Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ée
Ée translate Turkish
10,121 parallel translation
E se eu não fosse polícia?
Ee, ne olurdu?
O que mais você tem?
Ee, başka ne var?
Então de onde veio?
- Ee, nereden geliyorsun?
E aí, garoto?
Ee, evlat.
Então?
- Ee?
E então?
- Ee?
Então...
Ee?
Então... O que achas que acontece agora?
Ee sence sırada ne var?
Então e tu, namorada, ou...?
Ee senden ne haber? Hatun falan var mı ya da..?
E depois?
Ee sonra?
Qual é o problema, então?
Ee problem ne o zaman?
- Então?
- Ee?
Viste o fantasma?
Ee? Hayaletleri gördünüz mü?
Está animada com seu recital de piano hoje à noite?
Ee, akşamki piyano resitali için heyecanlı mısın?
Onde vais levá-la no aniversário?
Ee, doğumgününde onu nereye götüreceksin?
Bem, deveria ser uma comemoração, não era?
Ee, bu, bu bir kutlama olacaktı değil mi?
Queres falar sobre o quê?
Ee, ne hakkında konuşmak istiyorsun? Aa...
Então tu vais parar à prisão?
- Ee, peki hapse girecek misin?
Então, o que é que aconteceu?
Ee, ne oldu?
E então?
Ee başka?
Estamos prestes a descobrir se és confiável ou és uma anedota.
Şimdi senin doğru mu söylediğin yoksa kıçından mı salladığını anlayacağız. - Ee sonra?
E então? O que é que vamos fazer?
Ee, ne yapacağız?
- O que aconteceu?
Ee, ne oldu?
Então...
Ee... bugün ne yapıyoruz? Hm?
O que gostarias de aprender?
Ee, ne öğrenmek istersin?
Ouvi falar sobre o que aconteceu.
Ee, olanları duydum.
O que vai ser, Elena? Tinhas razão numa coisa, Sondra.
Ee, nasıl yapıyoruz, Elena? Tek birşey konusunda haklıydın, Sondra.
Então, o que acha?
Ee ne düşünüyorsun?
Como está a família?
Ee ailen nasıl?
Então?
Ee?
Então e o hóquei em campo?
Ee çim hokeyine ne olacak şimdi?
Então?
- Ee.
Então e depois?
Ee, ne oldu?
Então és um homem feliz?
- Ee, mutlu musun? - Mutlu ne kelime.
Muito bom, desta vez, da Nova Zelândia.
Bu seferki gerçekten güzel, Yeni Zelanda'dan. Ee?
E?
- Ee?
Tens a certeza de que não queres entrar?
Ee, içeri girmek istemediğine emin misin?
Então... O teu marido desgraçado, com quem disse para não casares, não conseguiu mantê-lo nas calças e dormiu com uma branca.
Ee demek o aşağılık, işe yaramaz kocan ki sana onunla evlenme demiştim uçkuruna sahip çıkamadı ve beyaz bir kadınla yattı.
E não faço ideia onde é que arranjaste isto, mas é completamente a minha nova foto de perfil.
Bunu nereden edindiğini bilmiyorum ama yeni profil fotoğrafım olacağı aşikar. Ee...
Como cientista, entendes o universo através de factos e evidências.
- Ee?
O que fizeste hoje?
Ee, günün nasıl geçti?
- Estás a sentir-te bem por aí?
- Ee, orada iyi misin? - Evet.
Como se está a ambientar?
Ee, yerleşebildin mi?
- Bom, viram-nos na mesma.
- Ee, nasıl olsa bizi görecekler.
- Não ficou interessado.
Ee?
Então, prendo-o?
Ee, tutuklayalım mı?
Bem, não posso deixar uma senhora em apuros.
Ee, yolda kalmış bir hanfendiyi yalnız bırakamam.
Talvez amanhã, então.
Ee, belki yarın, o zaman.
Ideias?
Ee ne diyorsun?
Isso faz de mim o rei!
- Ee? Kral olmuşum lan!
Não preciso de acompanhante.
- Ee? Bakıcıya ihtiyacım yok zaten.