Bus translate Turkish
32 parallel translation
P6 тонкий ломтик. Утройте скорость Pentium. lt's не только тонкий ломтик.
P6 chip.Pentiumun hızını üç katına çıkartıyor sadece çip değil.PCI bus ı da var.
Слух говорит о водителе компании Blue Bus, который заводил отношения с множеством женщин.
Tokyo'da Mavi Otobüs Şirketindeki bir şoförün bir çok kadınla ilişkisi varmış.
Полиция Токио недавно всерьез занялась расследованием,... поэтому он ушел из Blue Bus и уехал в предместья.
Tokyo'daki polisler son zamanlarda üstüne gitmişler o da Mavi Otobüs'ten ayrılıp taşraya gitmiş.
А... миска...
Ha... bus...
Поставь песенку про автобус и убирайся ко всем чертям.
WheeIs on the Bus şarkısını aç Sonrada gözümün önünden kaybol.
у-ж-а-с.
Ka-bus.
В - вот-т... это... э-эт-то... м-мой...
Bu... bu... bus... be... ben...
"Поездки в автобусе с моей сестрой".
- Riding the Bus With My Sister.
Он знал автобусные маршруты, по которым сконцентрировались две главные угрозы
He'd have knowledge of bus routes, which the two major threats centered around.
Мне приснился очередной извращенный Кеннет-шмар.
Bir tane daha korkunç Ken-bus gördüm.
Автобусный Тед.
Bus Ted.
I'm dropping off your keys, unless you want to take the bus home.
Anahtarlarını bırakacaktım. Tabii eve otobüsle dönmek istemiyorsan.
You're saying you don't have a single Santa suit on that whole bus of yours?
- Bana otobüsünde bir tane bile Noel... Baba kostümü olmadığını mı söylüyorsun?
Колеса у автобуса вжик-вжик-вжик, вжик-вжик-вжик, вжик-вжик-вжик.
The wheels on the bus go round and round Round and round, round and round
Колеса у автобуса вжик-вжик-вжик.
The wheels on the bus go round and round
Дворники в автобусе... свиш...
The wipers on the bus go... Swish...
Дворники в автобусе свиш, свиш, свиш, автобус едет по городу.
The wipers on the bus go swish, swish, swish
По-моему, "Автобус - автобус"!
Söylediği "Bus A Bus."
Ben Furusho bet another embed on the Romney bus that he could jump from the second floor of the Nashua Holiday Inn and land in the pool.
Ben Furusho Romney'in otobüsünde ikinci kattan atlayıp Nashua Holiday Inn'in havuzuna girebileceğine dair iddiaya girmiş.
They're 23, they're on a bus in Nashua.
23 yaşındalar ve Nashua'ya giden bir otobüsteler.
- Jim went on the Romney bus?
- Jim Romney'nin otobüsüne mi gitti?
- Баз, Баз.
- Bus, bus.
Yeah, maybe he can help your dream come true of having your lips on the side of a bus.
Tabii, belki de dudaklarını bir otobüsün yan tarafına basarak hayallerini gerçeğe dönüştürür.
Come on. We got to catch the bus to the bush.
Hadi, yağmur ormanına gitmek için otobüsü yakalamalıyız.
— Про картошку. — Колёса автобуса.
- Hot Potato, Wheels on the Bus.
- Подожди, так это трахо-автобус?
Bu "bang bus" gibi bir şey mi? Hayır, hayır.
- Нет, не трахо-автобус.
Bang bus değil yahu.
И там они пели песню "Танец маленьких утят".
Hep beraber şarkı söylediler, "The Wheels On The Bus".
Такая система хранения – ночной кошмар клерка, но разложив документы по своим местам, приведя всё в порядок... выделялся один пустующий ящик, тот, в который недавно заглянули.
Yani, dosya sistemleri tam bir kà ¢ bus... ama yanlış dosyalanan ya da yanlış yere konulan dosyaları listelediğimde göze batan sadece bir boş çekmece vardı son zamanlarda boşaltılmış gibi görünen biri.
It would be, like, what, a 13 -, 14-hour bus ride?
Otobüs ile 13-14 saatlik bir yol mu oluyor?
- Миска.
- Bus.
Вы видели Грейс? Она у меня дома.
Bu nedenle otoriter güç yoluyla bana'Universitatus Commiteeatum E Pluri bus Unum'yetkisi verildi, bu vesile ile sizin için ş.D onursal derecesini aldım.