Masama ne yaptığınızı sorabilir miyim?
- E não vi outro novo â entrada?
- Girişteki diğer yeni tabloyu gördüm mü?
O Kenneth deve referir-se â sua impaciência com as convenções.
Sanırım Kenneth, Rubert'in toplumsal kurallara karşı çıkmasını kastediyor.
- Podes levar isto â Janet?
- Bunu Janet'e götürür müsün? Elbette.
Lamos comer galinha e fomos até â quinta.
Tavuk yemek istiyorduk, bu yüzden çiftliğe gittik.
Um golpe com a navalha e a mesa esta â sua espera...
Bir bıçağın parıltısı, Hanımefendi ve bu yoldan içeri giriyoruz.
Eu matava â navalhada um empregado do hotel.
Benim de zevkle bıçaklayabileceğim bir otel görevlisi var.
As pessoas não têm de ir â sala de jantar buscar a comida e voltar para aqui.
Çünkü bu yolla, gelenler sadece yemeklerini almak için mutfağa kadar gitmek zorunda kalmıyor.
Hoje, mais do que nunca, estas alérgico â verdade.
Sen bugün gerçeklere normalden daha fazla alerjiksin, Philip.
E se pensares, chegas â conclusão que eu sei que não.
Eğer dikkatlice geriye bakarsan, onun uydurmadığını anlarsın.
- Prefiro bons modos â feminidade.
Belki ama, ben tavırları kadınsılığa tercih ederim.
- Ao fundo do corredor â esquerda.
- Tamam. Koridorun sonunda solda, canım. - Teşekkürler.
Ele deu â festa o toque que eu previra.
Partide tam benim tahmin ettiğim etkiyi yarattı.
Depois, trazia-o para aqui, começava a conversar, para o pôr â vontade. Possivelmente oferecia-lhe uma bebida.
Sonra buraya getirir rahatlaması için biraz laflar herhalde içki teklif eder...
Veja â vontade!
Git ve bak.
Não posso acreditar, que esta coisa horrível tenha acontecido â Alice.
Bu korkunç olayın Alice'in başına geldiğine inanamıyorum.
Nesse caso não temos de o levar â casa dos Vickers e ver o que têm os seus amigos a dizer a se respeito.
Seni Vickers'lara götürelim ve bakalım hakkında neler söyleyecekler.
Geria um bar na caserna, vendendo Schnapps a dois cigarros â dose.
Bizim koğuşlarda, iki sigara karşılığında bir atışlık Schnapps sattığı bir bar işletti.
Os boches andavam loucos â procura dele.
Almanlar onu aramaktan deliye döndü.
Se o Dunbar não aparecesse até â manhã seguinte, ele destruiria o recinto, tábua a tábua.
Dunbar ertesi sabah ortaya çıkmadığı taktirde tüm koğuşu yıkacağını söyledi.
Claro, querida, â vontade.
Eminim, iyi gidiyorsun.
Anda â minha procura?
Beni mi arıyordun?
- Tem de pedir â Marinha.
- Gemi bana verilmişti.
Wilson, diz â casa das máquinas que estamos a postos.
Wilson, makine dairesine söyle, beklemedeyiz.
Alvo simulado mesmo â frente.
Tatbikat hedefi önümüzde tümüyle hareketsiz, efendim.
- Ainda não estamos â profundidade dele.
- Henüz periskop derinliğinde değiliz.
Quando chegarmos â Área 7, quero-o reduzido para 33.
Çok iyi. Bölge 7'ye varıncaya kadar bunu 33'e düşüreceğiz.
Não escondo nada â tripulação E espero que não escondam nada de mim.
Mürettebattan hiç bir şeyi saklamayı düşünmedim. Aynı şekilde benden saklamalarını da beklemiyorum.
Contacto de radar mesmo â rê.
Kıçta Zayıf Radar teması, efendim.
Torre de comando, casa das máquinas â rê tripulada e pronta.
Komuta kulesi, Makine dairesi ve personeli hazır.
Torre, sala de torpedos â proa tripulada e pronta.
Komuta, torpido odası ve personeli hazır.
- Estejam atentos â popa!
- Geriye sert dönüşe devam et!
Distribuir torpedos - um â direita, um â esquerda.
Torpido başlığı - Bir sağ, bir sol.
Se falhássemos, não sobrevivíamos para chegar â Área 7.
Iskalamış olsaydık, bölge 7'yi görecek kadar yaşayamazdık.
Chegamos â Área 7 amanhã de manhã
Yarın sabah bölge 7'ye varmış olacağız.
- Sala de torpedos â proa pronta.
- Torpido odası hazır, efendim.
Sala de torpedos â popa pronta.
Torpido odası ve mürettebatı hazır.
Estamos mesmo â frente do comboio.
Konvoyun başını vuracağız.
Vai manter-se â rê das duas colunas até elas ziguezaguearem.
Konvoyun kol düzenini bozuncaya kadar, gerilerinde olmayı sürdüreceğiz.
Fala o Capitão O comboio que temos estado â espera está a estibordo.
Kaptanınız konuşuyor. Konvoy sancak bordamızda.
Avançar â velocidade normal.
Tam yol ileri.
- Avançar â velocidade normal.
- Tam yol ileri, efendim.
- Aprontem os tubos â popa!
- Arka tüpleri hazırla!
Aprontem os tubos â popa.
Arka tüpler hazır.
Tubos â popa prontos.
Arka tüpler hazır efendim.
Temos de disparar â superfície. A postos.
Su üstünden ateş etmek için hazırlanın.
Atenção â profundidade.
Derinliğe dikkat et.