Deb translate Turkish
1,211 parallel translation
Боюсь, тут я тебе не помощник, Деб.
Korkarım ki bunun içinde kayboldum, Deb.
Деб, мне нужно идти.
Deb, şimdi gitmeliyim.
Так что, я думаю, мы можем освободить Деб от просмотра пленок.
Sanırım bu da Deb'in artık kamera kayıtlarını izleme görevinin sona ermesi anlamına geliyor.
Эй, Деб.
Hey, Deb.
и я никому не могу рассказать об этом, особенно не Деб.
ve özünü söyleyemem, özellikle Deb'e.
- Деб, мы уже говорили об этом.
- Deb, bizde bunu düşünüyorduk.
Деб, ты уже в отделе убийств, как мечтала.
Deb, cinayet masasında daha yenisin Bu dosya suratında patlar,
Не делай этого, Деб.
Yapma bunu, Deb.
Деб, я должен был ему сказать.
Deb, ona söylemek zorundaydım.
Деб, ты моя сестра.
Deb, sen benim kardeşimsin.
Деб меня простит... со временем.
Deb'en sonunda beni affedecek.
Насчет прощения Деб - наверное, надо еще подождать.
Deb'in beni affetmesiyle. Ona en iyisi mi birkaç gün daha vereyim.
- Деб, у меня выходной.
- Deb, bugün benim izin günüm.
мне жаль, Деб, но ты ведь знаешь, что это не наш парень, так?
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem Deb, ama burada yanlış adamın peşinde olduğunu biliyorsun, değil mi?
Деб, поверь.
Deb, bana güven.
Деб ошибается насчет него.
Deb onun hakkında yanılıyor.
Ты же знаешь Деб, ее так просто не остановить.
Deb'i tanırsın, hiçbir şey onu deviremez.
Я знаю, ты очень хотела, чтобы мы пошли поужинать, но, думаю, Деб ты нужна больше.
Bu gece dışarı çıkmayı ne kadar çok istediğini biliyorum ama bence Deb'in eğlenmeye daha çok ihtiyacı var.
Дело в Деб.
Bu Deb için.
Слушай, я не эксперт, но может Деб сегодня нужен, ну, девишник?
Bak, uzman falan değilim, ama bence Deb bu gece biraz kendine zaman ayırabilir.
Сейчас скажу Деб, пусть заедет за тобой, ладно?
Deb'e yarım saat içinde seni almasını söyleceğim, anlaştık mı? Görüşürüz.
Деб, я в большей безопасности, если вся армия Лэнди охотится на Доакса. а не нянчится со мной.
Deb, Lundy'nin askerleri Doakes'in peşindeyken bana bakıcılık yapmalarından daha güvendeyim.
Деб.
Deb.
Надо отдать должное Деб...
Deb'e bir konuda saygı duyuyorum.
Теперь это касается и Деб, и Риты, и детей.
Artık Deb, Rita ve çocuklarla ilgili.
Деб?
Deb?
Это было тяжело для Деб.
Deb zor zamanlar yaşadı.
Я не втягиваю Риту и Деб, предавая Доакса
"Doakes'a komplo kurarak, Rita'yı ve Deb'i kurtarıyorum."
В этом длинном забеге, будет проще Деб
Uzun vadede Deb için de daha kolay olur.
Привет Деб, это я.
Benim, Deb.
Пока Деб.
Hoşça kal, Deb.
Если кто-либо и заслуживает того, чтобы взять меня под опеку, так это Деб
"Beni tutuklamayı hak eden biri varsa, o Deb'dir."
Деб, я мясник из Бей Харбор.
Deb, ben Liman Koyu Kasabıyım.
Деб, я мясник из Бей Харбор.
Deb, Liman Koyu Kasabı benim.
Гарри мог отвергнуть меня, но Деб искренне в меня верит,
"Harry beni reddetmiş olabilir ama Deb açıkça bana güveniyor."
Надеюсь, ты не злишься из-за Деб?
Deb olayına kızmamışsındır umarım.
Все нормально.
Ben iyiyim, Deb.
Деб целилась в безоружного мальчишку, чтобы он сдал ей банду.
Deb silahsız bir çocuğa çeteyi ele vermesi için tabancasını doğrulttu. Adı Joey Nunez.
Деб, если не хочешь уезжать — не надо.
- Deb, bunu yapmak zorunda değilsin.
Как Деб помешалась на своей беговой дорожке.
Tıpkı Deb ve şu lanet koşu bandı gibi.
Деб, может уже прекратишь?
Deb, durmak nedir bilmez misin sen?
Деб, я на самом деле ничего о нем не слышал.
Yapma, Deb. Öyle birini daha önce hiç duymadım.
Деб, я был в Эль Сальвадоре. Гостил у родителей полгода.
Deb, son 6 aydır El Salvador'da ailemin yanındaydım.
Что я такого сделал, Деб?
Deb, gene ne yaptım?
Это чушь, Деб. Эти письма...
Yanılıyorsun Deb, o postalar...
Деб!
Deb!
Деб, тебя стучаться не учили?
Deb, kapıyı çalmak aklına gelmedi mi?
- Хватит, Деб.
- Deb, bu kadarı yeterli.
- Деб, пожалуйста!
- Deb, lütfen!
Позвони Деб.
Deb'i ara.
Ну же, Деб, попробуй, хотя бы.
- Hadi Deb, bir şans ver.