Ac translate Turkish
167,977 parallel translation
Мне нравится с двойным луком, с перцем.
- Ben sadece ekstra soğanlı ve acılı seviyorum.
Это мелодрама, ваша честь.
- Bu acıklı bir oyun, Sayın yargıç. - Niye acıklı bir oyun olsun?
Что ж, можно начать с ареста копов-нарушителей.
Acımasız polisleri hapse tıkmakla başlayabilirsiniz.
Не волнуйтесь, ему не было больно.
Endişelenmene gerek yok, acı çekmiyordu.
Двойной лук, перец?
- Acılı ekstra soğanlı mı?
Нет, вряд ли с залогом это уместно.
Hayır, kefaletim açısından uygun olacağını sanmıyorum.
Неприемлемый аргумет.
Acınası şekilde tartışmaya açık.
Он выдвинет против меня обвинение.
Açılacak soruşturmada tanıklık edecektir.
Она обожает, когда мне больно.
- Acı çekmem hoşuna gidiyor.
Это возмутительно.
- Bu çok acımasızcaydı.
Это ты возмутителен.
- Acımasız olan sensin.
В соответствии с новой клятвой, прими эмоциональный риск и попробуй откровенно поговорить с отцом.
Daha tehlikeli yaşama arzunla duygusal bir risk alıp babanla açık açık konuşmayı denesene.
Кажется, дверь заклинило.
Kapı kilitli galiba. Yok, açık.
Раны залечены. Новые возможности. Вам пора.
Yaralar sarılıp yeni bir bakış açısı kazanıldığına göre, artık gidebilirsin.
Они открыты ещё 2 часа.
İki saat daha açıklar.
И правда нужно это разъяснять?
- İlla açık açık söyletecek misiniz?
Пациент заинтубирован, грудная клетка раскрыта, доктор.
Hasta entübe ve göğsü açıldı doktor.
Ваша честь, свидетель государства только что пролил свет на личность пациента.
Sayın yargıç, davalı tarafın tanığı hastanın kimliği için açık kapı bıraktı.
И когда пузырь лопнул, он продолжал заявлять, что до сих пор победитель.
Balon patladıktan sonra hala para kazandığına dair açıklamalarda bulunuyordu.
На самом деле, решение Верховного суда по делу против Проекта гуманитарного права дало понять, что благие намерения Проекта не внесли изменений в их виновность.
Hatta Yüksek Mahkeme'nin Holder'ın İnsancıl Hukuk Projesi'ne karşı davasında bu çok açık bir şekilde şöyle belirtilmiştir. Hukuk Projesi'nin iyi niyetinin, bu suçluluk karşısında hükmü yoktur.
Эти билеты на самолёт - определённо материальная поддержка.
Bu uçak biletlerinin yardımcı malzeme olduğu oldukça açık.
Да, ты выражаешься однозначно.
Evet, epey açık yazıyorsun.
Мы очистили систему, когда открылись снова.
Tekrar açıldığımızda sistem uçup gitti.
Хорошо, объясните эту процедуру.
- Bize uygulamayı açıklar mısınız?
Постановлением суда округа Кук вы должны срочно прекратить генерировать ложные новости о Майе Ринделл до слушания её дела против вас.
Cook County Mahkemesinin emriyle en çabuk şekilde Maia Rindell hakkındaki çıkardığınız yalan haberlerinize son vermeniz gerekmektedir. Aksi takdirde kendisi tarafından hakkınızda dava açılabilecektir.
Иск отозвали, и истец не раскрывала своё имя общественности.
Dava düştü ve suçlayan kişi de kızın adını halka açıklamadı.
И канал судится за кражу?
Şimdi de kanal hırsızlık için mi dava açıyor?
Immortal Technique :
Emniyeti aç ve vurmaya hazır ol.
Можно мне теперь принять решение?
Artık kararımı açıklayabilir miyim?
Ваша честь, мы собирались принять решение.
Sayın yargıç kararınızı açıklamak üzereydiniz.
Минутку. Он не угрожал её изнасиловать.
Açıkça onu tecavüz etmeyle tehdit etmemiş.
Я провожу правовое различие между настоящей угрозой и грубым комментарием сексиста.
Yasal anlamda gerçek tehdide karşı ilkel ve kadın düşmanı olan sözleri açıklıyorum.
Тогда сочувствую, но вряд ли речь должны оценивать те, кто ощущает себя задетым.
Senin adına üzülürüm ama konuşmalar duygusal açıdan zarar görmeye bağlı olarak yargılanmamalı.
Думаю, да, но иногда они так заняты обсуждением моего изнасилования, что у них нет времени на обоснование своих причин.
Tahminim öyle olur ama bazen tecavüzümü tartışmakla o kadar meşgul oluyorlar ki mantıklı bir açıklama yapmak için pek zamanları kalmıyor.
- Добавить громкость.
- Ses açılıyor.
Придётся объяснить разницу.
- Arasındaki farkı açıklaman lazım.
- Публичные документы.
- Halka açık kayıtlardan.
Спасибо, в основном работаю по ночам.
- Teşekkürler geceleri zihnim açılıyor.
Мистер Стейплс, пожалуйста, объясните ваши посты касательно сторонницы абортов Делайлы Миллс.
Bay Staples, kürtaj karşıtı Dahlila Mills'i hedef aldığınız yorumları açıklar mısınız?
Присяжные работают на эмоциях.
Soruşturma kurulu üyeleri duygusal açıdan yaklaşıyor.
Мистер Бозман, почему вы судитесь из-за вмешательства?
Bay Boseman, neden haksız müdahale için dava açıyorsunuz?
Насколько важны были трое потерянных клиентов для вашей прибыли?
Bu kaybettiğiniz üç müvekkil sizin açınızdan ne kadar önemliydi?
Вы объяснили, что я работаю с присяжными?
Soruşturma Kurulu ile meşgul olduğumu açıklamadın mı?
Да. Это всё судья Галло.
Açıkladım ama Mahkemenin yargıcı Gallo.
Заседания присяжных закрыты и не могут стать публичными, какой бы умной мисс
Soruşturma Kurulu süreci gizlidir, içeriği açıklanamaz.
Тогда как объясните свою причастность к более чем 75 гражданским делам?
O halde 75 davaya direkt olarak nasıl dahil olabildiğinizi açıklar mısınız?
Чтобы не раскрыли вашу вину?
- İşlediğiniz suçları açığa vurmasın diye?
Почему? - Потому что меня обвинят.
- Çünkü hakkımda soruşturma açılmak üzere.
Нужна лишь непредвзятость. Давай.
Tek istediğim açık fikirli olman.
Вы слышали, чтобы мисс Локхарт давала вашим родителям правовой совет?
Bayan Lockhart'ın ailenize hukuki açıdan bir tavsiye verdiğini duydun mu?
Я сказала, чтоб открыть счёт, нужно было минимум 200 000.
Ben de ona bir hesap açılması için giriş ücretinin en az iki yüz bin dolar olduğunu söyledim.