English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ B ] / Boyle

Boyle translate Turkish

135,705 parallel translation
Так бывает.
Evet, olur böyle şeyler.
Раунд гольфа занимает примерно 4 часа... 5, если ты лажаешь, к счатью, большинство из нас такие.
Golfün bir parkuru en az dört saat sürer... Eğer kötü bir oyuncuysan beş saat sürer, ki biz de durum böyle olur.
Уверен, они знают, что делать в подобных случаях.
Böyle durumlarda işlettikleri rutin bir prosedürleri vardır.
А он никогда не говорил ничего такого, пока не встретил тебя.
Ki daha önce böyle laflar hiç etmezdi ta ki seninle tanışana kadar.
Он вообще мало говорил.
Aslında hiç böyle laflar etmezdi.
Знаете, оторвавшись от детей, группы и твоего рабочего расписания, я понимаю, что мы никогда не посвящали время таким развлечениям.
Yani, bu aralar çocuklar ve grup arasında kaldım resmen, diğer tarafta sizin işlerin yoğunluğu, ne bileyim böyle zamanları bulup da artık hiç buluşamayız sanmıştım.
Так в семье не делается.
Böyle bir şeyi ailene yapmazsın.
Я уже облажался с твоим прогрессом в прошлом, и этого не повторится опять.
Geçmişte de sana engel olmuştum, Bir daha asla böyle bir şeye sebbep olmayacağım.
Я бы не сделал это с моими детьми.
Çocuklarıma asla böyle bir şey yapmam.
Теперь я думаю, что каждая пара имеет сборку таких неприятных моментов, когда вы достигаете перепутья.
Sanırım her bir çiftin başına, evliliğin dönüm noktalarında böyle şeyler geliyordur.
Ненавижу, когда ты его так называешь.
Gerçekten ona böyle seslenince, gerçekten nefret ediyorum.
- Никакой болтовни.
- Böyle konuşmaya.
Так и поступают женихи.
Nişanlılar böyle günler için varlar.
Все хорошо... хорошо.
Eh işte, şöyle böyle.
Не знаю, сколько мне еще таких осталось.
Ne kadar böyle güzel bir günüm kaldı, bilmiyorum.
Девчонка не в первый раз злиться на тебя.
Bir kadının sana böyle öfke duyması, ilk kez yaşadığın bir durum değil.
Она была просто замечательная...
Onu böyle içine sokasın gelir, anlıyor musun?
- Вот так?
- Böyle mi? Tamam.
Концовка "Ноттинг Хилла" никуда не годится, если Хью Грант думает, что Джулия Робертс "ничего такая".
Yani aslında, Notting Hill'in... finalinde, Hugh Grant, Julia Roberts için "eh işte, olsa da olur" diye düşünseydi, film böyle etki bırakmazdı.
Вот так, ребята.
İşte böyle çocuklar.
Вот он.
İşte böyle.
Вот так!
İşt böyle!
Вот так!
İşte böyle!
Позвони Кейт. Она хорошо с тобой справляется, когда ты нервничаешь. Софи, я не нерв...
Böyle gergin olduğun zamanlarda o sana çok iyi geliyor.
Ты не единственный, кто может спланировать неловкий внезапный визит.
Böyle sürpriz, garip ziyaretleri, yapabilen tek kişi sen değilsin.
Мне нравится, что ты любишь яркую одежду.
Böyle renkleri sevmen hoşuma gidiyor.
Потому что это пустяк, и я знала, что ты вот так на это отреагируешь.
Çünkü benim için bir manası yoktu ayrıca öğrenince böyle davranacağını biliyordum.
Взрослые делают такие мероприятия грустными, а я хочу, чтобы благодаря вам они стали весёлыми.
Yetişkinler böyle şeyleri, kederli sever, bense sizden bu durumu eğlenceli hale getirmenizi istiyorum.
Простите, что вот так врываюсь, но нам очень нужно поговорить.
İçeri böyle daldığım için özür dilerim, ama gerçekten sizinle konuşmam lazım. Ben...
Всегда таким был.
Her zaman böyle olurdu.
Всегда наседал на себя, с самого детства.
Çocukluğumdan bu yana, ne zaman bu kadar kendime yüklensem böyle.
Когда я слишком сильно что-то вбивал в голову, он клал свои руки по бокам моей головы, и просто говорил.... вот так, дыши вместе со мной,
Ne zaman kendime yüklensem, ellerini başımın her iki yanına koyar, ve sadece şöyle derdi... İşte böyle, benimle birlikte nefes alıp ver.
Подержи-ка.
Ya işte böyle, bebeğim.
Вот так мы в свое время покупали кур.
O zamanlar tavuklar böyle satılırdı.
Я не знал, что так случится, но... спасибо вам.
Böyle olacağını tahmin edemezdim, ama... çok teşekkürler.
Вместо придурковатой стрижки, у меня была нарастающая рампа на голове, а сзади вот так.
Gumby *'nin yerine, benim saçlar kısadan uzuna doğru gidiyordu, böyle.
Эй, эй, эй, не надо так, ладно?
Sakın bir daha böyle yapma, tamam mı?
Нет никаких чётких сроков на данном этапе.
Bu aşamada böyle şeylerin olması çok olası değil.
Вот так.
İşte böyle.
Как можно вернуться из Вьетнама таким милым?
Vietnam'dan sonra nasıl hala böyle güzel kalabildin?
- Господи, Бен, зачем надо было так поступать?
- Vay. - Rebecca, unutalım bitsin. Tanrım, Ben, neden böyle bir şey yaptın?
Это важный для нас вечер.
Hadi ama yapma böyle.
Я схожу на встречи, буду лечиться.
Ben... bir kaç toplantıya katılır, yardım alırım. Ne zamandır böyle, Jack?
Разве тебе не хочется...
İyi değil mi böyle?
- ( сид ) После заката, при правильном освещении, если... слегка расфокусировать взгляд... вот так, видишь?
Güneş battığında ışıklar uygunsa eğer sen gözlerini karartırsın. Böyle, bak.
- ( филли ) И что ты собираешься делать?
- Böyle mi yapacaksın?
Видела по телеку, с нугой, и шоколадом, и хрустящей вафелькой.
Televizyonda görmüştüm. Kozhelvalı ve çikolatalı ve çıtır gofretli böyle.
Соблазнительные волосы — как у меня!
- Seksi saçını göstermek için böyle.
Соблазнительные волосы — как у меня!
- Seksi saçımı göstermek için böyle.
Когда ты так ведёшь себя, мы чувствуем, что не справились.
Böyle davrandığında kendimizi başarısız hissediyoruz.
Если бы мне кто-то сказал об этом, я бы на за что сюда не пришла.
bana böyle söylenseydi asla girmezdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]