Translate.vc / Portuguese → Turkish / Éh
Éh translate Turkish
8,682 parallel translation
Então...
Eh, yani...
Ele pode viver sem a perna, mas não sem o coração.
- Eh, bir bacağı olmadan da yaşayabilir. Ama çalışmayan bir kalp ile yaşayamaz.
Isso é irrelevante.
Eh, sen bölme tüyleri.
O escritório de Nova Iorque enviou um agente do FBI que se fez passar como vidente, mas a Sr.ª Schneiderman percebeu logo.
New York ofisi gönderdi bir FBI ajanı kılığında bir medyum, 147 00 : 06 : 36,786 - - 00 : 06 : 39,253 ama Bayan Schneiderman sağ aracılığıyla gördüm. Eh, tabii ki.
Tens razão.
Eh, haklısın.
Bom, cá está.
Eh, işte gidiyoruz.
Bem, parece que sim.
Eh, öyle görünüyor.
- Bom, raramente pensas.
Eh, sen de nadiren yapın.
Já prendemos ou reformamos todas essas pessoas.
Eh, biz ettik tutuklandı ya da bütün bu insanlar emekli.
Apanharam? Acho que o Bertram então estava enganado.
Eh, sanırım Bertram sonra yanlış oldu.
Falei com a médica dele.
Eh, ben onun doktorla konuştum.
Bem, obviamente há algo a acontecer naquele quarto.
O motel odasında Eh, tabii ki bir şeyler oluyor var.
Eh... Vem, vamos entrar.
- Hadi, içeri girelim.
Dormiste bem?
- İyi uyudun mu? - Eh işte.
Mais ou menos.
- Eh işte.
Bem, esperemos que sim, porque caso contrário vão matar-nos.
Eh, öyle olmasını umalım çünkü aksi takdirde bizi katledecekler.
Bem, eles também conseguiram algumas coisas.
Eh, onlar da bir kaç şey aldılar.
Bem, eu gosto aqui.
Eh, Burayı seviyorum.
A vida mudou, não foi?
Eh, hayat değişiyor, değil mi?
Irei consigo, quer queira, quer não.
Eh, ben de seninle geliyorum Hoşuna olsun veya olmasın.
O conceito de zero não foi inventado muito mais tarde?
Eh, kavram değildi sıfır daha sonra icat.
Talvez a sua origem estivesse noutro lugar.
Eh belki de onun kökenli başka bir yerde.
- Isso é mau? - Eh...
Bu kötü bir şey mi?
- Mais ou menos.
- Eh, kısmen. - Kısmen mi?
Bem...
Eh işte...
- Eh!
- Hey.
- Eh!
- Hey!
Eh, eh, eh!
Hey, hey, hey, hey!
Eh!
Hey!
Eh lá!
Oha!
Eh lá, meu!
Adamım!
Eh lá! O que aconteceu?
Neydi bu?
Eh lá, era um grande.
Uh, iyi tekmeledi.
Eh lá, ele está, uh... ele está realmente se movendo ali.
O, ah... gerçekten iyi hareket ediyor.
A maior parte.
Eh sayılır.
Mas que merda ela disse, homem, eh?
Ne dedi o lanet karı?
Serve.
- Eh işte.
Bem, ao menos sabemos que tentámos.
Eh, hiç olmazsa denediğimizi biliyoruz. Elimizden geleni yaptık. Yola çıkmaya hazır mısın Bird?
"Eh pá", disse para si mesmo. "Não sei..."
Belki de kukuları düşünüyordu, bilemiyorum.
Bem, roubo a toda a gente.
Eh, herkesten bir şeyler kaptım.
- O "real" já existia antes do Facebook.
- Eh, Facebook'tan önce gerçeğini yapardık tabii.
Estão todos prontos para a Saoirse soprar as velas, eh?
Evet, Saoirse mumları üfleyecek şimdi. Herkes hazır mı bakalım?
Nunca estive na Islândia.
Eh, İzlanda'ya hiç gelmemiştim.
Um bocado.
- Eh biraz işte.
Eh!
Hey! Dur!
Eh.
Selam.
Eh, amigo.
Merhaba ufaklık.
Eh... eh...
Hey... bana bak...
Eh, sai daí!
Hey, çekil oradan!
Eh, eh, eh!
Hey, hey, hey!
Eh, eh.
Hey, hey.